Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (62)
Herbert Samuel’in, Weizmann’ın Siyonizme dâir taleblerini “fazla temkînli” veyâ “mütevâzı” bulacak kadar “ateşli bir Siyonist” olduğu tesbîtinde bulunan, Yehuda Reinharz’dır. Chaim Weizmann, 1983’te neşredilen Ağustos 1898 – Temmuz 1931 devresine âid Mektublar ve Evrâklar’ından naklettiğine göre, Samuel’le, onun Hükûmet Âzâsı olduğu 1915 senesinde görüşen Weizmann, ona, Filistin’de, Yahûdilerin ekseriyette olacağı ve bizzât idâre edecekleri bir arâzî elde etmek peşinde olduklarını, bu arâzî Monako büyüklüğünde dahi olsa, ona râzı olacaklarını îzâh ediyor.
Siyonizmle ittifâk hâlinde faâliyet
gösteren iki Farmason Devlet Adamı: Paul Cambon ve Edward Grey
Paul Cambon
(Pâris, 20.1.1843 – a.y., 29.5.1924), yukarıda kendisinden bahsettiğimiz
vechiyle, 4 Haziran 1917 târihli bir
mektubla, Hükûmeti nâmına, Siyonist Lideri Nahum Sokolow’a, Filistin’de bir
Yahûdi Devleti’nin têsîsini destekleme taahhüdünde bulunan ve o esnâda Fransız
Hâriciye Vekâleti Müsteşârı olan Farmason Jules Cambon’un ağabeyidir ve Jules
Cambon, Cambon – Grey Mutâbakatı imzâlandığı zamân Müsteşârlık mevkiini
muhâfaza ediyordu. (J. Cambon’un Müsteşârlığı, 1915 ilâ 1920
senelerindedir.)
1890 ilâ 1898 senelerinde
Fransa’nın İstanbul Büyük Elçisi olan Paul Cambon, 1898 ilâ 1920 senelerinde 22
sene Fransa’nın Londra Büyük Elçiliğini deruhde ederek bir rekor kırmış, bu
fevkalâde mühim mevkii işgâl ederken, Fransa-İngiltere münâsebetlerinde olduğu
gibi dünyâ siyâsetinde de müessir olmuştur.
Jules Cambon’un Masonluğunu gün
ışığına çıkaran Lucien Sabah (yukarıda çalışmasına atıfta bulunmuştuk), Paul
Cambon’un Masonluğuna dâir de bir makâle neşretmiş bulunuyor: “L'ambassadeur Paul Cambon était-il
franc-maçon? (Büyük Elçi Paul Cambon, Mason muydu?)”, BIDERM, n° 35, 1985 (Yine aynı müellifin şu
makâlesinden naklen: “La franc-maçonnerie et l’antisémitisme”, Revue des Etudes Juives –Yahûdi Tedkîkleri
Mecmûası-, Janvier 1996, tome 155, fasc. 1-2, p. 4; http://hiram3330.i.h.f.unblog.fr/files/2016/02/franc-maconnerie-et-antisemitisme-albert-pike-kkk-et-bnai-brith-juif1.pdf; 17.8.2024) Lucien Sabah’ın bu
husûsta mühim bir mesnedi, onun, Farmason Devlet Adamı Jules Ferry’nin (La
Seine –günümüzde Pâris-Vâlisi iken) Kâtibliğini yapmış olmasıdır. (Fransa
Masonluğunun kendisiyle çok iftihâr ettiği –Laiklik ve sömürgecilik şampiyonu- Jules
Ferry, La Clémente Amitié ve Alsace-Lorraine Localarının Âzâsı idi. –Henry
Coston, La Franc-Maçonnerie au Parlement,
Paris: Documents et Témoignages, 1970, p. 125-)
Paul Cambon’un uzun seneler
Londra Büyük Elçiliği yapması gibi, Edward Grey de (Fallodon, 25.4.1862 – a.y.,
7.9.1933) uzun seneler (Aralık 1905 – Aralık 1916) İngiliz Hâriciye Vekîlliği
yapmıştı. Târihin perde-arkasına dâir ciddî makâleler neşreden Mind Map Channel Sitesi, 7 Mayıs 1915’te
Alman denizaltısı U-20 tarafından batırılan Lusitania transatlantiğinin,
Almanya’nın îkâzına aldırmıyarak, Amerika’dan İngiltere’ye silâh ve mühimmât
taşıdığını, batırıldığı gün, İngiliz harb gemileri tarafından korunmadığını,
böylece batırılan gemide ölen 1.195 kişiden 120’sinin Amerikalı olduğunu ve bunun
da Amerika’nın Almanya’ya harb îlân etmesinde mesned olarak kullanıldığını îzâh
eden “RMS Lusitania” başlıklı makâlesinde, o esnâda Hâriciye Vekîli sıfatıyle
bu hâdisenin mes’ûlleri arasında saydığı Edward Grey’in Apollo Locası Âzâsı
olduğunu kaydediyor… (https://www.mindmapchannel.com/rms-lusitania.html; 17.8.2024)
Osmanlı
İmparatorluğu’nun –16 Mayıs 1916 Cambon / Grey Mutâbakatı’na nazaran- sömürgeci
Devletler arasında taksîmini gösterir bir başka harita… Harita, Prof. Henry
Laurens’ın gâyet câlib-i dikkat şu makâlesinde mündericdir: “Les ravages d’une
guerre arbitraire: Comment l’Empire ottoman fut dépecé (Keyfî Bir Harbin
Tahrîbâtı: Osmanlı İmparatorluğu Nasıl Lime Lime Edildi)?”, Le Monde diplomatique, avril 2003, pp.
