Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (63)
1) 1925’te, Filistin Vâlisi (Yüksek Âmir) Sir Herbert
Samuel, İsrâil Devleti’nin müessis kadrosundan Edmond de Rothschild ile sohbet
ederken… (https://jenikirbyhistory.getarchive.net/media/1925-btm165-ea9696?zoom=true; 18.8.2024)
2) 1921 Orta-Şark Konferansında, Sir Herbert Samuel,
Winston Churchill ve Emîr Abdullâh bir arada…
(https://de.wikipedia.org/wiki/Herbert_Samuel,_1._Viscount_Samuel; 18.8.2024)
3) Herbert Samuel’in, İngiliz Hükûmetine, Ocak 1915 târih
ve “Filistin’in İstikbâli” başlıklı Muhtırasının baş kısmı… (https://en.wikipedia.org/wiki/The_Future_of_Palestine; 27.6.2024)
***
“Wilson Umdeleri”nin 12.
Maddesinin tatbîkâtı: Mondros Mütârekesi
Birinci Cihân Harbi planlanırken,
İngiltere ve Fransa’nın Devlet Adamlarının (ağırlıklı olarak Siyonist ve
Siyonizm müttefîki Farmason Devlet Adamlarının) ve (yine aynı vasıfları hâiz)
Amerikan Cumhûr Reîsi Woodrow Wilson’ın nazarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun
ortadan kaldırılmasının, onun arâzîlerinden Sûriye, Irak ve Anadolu’nun büyük
kısmının sömürgeleştirilmesinin, bu meyânda, Filistin’de bir Yahûdi
Devleti’nin, Şarkî Anadolu’da bir Ermenistan Devleti’nin, Dâhilî Anadolu’da
ise, halkını -Avrupa Medeniyetine temessül etmiş- “Türkler”in teşkîl edeceği
Laik bir Devletin têsîsinin, -kendi tâbirleriyle- bir “Harb hedefi” olarak
vaz’edildiğini, Harbi çıkarmanın başlıca gâyelerinden birinin bu plan, yânî
(“Samuel Muhtırası”nı, “Sykes – Picot Müzâkereleri”ni tâkîben) “Cambon – Grey
Mutâbakatı” olduğunu, buraya kadar, vesîkalarıyle îzâh etmiş bulunuyoruz.
Müslüman Anadolu Milleti, hâinâne
maksadlarla kendisini Harbe sokmuş Siyonist-Sabataî-Mason İktidârından (yânî
İttihâd ve Terakkî Hükûmetinin perde-arkasından) ve dünyâ çapındaki siyâsî
entrikalardan bîhaber, Allâh Rızâsı için, dört sene, bütün cephelerde, her
çeşid fedâkârlığa katlanarak, oluk oluk kanını akıtarak, aç-bîîlaç kalarak, en
büyük mahrûmiyet ve felâketlere göğüs gererek düşmanlarıyle kahramanca çarpıştı,
savaştı, boğuştu… Lâkin en büyük düşman kendi saflarındaydı ve onu göremedi…
Nihâyetinde, dört senelik felâketlerin üzerine, o meş’ûm 19-20 Eylûl 1918
günlerinde, –Siyonistlerin, bizimle, arkamızda bir câsûs ve Münâfık ordusuyle,
önümüzde Jewish Legion’ları ve
İngiliz üniformalı askerleriyle savaştıkları- Filistin Cephesindeki hâinâne
bozgun fâciası yaşandı. Bozulan Ordunun bakıyesi, kargaşa içinde, hiç olmazsa
felâketi hafîfletecek hiçbir müdâfaa harbi yapmadan tâ Toroslar’a kadar
çekildi… (Filistin Cephesinde 19-20 Eylûl 1918 Hezîmetinin içyüzü hakkındaki
tafsîlât, “Ayasofya Câmii’ne ‘Bizans Müzesi’ Hakâretinin Sahîh Târihçesi”
başlıklı geniş araştırmamızın içindedir: Yeni
Söz, 20 Şubat – 25 Mart 2023/103-136, her gün tam sayfa 34 tefrika.)
