Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.44
Gram Altın
2853.99
BIST 100
9420.42
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (63)

1_aab4e8afc33faa2642512e87abd5d7c0.jpg

1) 1925’te, Filistin Vâlisi (Yüksek Âmir) Sir Herbert Samuel, İsrâil Devleti’nin müessis kadrosundan Edmond de Rothschild ile sohbet ederken… (https://jenikirbyhistory.getarchive.net/media/1925-btm165-ea9696?zoom=true; 18.8.2024)

2) 1921 Orta-Şark Konferansında, Sir Herbert Samuel, Winston Churchill ve Emîr Abdullâh bir arada…

(https://de.wikipedia.org/wiki/Herbert_Samuel,_1._Viscount_Samuel; 18.8.2024)

3) Herbert Samuel’in, İngiliz Hükûmetine, Ocak 1915 târih ve “Filistin’in İstikbâli” başlıklı Muhtırasının baş kısmı… (https://en.wikipedia.org/wiki/The_Future_of_Palestine; 27.6.2024)

***

“Wilson Umdeleri”nin 12. Maddesinin tatbîkâtı: Mondros Mütârekesi

Birinci Cihân Harbi planlanırken, İngiltere ve Fransa’nın Devlet Adamlarının (ağırlıklı olarak Siyonist ve Siyonizm müttefîki Farmason Devlet Adamlarının) ve (yine aynı vasıfları hâiz) Amerikan Cumhûr Reîsi Woodrow Wilson’ın nazarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun ortadan kaldırılmasının, onun arâzîlerinden Sûriye, Irak ve Anadolu’nun büyük kısmının sömürgeleştirilmesinin, bu meyânda, Filistin’de bir Yahûdi Devleti’nin, Şarkî Anadolu’da bir Ermenistan Devleti’nin, Dâhilî Anadolu’da ise, halkını -Avrupa Medeniyetine temessül etmiş- “Türkler”in teşkîl edeceği Laik bir Devletin têsîsinin, -kendi tâbirleriyle- bir “Harb hedefi” olarak vaz’edildiğini, Harbi çıkarmanın başlıca gâyelerinden birinin bu plan, yânî (“Samuel Muhtırası”nı, “Sykes – Picot Müzâkereleri”ni tâkîben) “Cambon – Grey Mutâbakatı” olduğunu, buraya kadar, vesîkalarıyle îzâh etmiş bulunuyoruz.

Müslüman Anadolu Milleti, hâinâne maksadlarla kendisini Harbe sokmuş Siyonist-Sabataî-Mason İktidârından (yânî İttihâd ve Terakkî Hükûmetinin perde-arkasından) ve dünyâ çapındaki siyâsî entrikalardan bîhaber, Allâh Rızâsı için, dört sene, bütün cephelerde, her çeşid fedâkârlığa katlanarak, oluk oluk kanını akıtarak, aç-bîîlaç kalarak, en büyük mahrûmiyet ve felâketlere göğüs gererek düşmanlarıyle kahramanca çarpıştı, savaştı, boğuştu… Lâkin en büyük düşman kendi saflarındaydı ve onu göremedi… Nihâyetinde, dört senelik felâketlerin üzerine, o meş’ûm 19-20 Eylûl 1918 günlerinde, –Siyonistlerin, bizimle, arkamızda bir câsûs ve Münâfık ordusuyle, önümüzde Jewish Legion’ları ve İngiliz üniformalı askerleriyle savaştıkları- Filistin Cephesindeki hâinâne bozgun fâciası yaşandı. Bozulan Ordunun bakıyesi, kargaşa içinde, hiç olmazsa felâketi hafîfletecek hiçbir müdâfaa harbi yapmadan tâ Toroslar’a kadar çekildi… (Filistin Cephesinde 19-20 Eylûl 1918 Hezîmetinin içyüzü hakkındaki tafsîlât, “Ayasofya Câmii’ne ‘Bizans Müzesi’ Hakâretinin Sahîh Târihçesi” başlıklı geniş araştırmamızın içindedir: Yeni Söz, 20 Şubat – 25 Mart 2023/103-136, her gün tam sayfa 34 tefrika.)

