Yahûdilik-Masonluk Münâsebeti (27)
“Le quartier de Mishkenoth Shaananim
fondé par Sir Moses Montefiore à Jérusalem vers 1860: Sir Moses Montefiore
tarafından 1860 civârında Kudüs’de kurulan Mişkenot Şa’ananim Mahallesi”… (Joë
Friedemann, “Orientations sionistes
dans la pensée d'Alexandre Weill”, Colloque INALCO, sur Aspects
du Sionisme, Paris, octobre 1976; http://www.judaisme-alsalor.fr/perso/axweill/w-sion/w-sion.htm; 9.7.2024)
***
- Bu
merkezi tâkîben, Yafa Yolu’nun cenûbunda, Sefaradlar için Ohel Moşe ve
Aşkenazlar için de Mazkeret Moşe Mahallelerini kurdurdu.
- Filistin’e yerleşenler arasında
sanâyi, maârif ve sıhhî hizmetlerin sür’atle inkişâfı için muazzam meblağlara
ulaşan bağışlarda bulundu. Bu işlerin yapılması için lüzûmlu mütehassıs işgücü,
İngiltere’den getirildi. Bu meyânda, birçok zirâî iskân merkezini, bir mensûcât
fabrikasını ve bir matbaayı da yine o finanse etti. Montefiore’un hayât
hikâyesi hakkında muhtasar bir makâle kaleme alan Haham Menachem Levine’in de
işâret ettiği gibi:
“Bütün bu faâliyetler, bir Yahûdi Devleti’nin kurulmasına mâtûf büyük bir
programın parçası idi”.
(https://en.wikipedia.org/wiki/Moses_Montefiore; 24.6.2024 / Menachem Levine, https://aish.com/sir-moses-montefiore-a-brief-history/; 24.6.2024)
Haham Menachem Levine’in makâlesinin başlık altı: “He
was a protector of the Jewish People and builder
of the Land of Israel:
O, Yahûdi Milletinin bir hâmîsi ve Eretz-İsrael’in bânîsi idi.” şeklindedir.
Yeğeni ve vârisi Joseph Sebag-Montefiore’a (1822 – 1903) nazaran,
Montefiore, Filistin’de bir Yahûdi Devleti’nin têsîsi için çalışmayı dînî bir
vecîbe, bir ibâdet olarak görüyordu:
“Moses
Montefiore Kudus’ü seviyor, Kudüs için yaşıyordu; hattâ âilemizin arması
üzerinde de Kudüs vardı… O, daha ‘Siyonist’ kelimesi îcâd edilmeden evvel
Siyonistti. Ona göre, Yahûdilerin Filistin’e dönüşüne ve bir Yahûdi Devletinin
têsîsine inanmak, dîndârlık îcâbıydı. (Moses
Montefiore loved Jerusalem, lived for Jerusalem, and even made it our family
motto. A Zionist before the word was invented, he believed in the sacred idea
of Jewish return as a religious Jew's duty, and in Jewish statehood.)” (Haham
Levine’in mezkûr makâlesinden)
Bu îmânını
hayâtının son deminde de beyân etmişti:
“Filistin,
Yahûdilere âid olmalı ve Kudüs de bir Yahûdi Commonwealth’inin (İttihâdının) merkezi
hâline gelmelidir; ki öyle de olacaktır!” (Nahum Sokolow, History of Zionism, 1600-1918, Londra: Longmans, 1919, volume I; https://www.gutenberg.org/cache/epub/70864/pg70864-images.html; 19.4.2024)
(Maître Nili Naouri, “Koula
Sheli”, 30.1.2023; https://www.israelisforever.co.il/koula-sheli-maitre-nili-naouri/; 25.6.2024)
İnanmadıkları Müteâl Allâh’ın
mübârek ismini ve muharref olduğu asırlarca evvel isbât edilmiş, muhtelif haham
hey’etleri tarafından (Tekvîn Bâbındaki Yahvist ve Elohist metinler gibi –Prof.
Dr. Maurice Bucaille’dan naklen-) mütenâkız metinlerin birbirine yamanmasıyle
têlîf edilmiş, Müsbet İlimlerin kat’î sûrette tekzîb ettiği uydurma bilgiler,
gayr-i ahlâkî kıssalar, İnsanlık dışı, Irkçı, Jenosidci Hükümlerle, bin bir
hurâfeyle dolu Muharref Tevrât’ı kullanarak, (efsânevî değil, objektif târihin
şahâdetiyle) on dört asırdır Müslüman-Arab vatanı olan Filistin’de hakk iddiâ
etmek, orayı “Arz-ı Mev’ûd”, “Eretz İsrael”, “Târihî Vatan” îlân etmek ve bu
akıl-iz’ân-vicdân dışı iddiâ nâmına bir asırdır Filistinli jenosidi irtikâb
etmek, ne büyük dalâlet, ne büyük Münâfıklık, ne büyük ahlâksızlık, ne büyük
cürümdür!