Sömürgeci Avrupa Medeniyetinin yüz karası
bir vesîka
Mondros Mütârekesi, evvelden
hesâblanmış bu muazzam mağlûbiyet üzerine yapıldı. Mütârekenâme, 30 Ekim
1918’de, Limni adasının Mondros limanında, Îtilâf Kuvvetlerini temsîl eden Akdeniz Havâlîsi İngiliz Başkumandanı Livâ
Amirali Sir Arthur Calthorpe (Vice Admiral the Honourable Sir Somerset Arthur
Gough-Calthorpe, British Commander-in-Chief of the Mediterranean Station) ile Osmanlı tarafını temsîl eden Bahriye Nâzırı Hüseyin Rauf, Hâriciye
Nezâreti Müsteşârı Reşâd Hikmet ve Umûmî Erkânıharbiye Reîsliğinden Kaymakam
Sâdullâh Beyler tarafından imzâlandı. Türkiye’ye dikte edilen Mütâreke, “Wilson
Umdeleri”ne ve Cambon – Grey Mutâbakatı’na muvâfık bir zihniyetle
hazırlanmıştı: Memlekette âsâyişin sağlanması ve hudûdların muhâfazası için
lüzûmlu mikdâr hâric, bütün Ordu terhîs ediliyor, bütün harb gemileri
zaptediliyor, Ordunun silâh ve mühimmâtının ne yapılacağı hakkında “Müttefîk”
(Îtilâfçı) Kuvvetler söz sâhibi oluyor, Boğazlar, Îtilâf Devletlerinin
kontrolüne geçiyor, esîr alınmış bütün Îtilâf askerleri ve onlarla berâber
savaşmış Ermeni askerleri serbest bırakılırken esîr Osmanlı askerleri
“Müttefîk” Kuvvetlerin muhâfazasında
kalmıya devâm ediyor, Anadolu’nun -planlandığı şekilde- paylaşılması için
lüzûmlu (Toros tünellerinin işgâli, bütün demiryollarında ve telsiz-telgraf
hatlarında “Müttefîk Kuvvetler”in kontrolü, -7. Maddenin hükmünce-
“Müttefîklerin emniyetini tehdîd edebilecek herhangi bir hâlin zuhûrunda,
Müttefîkler, bütün sevkulceyşî noktaları işgâl hakkını hâiz olacaklardır” gibi)
ilk tedbîrler alınıyor, ilk adımlar atılıyordu. Nitekim, çok geçmeden,
Memleketin kısm-ı âzamı, emperyalist taksîme muvâfık olarak işgâl edildi;
evvelki Plana ilâveten, (Versay Sarayı’ndaki Sulh Konferansı’nın –Wilson’ın da dâhil
olduğu- “Dörtlü Hey’et”inin karârıyle) bir piyon olarak kullanılan Yunan Ordusu
da Anadolu’ya saldırtıldı (14 Mayıs 1919)…
Mütârekenâmenin başında, Amiral
Calthorpe zikredilirken, onun, “acting under authority from the British
Government, in agreement with their Allien”, yânî “İngiliz Hükûmetinin
kendisine verdiği salâhiyet, ayrıca Müttefîklerin [Îtilâf Devletlerinin]
tasvîbiyle” mezkûr vesîkaya imzâ attığı kaydediliyor. Binâenaleyh, o, Osmanlı
tarafıyle, bütün Îtilâf Devletlerini temsîlen mütâreke yapmıştır; ki buna
Amerika, dîğer tâbirle, Wilson ve Siyonist avenesi de dâhildir.