Sömürgeci Avrupa Medeniyetinin yüz karası bir vesîka

Mondros Mütârekesi, evvelden hesâblanmış bu muazzam mağlûbiyet üzerine yapıldı. Mütârekenâme, 30 Ekim 1918’de, Limni adasının Mondros limanında, Îtilâf Kuvvetlerini temsîl eden Akdeniz Havâlîsi İngiliz Başkumandanı Livâ Amirali Sir Arthur Calthorpe (Vice Admiral the Honourable Sir Somerset Arthur Gough-Calthorpe, British Commander-in-Chief of the Mediterranean Station) ile Osmanlı tarafını temsîl eden Bahriye Nâzırı Hüseyin Rauf, Hâriciye Nezâreti Müsteşârı Reşâd Hikmet ve Umûmî Erkânıharbiye Reîsliğinden Kaymakam Sâdullâh Beyler tarafından imzâlandı. Türkiye’ye dikte edilen Mütâreke, “Wilson Umdeleri”ne ve Cambon – Grey Mutâbakatı’na muvâfık bir zihniyetle hazırlanmıştı: Memlekette âsâyişin sağlanması ve hudûdların muhâfazası için lüzûmlu mikdâr hâric, bütün Ordu terhîs ediliyor, bütün harb gemileri zaptediliyor, Ordunun silâh ve mühimmâtının ne yapılacağı hakkında “Müttefîk” (Îtilâfçı) Kuvvetler söz sâhibi oluyor, Boğazlar, Îtilâf Devletlerinin kontrolüne geçiyor, esîr alınmış bütün Îtilâf askerleri ve onlarla berâber savaşmış Ermeni askerleri serbest bırakılırken esîr Osmanlı askerleri “Müttefîk” Kuvvetlerin muhâfazasında kalmıya devâm ediyor, Anadolu’nun -planlandığı şekilde- paylaşılması için lüzûmlu (Toros tünellerinin işgâli, bütün demiryollarında ve telsiz-telgraf hatlarında “Müttefîk Kuvvetler”in kontrolü, -7. Maddenin hükmünce- “Müttefîklerin emniyetini tehdîd edebilecek herhangi bir hâlin zuhûrunda, Müttefîkler, bütün sevkulceyşî noktaları işgâl hakkını hâiz olacaklardır” gibi) ilk tedbîrler alınıyor, ilk adımlar atılıyordu. Nitekim, çok geçmeden, Memleketin kısm-ı âzamı, emperyalist taksîme muvâfık olarak işgâl edildi; evvelki Plana ilâveten, (Versay Sarayı’ndaki Sulh Konferansı’nın –Wilson’ın da dâhil olduğu- “Dörtlü Hey’et”inin karârıyle) bir piyon olarak kullanılan Yunan Ordusu da Anadolu’ya saldırtıldı (14 Mayıs 1919)…

Mütârekenâmenin başında, Amiral Calthorpe zikredilirken, onun, acting under authority from the British Government, in agreement with their Allien”, yânî “İngiliz Hükûmetinin kendisine verdiği salâhiyet, ayrıca Müttefîklerin [Îtilâf Devletlerinin] tasvîbiyle” mezkûr vesîkaya imzâ attığı kaydediliyor. Binâenaleyh, o, Osmanlı tarafıyle, bütün Îtilâf Devletlerini temsîlen mütâreke yapmıştır; ki buna Amerika, dîğer tâbirle, Wilson ve Siyonist avenesi de dâhildir.

