Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yahûdîlik-Masonluk münâsebeti (4)

Bizim sırrımız yavaş yavaş inşâ etmekden ibârettir

“Git gide daha ziyâde yayılan tahsîlle, hurâfeleri ve ilâhları öldüren ilmin terakkîsiyle, Farmasonluk, her geçen gün biraz daha fazla insanlara lâyık yegâne din olarak görünecekdir. Bizim sırrımız, yavaş yavaş, Kraliçesi Akıl ve Yüksek Şûrâsı Hakîmler Meclisi olacak Cihânşümûl ve Demokratik bir Cumhûriyetinşâetmekdenibârettir.”

1_965efea5785ddd08aba931e11b9e816b.png

1909’da Osmanlı Meşrik-ı Âzamı’nıntêsîsine Osmanlı Şûrâ-yıÂlî’si önayak olduğu gibi, II. Cihân Harbi sonrası yeni Remzî Mahfil veyâ Locaların têsîsi ve bunların Türkiye Büyük Locası çatısı altında toplanması da Türkiye SüpremKonseyi (Yüksek Şûrâsı) mârifetiyle olmuştu. Burada, Yüksek Şûrâ’nın, buna dâir, SuvrenGranKomandör (Âmir-i Hâkim-i Âzam / Hâkim Büyük Âmir) Fuat Hulûsi Demirelli ve Büyük UmûmîKâtib İsmail Memduh AltarimzâlıBeyânnâme’si görülüyor… Demirelli, Şûrâ-yıÂlî’yiOsmânî’nin de müessislerindendi… (Apak 1958: 51 v.d.)

***

“İnsanlara lâyık yegâne dîn: Farmasonluk”

Üçüncü misâl: Masonluk Âleminin çok îtibâr edilen müelliflerinden Albert Lantoine’dan (1859-1949):

“Git gide daha ziyâde yayılan tahsîlle, hurâfeleri ve ilâhları öldüren ilmin terakkîsiyle, Farmasonluk, her geçen gün biraz daha fazla insanlara lâyık yegâne din olarak görünecekdir. […] Bizim sırrımız, yavaş yavaş, Kraliçesi Akıl ve Yüksek Şûrâsı Hakîmler Meclisi olacak Cihânşümûl ve Demokratik bir Cumhûriyetinşâetmekdenibârettir.” (Albert Lantoine, HiramauJardindesoliviers, Paris: Éd. Gloton, 1928, p. 30)

Dördüncü misâl de, şimdiki ismiyle Özgür Masonlar Büyük Locası’ndan:

• “Masonlar, Masonluğu, en insancıl bir ahlâk anlayışı ve daha ileri giderek, modern devirlerin bir dini haline getirmişlerdir, denebilir.” (Reşat Sanlı, “Anglo-Saksonlarda Masonluk Anlayışı ve Liberal Masonlukla Bir Kıyaslama”, -Türkiye Büyük Mason Mahfili’ninnâşiriefkârı- Mason Dergisi, yıl 25, sayı 23-24, Nisan-Eylûl 1976, s. 33)

2_8bba17495f694bb8a5a0d3b9c6e8c4c2.png

(Jean-LaurentTurbet, Le Blogdesspiritualités, 18.2.2018; https://www.jlturbet.net/2018/02/albert-lantoine-le-franc-macon-ecossais-l-historien-le-poete-le-romancier-l-homme-exceptionnel.html; 25.3.2024)

Mason Âleminde çok îtibârlı bir müellif olan AlbertLantoine ve mârûf kitabı (Hiramaujardindesoliviers)…Bütün Mason Âleminin hissiyâtına tercüman olarak, “insanlara lâyık yegâne dînin Farmasonluk olduğunu” iddiâ ediyordu…

***

“Peygamberler, putperesttir!”

† “Hâricîler”e ve “Müptedîler”e müteveccih propogandalarında “Kâinâtın Ulu Mîmârı” tâbiriyle “Allâh”ıkasdettiklerini söylüyorlar; oysa ki Âmir-i Hâkim-i Âzam, Tıb Dr. Selâmi Işındağ’ın Ritüellere istinâden yaptığı îzâhata nazaran:

“Masonluk, Tanrıya, onun mevcudiyetine inanmaktadır. Ama bunu hayır ve hasenatın menbaı olan yüksek mefkûre, insan vasıflarını hâizolmıyan başlangıç, kudret, çalışma, tekâmülün son merhalesi, enerji, lâyetenâhî varlık şeklinde tasavvur etmektedir. Tabiat dışında, kaza ve kadere sahip bir kuvvet olarak telâkki etmemektedir. […] Tanrı ile herhangi bir münasebet iddiası [Vahiy] putperestliktir. Masonluk, […] ‘Allah ile münasebette olduğunu bildiren Peygamberler, putperesttir!’ diye bağırır…” (Dr. Selâmi Işındağ, Masonik Diyalog, Önsöz: Orhan Hançerlioğlu, İstanbul: Ekin Basımevi, 1964, ss. 12, 13, 22)

