Yahûdilik-Masonluk münâsebeti (24)
“Ateş altında çalışan KYY ekipleri, şiddetli misil atışlarına ve korkunc katliâmlara mârûz kalan her kibutzdaki âilelerin imdâdına koşmaktan ve yaralılara hayât kurtaran tıbbî müdâhalelerde bulunmaktan çekinmediler. (Dans chaque kibboutz qui a subi de violents tirs de missiles et de terribles massacres, ce sont les équipes du MDA qui sont intervenues, sous le feu des tirs, pour aider à secourir les familles et prodiguer des soins médicaux vitaux aux blessés.)
“Desteklediğimiz
dîğer hayır teşkîlâtı olan Hepsi Tek Âile (One
Family Together) ise, tedhîş kurbanlarına ve onların âilelerine 23 seneyi
aşkın bir zamândan beri yardım ediyor. Son tecâvüzlerde, 4.000’den fazla insan
daha tedhîşten zarâr gördü. (One Family Togetheraide les
victimes du terrorisme et leurs familles depuis plus de 23 ans. Plus de 4 000
personnes supplémentaires ont été touchées par les attaques.)
“Felâket
karşısında çâresizlik hisseden bu âilelerin mâlî, tıbbî ve psikolojik yardıma
ihtiyâcları var. Bunlardan bâzıları sığınma evlerinde bulunuyor, bâzıları da
çok yaşlı oldukları ve dışarı çıkamıyacak kadar korku içinde bulundukları için
evlerine gıda getirilmesini istiyor. (Ces familles vivent dans une grave détresse et ont besoin
d’une aide financière, médicale et psychologique. Certains sont dans des
refuges ou sont âgés et ont trop peur pour sortir et ont besoin qu'on leur
apporte de la nourriture.)
“Desteğiniz
sâyesinde, İsrâil’deki âcil yardım teşekküllerinin, hayât kurtarmalarına imkân
verecek muhtelif tıbbî techizâta ve bakım vâsıtalarına sâhib olmalarını
sağlıyacağız. (Avec votre soutien, nous veillerons à ce que les services d’urgence en
Israël disposent d’équipements médicaux et de protection qui les aideront à
sauver des vies.)
“Desteğiniz
sâyesinde, Hamas tedhîşi sebebiyle acı çeken ve yuvalarından uzaklaşmak zorunda
kalan âilelerin bakımını üstümüze alacağız.
En fazla ihtiyâc duydukları bir zamânda hiçbir şeyden mahrûm
kalmamalarına çalışacağız. (Avec votre soutien, nous prendrons soin des familles qui ont souffert et
ont été déplacées de leurs foyers à cause du terrorisme du Hamas. Nous
veillerons à ce qu’ils ne manquent de rien au moment où ils en ont le plus
besoin.)
“Avrupa’daki
bütün Localarımızı, dost ve sempatizanlarımızı, bu kampanyaya katılmıya dâvet
ediyorum. Cömerdliğiniz sâyesinde, en âcil iki ihtiyâca cevâb vermiş olacak ve
İsrâil’in yalnız olmadığını, bu zor zamânlarda onun yanında yer aldığımızı
göstermiş olacağız. (J'appelle toutes nos loges à travers l'Europe, nos sympathisants et amis,
à nous rejoindre dans cet appel. Grâce à votre générosité, nous contribuerons à
répondre à deux des besoins les plus urgents et enverrons le signal qu’Israël
n’est pas seul, que nous le soutenons en ces moments difficiles.)
“Bugün,
her zaman olduğundan çok daha fazla, İsrâil’in yanındayız ! (Aujourd’hui plus que
jamais, nous sommes aux côtés d’Israël.)
“En kuvvetli
şükrân hislerimizle. (Avec notre plus profonde gratitude,)
“Serge Dahan, Avrupa B’nai
B’rith’i Reîsi (Serge Dahan, Président du B'nai B'rith Europe). (https://www.bnaibritheurope.org/donate/) (14.6.2024)
(https://www.bnaibrith.org/about-us/; 20.6.2024)
B’nai B’rith, resmî sitesindeki tanıtma
yazısında, -Siyonizmin, jenosid siyâseti, ırkçılık ve emperyalizm demek
olduğunu bilmezden gelerek- kendisinin “İnsan Hakları Dâvâsının büyük müdâfii”
olduğunu iddiâ ediyor (B’nai
B’rith champions the cause of human rights)! Şüphesiz, ikiyüzlülük,
en büyük bir ahlâksızlıktır!
***
Ahlâkî
ders
İdeolojik ve îtikâdî taassub, insanı,
nasıl da -bilerek veyâ bilmiyerek- ikiyüzlü yapıyor! Dahası, gözünü kör ediyor,
vicdânını karartıyor!
Filvâkî, taassub sâhibi, vâkıayı
tahrîf, onu, îtikâdî şartlanmalarına göre idrâk ve tefsîr ediyor: İşlenen en
büyük cinâyetler, cürümler, o muharref idrâke nazaran mânâlandırılıyor, têvîl
hokkabâzlıklarıyle bambaşka kılıklara büründürülüyor, meşrû hâle getiriliyor,
tam bir şeytânî mantıkla, hattâ büyük bir kahramanlık olarak takdîm ediliyor!
Bu meş’ûm muhâkameleri haklı çıkarmak için de, bin dereden su getiriliyor, her
şeye rağmen, derinlerde, isyân eden vicdânını susturmak, bastırmak için
biteviye Ahlâktan, İnsan Haklarından, Meşrû Müdâfaadan, v.s. bahsediliyor!