16-17; https://www.monde-diplomatique.fr/2003/04/LAURENS/10102#nh6/www.monde-diplomatique.fr; 16.8.2024)
Bize “Medeniyet” ve
“İnsan Hakları” dersi vermiye kalkışanlar, bunlardır!
Dîğer taraftan, nasıl oldu da onların lokması hâline
geldik? Çünki asırlardır derin uykulardayız: Hakîkat aşkı yok, Tecrübî İlim
Zihniyet ve Usûlünün rehberliği yok, Kur’ân-ı Hakîm üzerinde tefekkür yok, her
işimizde Allâh Rızâsını gözetmek yok, teşkîlâtlı tesânüd ve mücâdele yok,
dünyâyı tanıma ve îmâr azmi yok, yüzümüze gülüp arkamızdan kuyumuzu kazanlardan
haberimiz yok, hamiyet yok, Îmân heyecânı yok! Ya ne bekliyorduk?
***
İngiltere’nin “ateşli Siyonist” bir Devlet Adamı: Sir Herbert
Samuel
Yukarıda Sir Herbert Samuel’den
(Liverpool, 6.11.1870 – Londra, 5.2.1963) bir nebze bahsetmiştik. Dünyâ
Siyonist Teşkîlâtı’nın Reîsi Chaim Weizmann’ı dahi fazla temkînli bulacak kadar
“ateşli bir Siyonist (an avid believer in
Zionism)” olan Samuel (https://en.wikipedia.org/wiki/The_Future_of_Palestine; 27.6.2024), İngiltere siyâsî
hayâtının nüfûzlu bir şahsıyeti idi. Siyâsî hayâtının mühim safhaları
şunlardır:
- Liberal Parti’den Meb’ûs: 5.11.1902 – 14.12.1918; 30.5.1929 –
14.11.1935;
- Herbert Henry Asquith Hükûmetinde Mahallî Hükûmet Hey’eti –Local Government Board- Reîsi: 11.2.1914
– 25.11.1915; Posta –Haberleşme- Vekîli
–Postmaster General-: 14.2.1910 –
11.2.1914; 26.5.1915 - 18.1.1916;
- Filistin ve Ürdün Vâlisi (Yüksek Âmiri -High Commissioner for Palestine and Transjordan-: 1.7.1920 –
30.6.1925;
- H. H. Asquith Hükûmetinde Dâhiliye Vekîli: 12.1.1916 – 7.12.1916;
Ramsay MacDonald Hükûmetinde Dâhiliye Vekîli: 26.8.1931 – 1.10.1932;
- Liberal Parti Umûmî Reîsi:
4.11.1931 – 26.11.1935.
Herbert Samuel’in, yukarıda işâret ettiğimiz gibi, Weizmann’ın Siyonizme
dâir taleblerini “fazla temkînli” veyâ “mütevâzı” bulacak kadar “ateşli bir
Siyonist” olduğu tesbîtinde bulunan, Yehuda Reinharz’dır. Chaim Weizmann, The Making of a Statesman (C. W., Bir Devlet Adamı
Nasıl Yetişti?) ünvânlı kitabın (Oxford University Press, 1993) müellifi
olan Reinharz’ın, Weizmann’ın 1983’te neşredilen Ağustos 1898 – Temmuz 1931
devresine âid Mektublar ve Evrâklar’ından
naklettiğine göre, Samuel’le, onun Hükûmet Âzâsı olduğu 1915 senesinde görüşen
Weizmann, ona, Filistin’de, Yahûdilerin ekseriyette olacağı ve bizzât idâre
edecekleri bir arâzî elde etmek peşinde olduklarını, bu arâzî Monako
büyüklüğünde dahi olsa, ona râzı olacaklarını îzâh ediyor ve: “Yeter ki orada
bir kumarhâne yerine, bir üniversitesi olsun!” diyor. Samuel, onun bu
tasavvurunu “pek mütevâzı bularak” îtirâz ediyor, ona büyük düşünmesini tavsıye
ediyor: Filistin’de büyük işler başarılmalıdır. Ben de bu uğurda çalışacak,
askerî vazıyet belli olunca Yahûdilerin harekete geçmesini bekliyeceğim.