Mütârekenâmenin hazırlandığı gün, Pâris’deki Versay Sarayı’nda, Üç Îtilâf Devletinin temsîlcileri toplantı hâlindeydi: Fransa’dan Başvekîl Georges Clemenceau ve Hâriciye Vekîli Stephen Pichon, İngiltere’den Başvekîl David Lloyd George ve Hâriciye Vekîli Arthur James Balfour, İtalya’dan Başvekîl Vittorio Emanuele Orlando ve Hâriciye Vekîli Baron Sidney Costantino Sonnino. Toplantı esnâsında, Lloyd George’a, Amiral Calthorpe’un, o akşam Osmanlı tarafıyle mütâreke imzâlıyacağına dâir telgrafı ulaşıyor. İngiliz Başvekîli haberi hâzırûna iletince, Fransa ve İtalya temsîlcileri kendilerine daha evvel haber verilmediği için alınıyor ve bu hâli protesto ediyorlar. Aralarında geçen muhâverede, Lloyd George, onlara, Osmanlı’ya karşı verilen savaşta neredeyse bütün yükü kendilerinin çekdiklerini, “Türkiye’ye karşı savaşırken yüz binlerce kayıb verdiklerini”, “Müttefîklerinin cepheye bir avuç zenciden başka bir şey göndermediklerini”, “el’ân dahi, Türk topraklarında yarım milyon civârında asker bulundurduklarını” ifâde ederek onlara çıkışıyor ve kendilerinin inisiyatifiyle bir mütâreke imzâlanmasında gocunacak bir taraf olmadığını îzâh ediyor. Netîcede, Fransa ve İtalya da, hazırlanmış Mütârekenâmeyi kabûl ediyorlar. (İngiliz Hükûmetinin Millî Arşivi’nden: “Milestones to peace: the Armistice of Mudros”, 30.10.2018, https://blog.nationalarchives.gov.uk/milestones-peace-armistice-mudros/; 20.8.2024. Bu makâlede, mezkûr toplantının zabıtlarının fotokopileri de bulunuyor.)

Versay Sarayı’ndaki mezkûr 30 Ekim 1918 toplantısının zabıtlarından da anlaşıldığı vechiyle, Mondros Müterâkenâmesi, Îtilâf Devletlerinin hepsinin kabûlüyle imzâlanmıştır. Belki Amerika’nın tasvîbi daha sonra alınmıştır. Zâten, formalite mes’elesi hâric, ne îtirâzları olabilirdi ki? O vesîkadaki bütün hükümler “Wilson Umdeleri”ne de, “Cambon – Grey Mutâbakatı”na da bütünüyle muvâfık değil miydi?

“Ermeni Vilâyât-ı Sittesi”

Mondros Mütârekenâmesi öylesine “Wilson Umdeleri” ile “Cambon – Grey Mutâbakatı”nın rûhuna ve lâfzına muvâfık sûrette hazırlanmıştı ki onun 24. Maddesinde Woodrow Wilson’ın “Ermenistan”ına da yer verilmiştir:

“Müttefîkler, altı Ermeni vilâyetinde karışıklık çıkması hâlinde, mezkûr vilâyetlerin herhangi bir kısmını işgâl hakkını kendilerinde mahfûz tutarlar. (In case of disorder in the six Armenian vilayets the Allies reserve to themselves the right to occupy any part of them.)”

Orada, yânî gûyâ “Altı Ermeni Vilâyeti (Vilâyât-ı Sitte)” olan Erzurum, Van, Diyârbekir, Bitlis, Harput (Elâziz), Sivas’ta, şoven ve tedhîşçi Ermeniler bir “patırtı” çıkarırlarsa, bunu bahâne eden Îtilâf Kuvvetleri, derhâl müdâhale edecekler ve tabiî, bunun sonu “Ermenistan Devleti”ne varacak!

