Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (53)
HerbirYahûdi, mümâsili şekilde cemâatdaşlarında da mevcûd bulunan kendi kâbiliyetlerini, mezîyetlerini, kuvvetini onlarınkilerle birleştirmekte ve bu sebeble de zarûrî olarak hedefe rakîblerinden evvel varmaktadır. Yahûdiler, paramparça ve birbirleriyle devâmlımücâdele hâlindeki burjuvazinin içinde, onların aksine, birbirleriyle mütesânid bir cemâatteşkîl etmektedirler ki muvaffakıyetlerinin sırrı da işte budur!
“Yahûdicemâattesânüdü”
hakkında Bernard Lazare’ınîzâhatı
Araştırmamızın
“Yahûdi Kaynaklarına Nazaran Yahûdilik-Masonluk Münâsebeti” başlıklı 5.
Fasl’ında, oldukça objektif bir Yahûdi araştırmacı olan Bernard Lazare’dan ve
1894’te neşrettiği YahûdiAleyhdârlığı;
Târihi ve Sebebleriünvânlı çok kıymetli bilgiler ve tahlîllerihtivâ eden
eserinden bahsetmiş, Masonluğun menşêindekiYahûdileredâirîzâhatta bulunduğu
pasajları da tercüme etmiştik. Yukarıdaki “dünyâyı saran Yahûdi kudretinin
sırrının teşkîlâtlıtesânüd olduğuna” dâir muhtasar îzâhatımızın mesnedi,
araştırmacı sıfatıyle şahsî müşâhedelerimizdenmâadâ ve bilhassa,
Yahûditeşkîlâtrûhunu ve onun, bu sâyede rakîblerinegâlib gelmesi
vâkıasınıtârihîsebebleriyleberâber dört başı mâmûr şekilde îzâh eden Bernard
Lazare’ın mezkûr kitabıdır. Zâten Siyonist Devlet’in nasıl kurulabildiğini
târihîsafahâtı ve perde-arkası cephesiyle îzâh eden işbu araştırmamızı dikkatle
mütâlaa eden her okurumuz, bizim ve Lazare’ıntesbîtlerinin ne kadar isâbetli
olduğunu anlamakta müşkilât çekmez, zannediyoruz…
Lazare’ın
mezkûr kitabındaki alâkalı bahsin tamâmının tarafımızdan yapılmış tercümesini,
-rızâmız ve haberimiz olmadan Eylûl 1989’da Araştırma Yayınları tarafından
neşredilmiş- Yahûdilik ve Dönmeler ünvânlı
kitabımıza (ss. 487-500) dercetmiştik. Burada da, “YahûdiMes’elesi”ni kavramakta
anahtar (veyâanahtarlardan biri) vasfını hâiz o metnin en mühim kısımlarını
-bâzı ufak tefek tashîhlerleberâber- tekrâr okurlarımızın ve bilhassa
Araştırmacıların dikkat nazarlarına sunuyoruz:
“Nîçin daha fazla
ağırlığa sâhibler?
“…Gerek
Garbî Avrupa’da, gerekse Amerika Birleşik Devletleri’nde, iki milyon Yahûdi,
burjuva sınıfına mensûb bulunmaktadır. Hâlbuki, yüz sene evvel hiçbir şey
ifâdeetmiyen bu iki milyon Yahûdinin bugün [1894] büyük kıymeti hâiz olduğu
inkâr edilemez. Filhakîka, inkişâfları, zenginlikleri, vazıyetleri îtibâriyle,
kemmî ehemmiyetleriyle pek de mütenâsibgörünmiyen bir mevki işgâl ediyorlar.