Yahûdilerin fedâkârlık yapması şarttır ve şahsen, ben de buna hazırım.
Yahûdilerin, Filistin’de, demiryolları, limanlar, bir üniversite, pek çok
mekteb inşâ etmeleri lâzım. Orada “Mâbed” tekrâr inşâ edilebilir ve o, Yahûdi
ittihâdının bir timsâli olur. İlh…
(https://fr.wikipedia.org/wiki/Herbert_Samuel;
24.4.2024;
https://en.wikipedia.org/wiki/The_Future_of_Palestine; 27.6.2024)
Balfour Beyânnâmesi’nin
hazırlanmasında têsîri olanlardan biri de, İngiltere Siyonist Kongresi Âzâsı
Herbert Samuel idi. (“Herbert Samuel” bahsinde, Wikipedia’nın bilhassa yukarıdaki Sitelerine istinâd ediyoruz.)
Kezâ, “Lloyd George” bahsinde, Siyonizm âşığı bu şahsıyetin, 11 Nisan 1931 akşamı,
Londra’daki Savoy Hotel’de Siyonistlere hitâb ederken, Samuel’i Filistin
Mandasının Vâlisi tâyîn etmek sûretiyle Siyonizm dâvâsına yaptığı büyük
hizmetle nasıl övündüğünü görmüştük… Fransız Müellifi Yüzbaşı Roger Lambelin’in
Filistin’de şahsen müşâhede ettiği vechiyle (ki bundan yukarıda bahsetmiştik),
Samuel, Filistin’i “diktatörce” idâre etti ve orada, Yahûdi Devleti’ne hazırlık
mâhiyetinde pek çok icrââtta bulundu. Bu cümleden olarak ilk icrâatlarından
biri, 8 Temmuz 1920’de, yânî Filistin’de vazîfeye başlamasından bir hafta
sonra, tedhîşçi faâliyetleri sebebiyle 15 sene hapse mahkûm olmuş Vladimir
Jabotinski’yi hapishâneden tahliye ettirmesi oldu…
(https://fr.wikipedia.org/wiki/Vladimir_Jabotinsky; 18.4.2024)
1929’da Dünyâ Siyonist Teşkîlâtı’nın
İcrâ Hey’eti olarak têsîs edilen ve 1930’dan îtibâren Filistin’deki Yahûdilerin
fiilî Hükûmeti hüviyetiyle faâliyet gösteren Yahûdi Ajansı’nın müessislerinden
biri de oydu. (https://fr.wikipedia.org/wiki/Agence_juive; 19.8.2024) Kezâ, Almanya’yı terk
etmek zorunda kalan Yahûdiler için tertîb edilen yardım kampanyalarında da faâl
bir rol aldı.
Hâtırasını yaşatmak için, İsrâil’de,
Taberiye’deki bir mahalleye “Kiryat Şmuel” ve mukaddes Karmel Dağı’ndaki bir
başka mahalleye “Ahuzat Herbert Samuel” isimleri verilmiştir.
Herbert Samuel’in Muhtırası: “Filistin’in İstikbâli”
Herbert Samuel’in “Filistin’in
İstikbâli” başlığını taşıyan Muhtırası, kendisinin, Herbert Henry Asquith
Hükûmetinde Mahallî Hükûmet Hey’eti Reîsi olarak bulunduğu Ocak 1915’te kaleme
alınmış, mezkûr Başvekîl ile Hâriciye Vekîli Edward Grey’e takdîm edilmiş ve
derhâl (Siyonizm âşığı) Mâliye Vekîli Lloyd George’un harâretli desteğini
kazanmıştır.