Mütârekenâmenin
hazırlandığı gün, Pâris’deki Versay Sarayı’nda, Üç Îtilâf Devletinin
temsîlcileri toplantı hâlindeydi: Fransa’dan Başvekîl Georges Clemenceau ve
Hâriciye Vekîli Stephen Pichon, İngiltere’den Başvekîl David Lloyd George ve
Hâriciye Vekîli Arthur James Balfour, İtalya’dan Başvekîl Vittorio Emanuele
Orlando ve Hâriciye Vekîli Baron Sidney Costantino Sonnino. Toplantı esnâsında,
Lloyd George’a, Amiral Calthorpe’un, o akşam Osmanlı tarafıyle mütâreke
imzâlıyacağına dâir telgrafı ulaşıyor. İngiliz Başvekîli haberi hâzırûna
iletince, Fransa ve İtalya temsîlcileri kendilerine daha evvel haber
verilmediği için alınıyor ve bu hâli protesto ediyorlar. Aralarında geçen muhâverede,
Lloyd George, onlara, Osmanlı’ya karşı verilen savaşta neredeyse bütün yükü
kendilerinin çekdiklerini, “Türkiye’ye karşı savaşırken yüz binlerce kayıb
verdiklerini”, “Müttefîklerinin cepheye bir avuç zenciden başka bir şey
göndermediklerini”, “el’ân dahi, Türk topraklarında yarım milyon civârında
asker bulundurduklarını” ifâde ederek onlara çıkışıyor ve kendilerinin
inisiyatifiyle bir mütâreke imzâlanmasında gocunacak bir taraf olmadığını îzâh
ediyor. Netîcede, Fransa ve İtalya da, hazırlanmış Mütârekenâmeyi kabûl
ediyorlar. (İngiliz Hükûmetinin Millî Arşivi’nden: “Milestones to peace: the
Armistice of Mudros”, 30.10.2018, https://blog.nationalarchives.gov.uk/milestones-peace-armistice-mudros/; 20.8.2024. Bu makâlede, mezkûr
toplantının zabıtlarının fotokopileri de bulunuyor.)
Versay Sarayı’ndaki mezkûr 30 Ekim
1918 toplantısının zabıtlarından da anlaşıldığı vechiyle, Mondros
Müterâkenâmesi, Îtilâf Devletlerinin hepsinin kabûlüyle imzâlanmıştır. Belki
Amerika’nın tasvîbi daha sonra alınmıştır. Zâten, formalite mes’elesi hâric, ne
îtirâzları olabilirdi ki? O vesîkadaki bütün hükümler “Wilson Umdeleri”ne de,
“Cambon – Grey Mutâbakatı”na da bütünüyle muvâfık değil miydi?
“Ermeni Vilâyât-ı Sittesi”
Mondros
Mütârekenâmesi öylesine “Wilson Umdeleri” ile “Cambon – Grey Mutâbakatı”nın rûhuna
ve lâfzına muvâfık sûrette hazırlanmıştı ki onun 24. Maddesinde Woodrow
Wilson’ın “Ermenistan”ına da yer verilmiştir:
“Müttefîkler, altı Ermeni vilâyetinde
karışıklık çıkması hâlinde, mezkûr vilâyetlerin herhangi bir kısmını işgâl
hakkını kendilerinde mahfûz tutarlar. (In case of disorder in
the six Armenian vilayets the Allies reserve to themselves the right to occupy
any part of them.)”
Orada, yânî gûyâ “Altı Ermeni Vilâyeti (Vilâyât-ı
Sitte)” olan Erzurum, Van, Diyârbekir, Bitlis, Harput (Elâziz), Sivas’ta, şoven
ve tedhîşçi Ermeniler bir “patırtı” çıkarırlarsa, bunu bahâne eden Îtilâf
Kuvvetleri, derhâl müdâhale edecekler ve tabiî, bunun sonu “Ermenistan
Devleti”ne varacak!