Yukarıda, kadın Avukat Nili
Nauri’nin Reîsliğini deruhde ettiği Israel Is Forever (İsrâil Ebedîdir)
Derneği’nin İnternet Sitesinde, (şahıs ismini, 1918’de, Filistin Cephesinde
Osmanlı’nın mağlûbiyetinde mühim bir payları olan Siyonist hâinlerin teşkîl
ettikleri Nili câsûsluk şebekesinden almış) aynı şahsın, yukarıda takbîh
ettiğimiz sakîm ve samîmiyetsiz muhâkemeyle, Orta Şark’ın “Nil’den Fırat’a
kadar” olan arâzîsini vazgeçilmez “Yahûdi Vatanı”, “Ebedî İsrâil” îlân eden
hitâbesinin yer aldığı sayfa görülüyor. (Netanyahu’nun resminin yanında: “Ensemble nous vaincrons: Hep berâber
muzaffer olacağız!” yazılıdır. Harita ise, 1. Cihân Harbi sonrasında, üzerinde
İngiliz mandası kurulan arâzîyi gösteriyor. Siyonistler, bu arâzî için, “Kula şeli: Hepsi bizimdir!” diyorlar…)
Hitâbesinden birkaç parça aşağıdadır:
“Mübârek Tevrât’ın (Sefer
Tohar) bir harfi silinse, bütün Kitâb hükümsüz (pasul) hâle gelir. Aynı şekilde, Eretz İsrael’in her kum tânesi
dahi mukaddesdir. Binâenaleyh münhasıran Yahûdi Milletine bağışlanmış olan
Eretz İsrâil’den aslâ tâvîz verilemez! Nil’den Fırat’a kadar olan topraklar, en
küçük bir şüpheye dahi mahal kalmasın diye, evvelâ İbrâhim’e, sonra İshâk’a ve
nihâyet Yâkub’a vâdedilmiştir! Sâdece Yahûdi Milleti, onun meşrû vârisidir!
Biz, tehcîr edildiğimiz bu topraklardan 2.000 sene mahrûm kaldık. Nili Câsûsluk
Şebekesinin faâliyetleri ve Zeev Jabotinski tarafından teşkîl edilmiş Yahûdi
Lejyonunun mücâdelesi sâyesinde Osmanlı İmparatorluğu paramparça edilerek,
Şeria nehrinin her iki yakasında bulunan arâzîler (hâlihâzırdaki İsrâil ve
Ürdün) üzerinde, bir Yahûdi Devletine müncer olmak üzere, İngiliz mandası têsîs
edilmişti. Hâlbuki, İngiltere, 1921’de, bu arâzînin dörtte üçünü, bir taht
peşinde Hicâz’daki dağlarından inen Emîr Abdullâh’a verdi. O zamân, Jabotinski,
şu sloganı haykırdı: ‘Kula şeli (Hepsi bizimdir)!’ Arâzîmiz üzerinde hiçbir
tâvîze râzı olamayız! O, bize kalmış bir mîrâs değil, mâmelekimizdir. Mâmelek
ise, ancak bir bütün hâlinde, nesilden nesle devredilir. Hele ki o, ilâhî
mâhiyette ve ebedî bir mesajın taşıyıcısı ise! Allâh’a şükür ki Altı Gün Harbi
sâyesinde, ecdâd yâdigârı topraklarımıza kavuştuk! Üzerinde, 3.500 sene evvel
Enbiyânın (Patriarches) dolaştığı
topraklar! Tamâmı üzerinde hakkımız olan topraklar! Nasıl ki Tevrât’ımız,
yekpâredir, mutlak hakîkattir, ondan hiçbir tâvîz verilemez, aynen öyle de
Eretz İsrael, yekpâredir, bölünemez, devredilemez! (Notre Torah
est une et étant vérité absolue, nul compromis la concernant n’est acceptable! Notre
Terre est une, indivisible, inaliénable.)”
***
Alliance Israélite
Universelle’in ve Netter’in rolü
Montefiore
başta olmak üzere Siyonist liderlerinin Filistin’deki teşebbüsleri, onların ve
şüphesiz, Bene Berit ve sâir Siyonist teşkîlâtlarının da desteğini alan
Alliance Israélite Universelle’in, gâyet planlı bir şekilde mes’eleye el
atmasıyle nihâî hedefe doğru ilerlemiye başladı.
Bu yolda
(onlar nâm-ı hesâbına) çok akıllıca düşünülmüş başlıca vâsıta, “üç bin dönüm
arâzî üzerinde kurulan” Mikveh İsrael Zirâat Mektebi olmuştur. (J. R. Weill, “Charles Netter, philanthrope
et précurseur du sionisme -1826/1882-” ; http://www.judaisme-alsalor.fr/perso/netter.htm;
13.4.2024)
Üç senelik
bu yatılı mektebin têsîsinde en fazla emeği geçen şahıs, iş adamı Charles
Netter’dir (Strazburg, 14.9.1826 – Yafa, Mikveh İsrael, 2.10.1882). Netter,
-arka plandaki Adolphe Crémieux ile berâber- 1860’da, Pâris’de, Alliance
Israélite Universelle’in yedi müessisinden biriydi. (AIU’in têsîs beyânnâmesini
kaleme alan altı kişinin içinde Crémieux yoktu.)
(https://fr.wikipedia.org/wiki/Charles_Netter#:~:text=En%201860%2C%20Netter%20est%20l,%2C%20o%C3%B9%20qu'elles%20habitent.; 18.4.2024)
Alliance Israélite Universelle’in İsrâil Devleti’nin
têsîsine en büyük katkılarından biri Mikveh İsrael’dir. Siyonist topluluğunun
Filistin topraklarına kök salmasına hizmet eden bu Zirâat Mektebi, Alliance’ın
da müessislerinden olan Netter’in şahsî gayretleriyle vücûd buldu. Mektebin ilk
müdürlüğünü de deruhde eden Charles Netter’in hâtırası, Mikveh İsrael’in
bahçesindeki büstü ve âbidevî kabri ile de canlı tutuluyor…
***