Elinizdeki sersemletici, karayı ak,
akı kara göstermiye muktedir o muazzam propaganda imkânlarıyle insanları, bütün
bir İnsanlığı yanıltabilirsiniz! Lâkin, ister inanın, ister inanmayın, bir gün,
sizi bu mel’anetleri işliyesiniz diye yaratmamış olan Kâinâtın Rabbi’ne hesâb
vereceksiniz! Ve, hiç şüphesiz, bu, bizim kuru iddiâmız, boş bir tesellîmiz
değildir; O Rab, bunu, bütün Beşeriyete böylece bildirdiği için Hakîkatin tâ
kendisidir! Şâyed kalbinizi karartmamış, idrâkinizi kör etmemiş olsaydınız,
Müsbet İlmin ve onun üzerinde yükselen Müsbet Tefekkürün bu Hakîkati böylece
tasdîk ettiğini idrâk edebilirdiniz!
Yukarıda, Bene Berit sitelerinden
naklettiğimiz metinlerde, biteviye İnsan Haklarından dem vurduklarını,
kendilerini bu hakların yılmaz müdâfileri gibi takdîm ettiklerini, Irkçılık ve
mümâsili büyük adâletsizliklerle karârlılıkla mücâdele ettiklerine inandırmıya
çalıştıklarını gördük…
Lâkin kavil başka, fiil başka!
Fiillerine bakıldığında müstekreh bir ikiyüzlülükle karşılaşılıyor:
İkiyüzlü olmasalardı, bu mukaddes
mefhûmları dahi habîs emellerine âlet etmeselerdi, tâ 19. asrın ikinci
yarısından îtibâren, “Târihî Vatan” masalını ortaya atarak, Filistin’e hîleyle
ve cebren yerleşmiye çalışırlar mıydı? Orada zâten mahrûmiyet içinde yaşıyan
kendi hâlindeki zavallı, mâsûm insanları topluca katlede ede, hicrete icbâr ede
ede onların binlerce senedir üzerinde yaşadıkları vatanlarını gasbetmiye
çalışırlar mıydı? Bütün bir halkı böyle yok oluşa mahkûm etmek, başından
îtibâren bir jenosid, bir Filistinli jenosidi değil de nedir?
BMT’nin jenosid târifi
12 Ocak 1951’de mer’iyete gören
Jenosid Cürmünün Önlenmesi ve Cezâlandırılmasına Dâir 9 Aralık 1948 Târihli
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin (Convention
pour la prévention et la répression du crime de génocide) II. Maddesinde “jenosid” şu sûretle
târif edilmiştir:
“İşbu Sözleşmede, jenosid tâbiriyle,
millî, kavmî, ırkî veyâ dînî bir topluluğu, bu sıfatla ve tamâmı veyâ bir kısmı
îtibâriyle yok etme niyetiyle işlenmiş aşağıdaki fiillerden herhangi birisi
kasdedilir (Dans la présente
Convention, le génocide s'entend de l'un quelconque des actes ci-après, commis
dans l'intention de détruire, ou tout ou en partie, un groupe national,
ethnique, racial ou religieux, comme tel):
“a) Topluluk mensûblarından bir
mikdârının katli (Meurtre de
membres du groupe);
“b) Topluluk mensûblarından bir
mikdârının bedenî veyâ aklî bütünlüğüne ciddî şekilde zarâr verme (Atteinte grave à l'intégrité physique ou
mentale de membres du groupe)
(L'univers Israélite, Paris, 1er
mai 1925, 80e année, No 32, p. 98)
Bene Berit
Masonluğunun 1911'de têsîs edilen (ve 1935'de ve sonrasında da “kapatılmıyan”)
İstanbul Locası ile XI. Şark Kolu, Kemalist Totaliter Rejimin himâyesi altında,
Siyonist faâliyetlerine devâm etti ve hâlen de devâm ediyor…
Pâris’de münteşir L’Univers
Israélite mecmûsının yukarıdaki sayfasında görülen habere nazaran, Bene
Berit Masonluğunun 1925'deki milletler arası ictimâında, Büyük Reîs Adolphe
Kraus, Bene Berit'e kadınların da kabûl edilmesini müdâfaa eden bir nutuk îrâd
etmiştir. Ayrıca, Bene Berit'in “İstanbul Mümessili Dr. Behar (Bekhar), [aynı
ictimâda] Şark Locaları nâmına îrâd ettiği nutukta, [daha 1918'de, -bilâhare
İsrâil Devleti’nin ilk Cumhûr reîsi olacak, Kimyâger- Chaim Weizmann (Belarus,
Pinsk, 27.11.1874 – İsrâil, Rehovot, 9.11.1952) tarafından temeli atılan ve 1
Nisan 1925'de Lord Balfour (İskoçya, Whittingehame, 25.7.1848 – İngiltere,
Woking, 19.3.1930) tarafından açılan] Kudüs İbrânî Üniversitesi'nin, Alliance
Israélite ve Bene Berit'in Şark'ta yaşattıkları mekteb zincirinin tâcını teşkîl
edeceğini beyân etmiş, Haham Wise da, Bene Berit'in, Filistin'deki [Yahûdi
Vatanının] inşâ faâliyetine iştirâk etmesinin lehinde bir nutuk îrâd etmiştir.”
***