Türkiye’de muâhedeler mevzûunda mühim bir mêhaz olan
Prof. Nihat Erim’in Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih
Metinleri ünvânlı
eserinde münderic Mondros Mütârekesi’nde, 24. Madde, “metn-i kat’î” kısmında,
“Ermeni” lafzı iptâl edilmiş olarak verilmiştir. Erim, bir hâşiyeyle, bu metni,
Ali Türkgeldi’nin Mondros ve Mudanya
Mütarekelerinin Tarihi ünvânlı kitabından aynen iktibâs ettiğini
belirtiyor. Türkgeldi’nin metni iki sütûn hâlinde takdîm etmiştir. Birinci
sütûnda Calthorpe’un teklîfleri, ikinci sütûnda “metn-i kat’î” vardır. (“Metn-i
kat’î”, 24. Maddedeki “Ermeni” lafzı hâric, İngilizce aslına uygundur.) Bu
ikinci sütûndan, Calthorpe’un bâzı teklîflerinin kısmen hafîfletilerek kabûl
edildiği anlaşılıyor. Buna nazaran, 24. Madde de, “Vilâyât-ı Sitte”nin “Ermeni
Vilâyetleri” olduğu iddiâsı reddedilerek kabûl edilmiştir. Hâlbuki bütün ecnebî
neşriyâtta, 24. Madde “Ermeni Vilâyât-ı Sittesi” tâbiri ile veriliyor. Meselâ
Fransız Hâriciye Vekâleti’nin neşri olan şu kitabda: Guerre européenne. Documents 1918. Conventions d’armistice passées avec
la Turquie, la Bulgarie, l’Autriche-Hongrie et l’Allemagne par les puissances
alliées et assaciées, Paris: Imprimerie nationale, 1919, s. 9 –İngilizce
metin- ve s. 12 –Fransızca metin-.
Metinlerdeki bu tenâkuz, bizi araştırmıya sevketti ve
netîcede, Mütârekenâme’nin İngilizce aslının ilk ve son sayfalarının
fotoğraflarına Murat Bardakçı’nın 2018’de neşredilmiş bir makâlesinden
ulaşınca, esefle, 24. Maddenin Türkgeldi ve Erim tarafından tahrîf edildiğini
müşâhede ettik. (Erim de mes’ûldür; çünki bu metnin aslına vâkıf olmalıdır.) Bu
kadar vahîm bir tahrîfâtı hangi akla hizmet ederek yaptıkları elbette
mechûlümüzdür. Her hâl-ü-kârda, Osmanlı tarafının, (zımnen, Müslüman Anadolu
Milletini imhâ etmeyi istihdâf eden) bu kadar alçakça bir metni imzâ etmesi pek
fecî bir hâldir! Bundan da daha fecî olanı, Osmanlı Devleti’mizi hâinâne
tertîblerle bu hâle düşürmüş olanları hâlâ tanıyamamış, hattâ ahmaklık
derecesine varan bir gafletle onları “kahraman” îlân edip baş tâcı etmiş,
başımıza gelen onca felâketten hiç mi hiç ibret almamış olmamızdır! (Bu kıymetli vesîkayı neşreden Murat
Bardakçı’ya ve onun makâlesini bana haber veren azîz arkadaşım Niyazi Tanılır’a
teşekkür ederim.)
(Murat Bardakçı, “Kayıtsız-şartsız teslim belgemiz olan
uğursuz Mondros Mütarekesi’nin yüzüncü yıldönümü!”, 28.10.2018;
(Prof. Nihat
Erim, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi
Tarih Metinleri, Cilt 1: Osmanlı İmparatorluğu Andlaşmaları, Ankara: A.Ü.
Hukuk Fakültesi Yl., 1953, s. 524: “Ali Türkgeldi, Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi, Ankara, 1958, s. 69’dan
aynen alınmıştır”)
“İnsan Hakları”nın
sahte müdâfii Garb Devletleri nâmına yüz karası bir vesîka olan Mondros
Mütârekenâmesi’nin aslının imzâlı son sayfası… Bu sayfada bulunan 24. Maddede
“Ermeni Vilâyât-ı Sittesi” deniyor. Türkgeldi / Erim metnine nazaran ise, gûyâ
bu ifâde değiştirilmiş ve “Vilâyât-ı Sitte” şekli kabûl edilmiştir (sağ
sütûndaki “metn-i kat’î”)… “Târih”le böyle oynuyorlar!
***