Nüfûsuntamâmına nazaran bir avuc oldukları hâlde öyle bir ictimâî seviyede
bulunuyorlar ki her tarafta göze çarpıyorlar ve pek kalabalık oldukları
zannediliyor. Aslında, umûmiyetle köylerde oturmadıkları ve muayyen bir büyüklük derecesine ulaşmış
şehirlerde yaşadıkları için, umûmî olarak yapıldığı gibi, onları yekûn
nüfûslamukâyese etmemek lâzımdır; şâyed doğru istatistikî mûtâlarasâhib olmak
isteniyorsa, onları kendi sınıflarına, yânîticârî, sınâî ve mâlî burjuvaziye
göre mütâlaa etmek îcâb eder. Mâmâfih, mukâyese, Yahûdiler ile burjuvalara
inhisârettirilse dahi, yine de Yahûdilerin lehine olmaktadır.
“Pekâlâ,
nîçinYahûdiler daha fazla ağırlığa sâhibdir?
“Birkaç
Yahûdi, iktisâdî hâkimiyetlerine (suprématieéconomique)
zihnî üstünlüklerini (supérioritéintellectuelle)
sebeb olarak göstermekden hoşlanırlar… Bu, doğru değildir veyâ en azından,
evvelâ bu ‘üstünlük’den ne kasdedildiğihusûsundamutâbık kalmak lâzımdır.
Sermâyenin işletilmesi (l’exploitationducapital)
ve sermâye tarafından istismâr (l’exploitation
par le capital) üzerine müesses bu burjuva cem’iyetinde, yânî altının
kuvvetinin hâkim olduğu, hava oyunu (agio)
ve ihtikârın (spéculation) hüküm
sürdüğü cem’iyette, muhakkak ki Yahûdi muvaffak olmıyaherkesden daha fazla
müstâiddir. Bezirgânlık yapması, her ne kadar kendisini rûhen alçalttıysa da (dégradé), dîğer taraftan da, çağlar
boyunca, onu, yeni ictimâîteşkîlâtlanmada hâkim hâle gelen birtakım vasıflarla
techîz etti.
Yahûdiyi asrî
cem’iyette muvaffakıyete götüren şahsî kâbiliyetler
“Yahûdi,
soğuk ve hesâbcı (froid et calculateur),
cevvâl ve esnek, sebâtkâr ve sabırlı, ferâsetli ve dakîktir (lucide et exact). O, bütün bu vasıfları,
düka sarrafı (lesmeneurs de ducats)
ve kaçakçı (lestrafiquants) olan
ecdâdındantevârüs etti. Ticâretle, bankacılıkla iştigâl ettiği zamân,
ecdâdından gelen asırlık terbiyesinden istifâde ediyor. Bu terbiye, boş gurûrun
aksine, onu daha zekî (plusouvert)
kılmamış, sâdece, bâzı işlere karşı daha kâbiliyetli hâle getirmiştir.
“Sınâîmücâdelede,
umûmiyetle, ferd olarak rakîblerinden daha kâbiliyetlidir ve başka her şey
müsâvî olmak şartıyle (touteschoseségales),
onun muvaffak olması îcâb eder; çünki daha iyi silâhlara sâhibdir. Ayrıca,
muvaffak olmak için hîle yapmasına da lüzûm yoktur veyâ daha doğrusu, söylemek
istediğim, etrâfında bulunanlardan daha fazla hîle yapmasına lüzûm yoktur;
zîrâhusûsî ve irsî kâbiliyetleri zafere ulaşması için kâfîdir.