Böylece, “Masonluk, bir dinin dar sınırları içinde barınmaz. O, evrenseldir. Bütün dinleri içinde toplar. Din, mezhep ve ırk ayrılığını kaldırarak dinlerin üstüne yükselmiş evrensel bir dindir.” (Dr. Selâmi Işındağ, Masonluktan Esinlenmeler, İstanbul: Mason Derneği Yayınları No 1, 1977, s. 141)

“Nihayette tekrîs, gerçek bir tanrılaşma olacaktır”

Benzeri bir tahlîli, MasoniyâtçıSergeHutin’de de görüyoruz:

“Sânî-i Âzam, dünyâdan üstün [müteâl, transcendant] bir varlık değildir; maddeyi idâre eden Kuvvet, insanların ancak hissedilebilir tezâhürleriniidrâk edebildiği KâinâtKanûnudur ve mâdemki ‘Sânî-i Âzam’, yaratmadığı, hattâ yaratmaktan âciz olduğu bir maddeyi ‘tanzîm etmektedir’, öyleyse Katolikliğin ‘halk eden’ Allâh’ı da değildir.” Dahası, o öyle bir mefkûredir ki, Mason, tekemmül ede ede, bizzât o mefkûre olur, ilâhlaşır: “İnsan, melekelerini nâmahdûd şekilde inkişâfettirmiye muktedir bilkuvve bir ilâhtır… (L’hommeest un Dieu en puissance, quipeutdévelopper ses pouvoirsd’unemanièreillimitée…)” (Hutin 1960: 82-84)

Işındağ’ın, “yüksek mefkûre, tekâmülün son merhalesi” tâbirleriylekasdettiği de aynı bâtınî felsefedir:

“Biz özvarlığımızı (nefs) eleştirerek (nefs muhasebesi), kendi kendimizi iyice tanıyarak, içimizdeki eksikleri tamamlayıp yanılgıları düzelterek bu ülküye yaklaşmaya çalışırız.” (Işındağ 1977: 79)

Veyâ bir başka Üstâd Masonun kaydettiği gibi:

“…Tekris, haricî halden ‘daha mükemmel’ bir ruh haline, yüksek bir dünyaya girmektir. Nihayette tekris, gerçek bir tanrılaşma olacaktır. Çünkü o zaman, varlık, şartlı her halin ötesine yönelmiştir. Bu, demek ki, insan varlığının tamamiyle bir iç aşaması, kendisinde bilkuvve taşıdığı bir olanağını gerçekleştirmesidir.” (“Büyük Hatîb” Tanju Koray -1941/2008-, Çırak, Kalfa, Usta, İstanbul: CésarRigo Basımevi, 1973, s. 12)

3_abe3f31e6dff585c3bd1a767e8494e30.jpg

Hayâtı hakkında çok az şey bildiğimiz pek mühim bir Mason şahsıyet: Tıb Dr. Selâmi Işındağ… Nebioğlu’nun Kim Kimdir? ansiklopedisinden 1911 doğumlu olduğunu öğreniyoruz. Lâkin nerede doğmuş, hangi târihte, nerede ölmüştür? Ve âilesi… Bunlar mechûlümüz. Sâdece, Haluk Işındağ isminde, müstehcen fıkraları muhtevî bir kitabın müellifi olan bir oğlu olduğunu biliyoruz. 1940’lı senelerde, Ordu Memleket Hastahânesi’nde Dâhiliye Mütehassısı olarak çalışmış ve o esnâda, Necip Fazıl’ın orada sahneye konulan Para piyesi hakkında (mahallî Gürses gazetesinin 1 Ocak 1949 târihli nüshasında) bir makale neşretmiş.

(Hakan Seylan; https://www.orduolay.com/haber/19153498/erken-cumhuriyet-yillarinda-orduda-amator-sahne-hareketleri; 31.3.2024)

Türkiyeli Masonlardan, Türkiye Süprem Konseyi’nin 1972-1988 seneleri GranKomandörlüğünüderuhde eden, Masonluk hakkında câlib-i dikkat birçok kitabın müellifi olan, yazdıkları Türkiye’deki her iki obediyansındünyâ görüşünü aksettiren Dr. Selâmi Işındağ’ınhayâtı ve faâliyetleri hakkında bizi aydınlatmalarını bekliyoruz…

***