Türkiye’de muâhedeler mevzûunda mühim bir mêhaz olan Prof. Nihat Erim’in Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri ünvânlı eserinde münderic Mondros Mütârekesi’nde, 24. Madde, “metn-i kat’î” kısmında, “Ermeni” lafzı iptâl edilmiş olarak verilmiştir. Erim, bir hâşiyeyle, bu metni, Ali Türkgeldi’nin Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi ünvânlı kitabından aynen iktibâs ettiğini belirtiyor. Türkgeldi’nin metni iki sütûn hâlinde takdîm etmiştir. Birinci sütûnda Calthorpe’un teklîfleri, ikinci sütûnda “metn-i kat’î” vardır. (“Metn-i kat’î”, 24. Maddedeki “Ermeni” lafzı hâric, İngilizce aslına uygundur.) Bu ikinci sütûndan, Calthorpe’un bâzı teklîflerinin kısmen hafîfletilerek kabûl edildiği anlaşılıyor. Buna nazaran, 24. Madde de, “Vilâyât-ı Sitte”nin “Ermeni Vilâyetleri” olduğu iddiâsı reddedilerek kabûl edilmiştir. Hâlbuki bütün ecnebî neşriyâtta, 24. Madde “Ermeni Vilâyât-ı Sittesi” tâbiri ile veriliyor. Meselâ Fransız Hâriciye Vekâleti’nin neşri olan şu kitabda: Guerre européenne. Documents 1918. Conventions d’armistice passées avec la Turquie, la Bulgarie, l’Autriche-Hongrie et l’Allemagne par les puissances alliées et assaciées, Paris: Imprimerie nationale, 1919, s. 9 –İngilizce metin- ve s. 12 –Fransızca metin-.

Metinlerdeki bu tenâkuz, bizi araştırmıya sevketti ve netîcede, Mütârekenâme’nin İngilizce aslının ilk ve son sayfalarının fotoğraflarına Murat Bardakçı’nın 2018’de neşredilmiş bir makâlesinden ulaşınca, esefle, 24. Maddenin Türkgeldi ve Erim tarafından tahrîf edildiğini müşâhede ettik. (Erim de mes’ûldür; çünki bu metnin aslına vâkıf olmalıdır.) Bu kadar vahîm bir tahrîfâtı hangi akla hizmet ederek yaptıkları elbette mechûlümüzdür. Her hâl-ü-kârda, Osmanlı tarafının, (zımnen, Müslüman Anadolu Milletini imhâ etmeyi istihdâf eden) bu kadar alçakça bir metni imzâ etmesi pek fecî bir hâldir! Bundan da daha fecî olanı, Osmanlı Devleti’mizi hâinâne tertîblerle bu hâle düşürmüş olanları hâlâ tanıyamamış, hattâ ahmaklık derecesine varan bir gafletle onları “kahraman” îlân edip baş tâcı etmiş, başımıza gelen onca felâketten hiç mi hiç ibret almamış olmamızdır! (Bu kıymetli vesîkayı neşreden Murat Bardakçı’ya ve onun makâlesini bana haber veren azîz arkadaşım Niyazi Tanılır’a teşekkür ederim.)

2_8f57a9d0b1364c13db2e223a28b0addd.jpg

(Murat Bardakçı, “Kayıtsız-şartsız teslim belgemiz olan uğursuz Mondros Mütarekesi’nin yüzüncü yıldönümü!”, 28.10.2018;

https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/2196025-kayitsiz-sartsiz-teslim-belgemiz-olan-ugursuz-mondros-mutarekesinin-yuzuncu-yildonumu; 15.8.2024)

(Prof. Nihat Erim, Devletlerarası Hukuku ve Siyasi Tarih Metinleri, Cilt 1: Osmanlı İmparatorluğu Andlaşmaları, Ankara: A.Ü. Hukuk Fakültesi Yl., 1953, s. 524: “Ali Türkgeldi, Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi, Ankara, 1958, s. 69’dan aynen alınmıştır”)

“İnsan Hakları”nın sahte müdâfii Garb Devletleri nâmına yüz karası bir vesîka olan Mondros Mütârekenâmesi’nin aslının imzâlı son sayfası… Bu sayfada bulunan 24. Maddede “Ermeni Vilâyât-ı Sittesi” deniyor. Türkgeldi / Erim metnine nazaran ise, gûyâ bu ifâde değiştirilmiş ve “Vilâyât-ı Sitte” şekli kabûl edilmiştir (sağ sütûndaki “metn-i kat’î”)… “Târih”le böyle oynuyorlar!

***