Beaşvekîl H. H. Asquith de, halefi
Lloyd George kadar fanatik bir Türk düşmanıydı. Herbert Samuel’in Hâtırât’ında naklettiğine göre,
Türkiye’ye harb îlân edildikden birkaç gün sonra, Hükûmette Filistin mes’elesi
müzâkere edilirken, Asquith, “Türk İmparatorluğu’nun paramparça edilmesinin bir
harb hedefi hâline geldiğini” beyân ediyor… (Prime Minister H. H. Asquith announced that the dismemberment of the
Turkish Empire had become a war aim.) Kezâ, o akşam, Londra Belediye
Reîsinin verdiği ziyâfet esnâsında îrâd ettiği nutukta, “Osmanlı’nın artık
sâdece Avrupa’da değil, Asya’daki hâkimiyetinin de ölüm çanları çalıyor! O
çanları çalan, biz değiliz, bizzât Osmanlı Hükûmetidir! (It is the Ottoman Government, and not we
who have rung the death knell of Ottoman dominion not only in Europe but in
Asia.)”
diyor. (https://en.wikipedia.org/wiki/The_Future_of_Palestine; 27.6.2024; Jonathan Schneer, The Balfour declaration: The Origins of the
Arab-Israeli Conflict, A and C Black, 2011, pp. 145-’ den naklen)
“Osmanlı’nın artık sâdece Avrupa’da
değil, Asya’daki hâkimiyetinin de ölüm çanları çalıyor”… Türklüğü Avrupa’dan
sürdükleri gibi, şimdi Asya’dan da sürecekler… Anadolu, Sûriye, Filistin,
Irak lokma lokma yutulacak, Türkler,
“medenîleşmek” şartıyle, Dâhilî Anadolu’da küçük bir Devlet kurabileceklerdir…
Evet, Grey ve Cambon, daha Harbin başında Hükûmetlerinin karârlaştırdıkları
siyâsete tercüman olmaktan başka bir şey yapmadılar!
Herbert
Samuel de, Muhtıra’sını, bu siyâsete muvâfık olarak kaleme alıyor… Onun en
büyük mes’elesi, Filistin’de bir Yahûdi Devleti’ne götürecek adımların atılması
olduğu için, Muhtıra’sında bu mes’eleye ağırlık veriyor; uzun uzun Filistin’de
bir İngiliz manda idâresinin têsîsinin Büyük Britanya İmparatorluğu’na
sağlıyacağı avantajları sayıp döküyor… Böylece İngiltere, bütün Siyonist Âleminin
sempatisini kazanır ve İngiltere’ye minnetdâr kalır imiş… İngiltere, “târihî
rolüne uygun olarak, geri kalmış memleketleri medenîleştirme vazîfesini îfâ
etmiş” olurmuş, v.s., v.s…
Muhtıra’ya nazaran, Cihân Harbi,
Filistin’in statüsünü değiştirmek için büyük bir fırsattır. [Zâten onun
planlanmasının başlıca sebeblerinden biri bu değil midir?] Hemen ilk merhalede müstakil bir Yahûdi Devleti kurulması
mahzûrludur. Filistin’in İngiliz İmparatorluğu’na dâhil edilmesi, bütün
dünyâda, Siyonist Hareketinin idâreci ve tarafdârları nezdinde en makbûl hâl
çâresi olacaktır. (The memorandum began
by noting that the outbreak of World War presented an opportunity for a
change “in the status of Palestine”. He noted that it would likely be too early
for an independent Jewish state, and that incorporation into the British Empire
would be the solution “which would be much the most welcome to the leaders and
supporters of the Zionist movement throughout the world”.) [Onlara, büyük
nüfûzları altındaki İngiltere gibi bir Devletin himâyesi lâzım! Başka türlü,
Filistinlilerle nasıl başa çıkabilirler?]
Siyonistler, orada, kat’iyen bir
Fransız mandası istemezler. (French
annexation was considered “unwelcome to the Jews”) Mâmâfih, [parça parça
edilecek Osmanlı İmparatorluğu’nun] Sûriye vilâyetinin Fransa tarafından ilhâk
edilmesi, büyük avantaj sağlıyacaktır; zîrâ, Türk Devletine komşu olmaktansa,
bir Avrupa Devletinin hâkimiyeti altındaki Devlete komşu olmak evlâdır… (I also said it would be a great advantage if
the remainder of Syria were annexed by France, as it would be far better for
the state to have a European power as neighbour than the Turk.) (https://en.wikipedia.org/wiki/The_Future_of_Palestine; 27.6.2024)
Sykes –
Picot Müzâkerelerine, Cambon – Grey Mutâbakatı’na, Mondros’a, Sevr’e, Lozan’a
giden vetîre böyle başladı…