“Ne var ki
bu şahsî kâbiliyetler de onun hâkimiyetini îzâhakifâyet etmez. Nitekim nesiller
boyunca ticâret yapan pek çok Hıristiyan da vardır ve burjuvazinin bir kısmı
Yahûdilerinkilere çok benziyen birtakım vasıflar tevârüs etmiştir; öyleyse
Hıristiyan burjuvazisinin Yahûdilere üstün gelmesi iktizâ ederdi… Hâlbuki öyle
değil! İşin aslı şu ki hem Yahûdi seciyesinden, hem de muâsır milletlerin
bünyesinden (constitution) ileri
gelen daha başka sebebler bulunmaktadır. Şöyle ki:
Gayr-i Yahûdi
müteşebbisler (“burjuvalar”) bölük börçük, Yahûdiler ise, yekvücûddur, teşkîlâtlıdır
“Burjuva
cem’iyeti, tamâmen ferdî rekâbet üzerine müessesdir: Günlük hayât kavgaları
sâhasında, bize, birbirleriyle kıyasıya mücâdele eden ferdler ve sırf ferdî
usûllerle harıl harıl zaferi elde etmiye çalışan münferidvâhidler (unitésisolées)
manzarası arzetmektedir. Bu cem’iyette, Darvinvârîhayât kavgası (strugglefor life) hüküm sürmekte,
herkese onun rûhu hükmetmekte ve zımnen kabûl edilmektedir ki zafer, rûh ve
bedeni ictimâîhayât şartlarına daha mükemmel şekilde intibâk etmiş bulunan daha
kuvvetlinin, daha iyi teşkîlâtlanmış olanın olmalıdır! Burjuva sınıfı, bütün
tesânüd, ittihâd, îtilâf gayretlerine yabancı kalmakta ve târihçiler,
feylesoflar, iktisâdcılar da onun sâdece şahsî gayret sâhibi olduğunu kabûl
etmektedir. Sermâyedâr ve mülk sâhibi burjuvazide tesânüdinsiyâkı, sâdece,
bütün âzâlarının müşterek düşmanlarına, proletaryaya ve sermâyeyehücûm edenlere
karşı harekete geçmektedir.
“Şimdi,
[en küçük unsurlarına kadar parçalanmış] bu hodgâmcem’iyetlerde,
gâyetteşkîlâtlı (agencé) cemâatlerin,
asırlar boyunca teşkîlât (association)
şuûruyle yoğrulmuş, birlik-berâberlik hisleri alabildiğine gelişmiş, üstelik bu
birlik hâlinin kendilerine têmîn edeceği avantajları da hem cedlerinden, hem
amelî olarak gâyet iyi öğrenmiş vatandaşların mevcûd bulunduğunu farzediniz! Bu
takdîrde, bu çeşid birliklerin, aynı istikâmette faâliyet gösteren
etrâflarındaki parçalanmış ve dağınık ferdlerden daha iyi şartlarda
bulunacakları ve kolaylıkla zaferi kazanacakları muhakkaktır. Hâlbuki, asrî
Devletlerde Yahûdi burjuvalarının vazıyeti işte tamâmen böyledir! Onlar da, bir
Hıristiyan burjuvasıyle aynı malı-mülkü ele geçirmek istiyor, aynı
sâhadafaâliyet gösteriyor, aynı ihtirâslarasâhib bulunuyorlar ve yine onun
kadar harîs, onun kadar açgözlü, onun kadar zevk-u-sefâ düşkünü, kast (la caste) adâleti olmıyan ve
hükmettikleri sınıflara karşı kendilerini müdâfaaetmiyen her çeşid adâlete onun
kadar yabancı ve nihâyet, onun kadar ahlâksızdırlar… Burada ‘ahlâksız’ derken,
her mes’elede hep sağlıyacaklarımenfâati düşünmelerini ve hayâtlarının tek
gâyesininâzamî derecede maddiyât elde etmek olmasını kasdediyorum…
“Ama bu
günlük mücâdelede, yukarıda gördüğümüz gibi, zâtenferd olarak daha kâbiliyetli
olan herbirYahûdi, mümâsili şekilde cemâatdaşlarında da mevcûd bulunan kendi
kâbiliyetlerini, mezîyetlerini, kuvvetini onlarınkilerle birleştirmekte ve bu
sebeble de zarûrî olarak hedefe rakîblerinden evvel varmaktadır. Yahûdiler,
paramparça ve birbirleriyle devâmlımücâdele hâlindeki burjuvazinin içinde,
onların aksine, birbirleriyle mütesânid bir cemâatteşkîl etmektedirler ki
muvaffakıyetlerinin sırrı da işte budur! Bu tesânüd onlarda daha eski olduğu
için daha da kuvvetlidir. Bu hakîkat çok kerre inkâr edilmek istenmişse de
aslında inkârı gayr-i kâbildir. Bu tesânüdün halkaları asırlar boyunca
birbiriyle kaynaştı ve tatbîki artık tabiî, gayr-i şuûrî bir hâl aldı. (Mais dans cette quotidiennebataille, le
Juifquiestdéjàindividuellementmieuxdoué, commenousl’avonsvu, unit ses
vertussemblables, accroît ses forces en lesformant en faisceaux, et fatalement
il doitarriveravant ses rivauxau but poursuivi. Aumilieu de la
bourgeoisiedésunie, dontlesmembressont en lutteperpétuelle,
lesJuifssontdesêtressolidaires, voici le secret de leurtriomphe. Cette solidaritéestchezeuxd’autantplus
forte, qu’elleestplusancienne; on l’aniéesouvent, et cependant elle
estindéniable; lesanneaux en ontétésoudésaucoursdesâges, depuisdessiècles, et
la pratique a fini par en devenirinconsciente.)
Yahûditeşkilâtçılığı,
iki bin senelik bir vetîreyle, nasıl tekevvün etti?
“Şimdi bu
tesânüdün nasıl teşekkül edip devâmlılık kazandığını görelim.”
Metnin
devâmında, Bernard Lazare, kâdîm devirden -Kadîm Yunan ve Roma’dan- başlıyarak
bütün Orta-Çağ zarfında, teşkîlâtçılığınYahûdilerde nasıl âdetâ bir
“ictimâîinsiyâk” hâline geldiğine ve buna âmil olan ictimâî vasata dâirîzâhat
veriyor. Bu meyânda, Tasit, Çiçeron, Ernest Renan gibi târihçilere de atıfta
bulunuyor. Bütün o uzun asırlarda Yahûditeşkîlâtı, esâsîtibâriyle havra
merkezlidir ve havralar da, birbirleriyle, hudûdlar ötesi tesânüd
hâlindedirler. Müellifin bu kısımdaki şu tesbîtlerihâssaten dikkate şâyândır:
Dünyâ çapındaki Yahûdi kudretinin sırrı: Teşkîlâtlıtesânüd…
Fransa YahûdiCemâatinâmına geniş bir ekip (RogerBerg, ChalomChemouny,
Franklin Didi, v.s.) tarafından hazırlanan ve 1971’de, Pâris’deÉditionsMigdal
tarafından neşredilen Guide juif de France (Fransa Yahûdi Rehberi)
kitabı incelendiğinde, Yahûdiliğin, her memlekette olduğu gibi bu memlekette de
beşikden mezara kadar ve hayâtın her sâhasında, ayrıca bütün
dünyâYahûdiliğiyleirtibât hâlinde teşkîlâtlanmış olduğu, kezâ hepsinin kalbinin
Siyonist Devlet için çarptığı görülüyor… Kitabda, havralar, mahallî dernekler
ve –merkezi Pâris’de bulunan- Fransa Yahûdi Dernekleri Federasyonu’nundan
(FédérationdesSociétésJuives de France; ki buna 102 dernek dâhildir) mâadâ 180
teşkîlât (târihçeleri, faâliyetsâhaları, adresleri, idârecileri) hakkında
muhtasar mâlûmât bulunuyor. Burada, aynı kitabda (ss. 92-93), başında (o zamân)
Baron Guy de Rothschild’in (Pâris, 21.5.1909 – Ferrières-en-Brie, 12.6.2007)
bulunduğu Birleşik Yahûdiİctimâî Fonu’nun faâliyetsâhalarına ve mâlî yardımda
bulunduğu teşekküllere dâir şema görülüyor…
Acabâ bizde bunlardan ibret alacak kadar
ferâset var mı?
***