Yahûdîlik-Masonluk münâsebeti (15)
(La Vérité israélite, 1861, V. cild,
kapak ve s. 73: Av. Joseph Cohen, “La F-M et le judaïsme”)
Avukat Joseph Cohen’in –bir “Haham ve edebiyâtçı
cem’iyeti”nin desteğiyle- neşrettiği haftalık La Vêrité israélite mecmûasının V. cildinin kapağı ile, aynı
cildde, “Farmasonluk ve Yahûdilik” başlıklı makalesinin ilk sayfası…
***
Aynı gaye için çalışan Masonlar,
Yahûdilerin muâvinleri
“Evet! Farmasonlar, bütün dünyâda,
her gün, Yahûdiliğin, bütün milletler arasında havârîliğini yaptığı ve dâvâsını
güttüğü eserin bir benzerini inşâ etmekle meşgûldürler. Bu noktada, her şeyde
de olduğu gibi, Allâh’ın âşikâr ve mûcizevî icrââtına hayrân kalmalıyız! Kudüs
düştüğünden beri, O, İsrâiloğullarına, gölgede veyâ parlak güneş altında,
gönüllü olarak veyâ kendilerine rağmen onlara destek olan, yollarında yürüyen,
-doğrudan işçileri olmaksızın- Sînâ Hakîkatinin, muzaffer gayesine ulaşmak için
kat’etmesi elzem olan arâzîyi hazırlıyan, ona yol açan pek çok ve harâretli
yardımcılar verip durmaktadır. Ayrıca ve bâhusûs, İsrâiloğulları, her tarafta
tahkîr edildikleri, zulüm gördükleri, yasaklarla çevrelendikleri zaman
kendilerine kardeşçe ellerini uzatan, onları bağırlarına basan, tehlikelere
karşı himâye eden, hoşgörüyle karşılıyan, haklarına sâhib çıkan, böylece,
onlara ancak sefîl bir nankörlüğün unutturabileceği hizmetlerde bulunan bu
dîndâr kardeşler için dâimâ pek büyük şükrân ve muhabbet hisleri beslemelidir!
“Evet! Ey İnsanlık Mâbedinin yorulmaz
işçileri, ey Âlemlerin Ulu Mîmârının sâdık hizmetkârları, izzet size, şükrân
size! İsrâiloğulları, sizde, bütün yeryüzüne dağılmış, kendileri gibi,
insanların ıslâhına, Âdem oğullarının birliğine, bir sulh ve kardeşlik rûhuyle,
bütün milletlerin, kubbesi altında, aynı kanûna, aynı îmâna, aynı Allâh’ın
hükmüne tâbi olacağı, artık birbirine kopmaz bağlarla bağlanacağı o mukaddes
Mâbedin inşâsına çalışan kardeşler, dostlar görmektedir!”
Mtüfekkir Haham Elie Benamozegh’in tesbîti:
Yahûdilik, İnsanlık Âlemini, kendi riyâseti altında, “Nûh Dîni”nde birleştirmek
istiyor
Benzeri
tesbît ve fikirler, Livornolu Haham ve Mütefekkir Elie Benamozegh’de de (1823 -
1900) müşâhede ediliyor. İsmi bile gayet mânîdâr olan Israël et l’humanité. Étude sur le problème de la religion universelle
et sa solution (İsrâiloğulları ve Beşeriyet; Cihânşümûl Dîn Mes’elesi ve Buna
Dâir Hâl Çâresi Hakkında Tedkîk) kitabının (Préface: Aimé Pallière,
Avant-propos: Alfred Lévy, Paris: Éd. Ernest Leroux, 1914, XLI+735 p.) müellifi
Benamozegh’in bu eserindeki başlıca müddeâsı, Yahûdiliğin, kendi riyâseti
altında, bütün insanları –Mûsevîlik veyâ Yahûdilikde değil- “Nûh Dîninde” (noahisme veyâ noachisme) birleştirme emelinde olduğudur:
“Bir
Cihânşümûl Dînin inşâsı, Yahûdiliğin nihâî gayesidir.” (Benamozegh 1914: 11)
Mesîhciliğin mânâsı
Yahûdi
Mesîhciliği de (le messiansime juif),
Allâh’ın Beşeriyete rehber olmak üzere seçtiği Yahûdi milletinin liderliğinde
bütün milletlerin bu Cihânşümûl Dîni kabûl etmesini, bu sûretle bütün dünyâda
sulh ve saâdetin hüküm sürmesini têmîn etmekdir.
Kitabın
mütâlaasıyle hemen farkediliyor ki mezkûr “Nûh Dîni”, Masonluğun “Cihânşümûl
Dîn”inden, yânî bütün insanların arasında müşterek olan bâzı ahlâkî değerleri
esâs alan, Zâtî Allâh’ı, Vahyi, Âhireti reddeden, Cenneti dünyâda
gerçekleştirmek iddiâsında bulunan, mücerred bir Beşeriyet mefhûmunu en yüce
değer olarak kabûl ederek Beşeriyetperestlik (Humanolâtrie) dalâletine
sapan Laik, yânî dünyevî dînden başka bir şey değildir…
Masonluk, Kabbala Bâtınîliğinin bir
eseridir ve “Haggada”nın izlerini taşır
Müellif,
doğrudan Yahûdilikle Masonluğun münâsebetinden bahsettiği pasajlarda ise,
Masonluğun, Bâtınî cephesiyle, Kabbalaya dayandığı tesbîtinde bulunuyor.
İddiâsınca, İnsanlığın “Nûh Dîni” istikametinde bir dînî istihâle geçirmesinde,
Kabbala, söz sâhibi olacaktır:
“Muhakkak
olan bir şey varsa o da, Mason ilâhiyâtının (théologie) esâsta teozofiden başka bir şey olmadığı ve onun da
Kabbala teozofisiyle oldukça uyuştuğudur. Dîğer taraftan, Mîlâdî birinci asra
âid haham âbideleri derinlemesine tedkîk edildiğinde, ‘Haggada’nın, yüksek bir
zümreye mahsûs bir ilmin avâmî şekli olduğuna ve tekrîs usûlleri bakımından
Masonluk müessesesiyle çarpıcı benzerlikler arzettiğine dâir birçok delîle
ulaşılmaktadır. [“Haggada”: Mısır’dan Hurûc’u anlatan ve Hamursuz Bayramında
okunan metinler…] Yahûdiliğin felsefî Masonluk, Teozofi ve umûmî olarak
Sırlarla münâsebetini incelemek zahmetine katlanacaklar, emîniz, Kabbalayı
küçümseme tavırlarından az-çok vazgeçmek zorunda kalacaklar ve Kabbala
ilâhiyâtının istikbâlin dînî istihâlesinde bir rolü olabileceği düşüncesine
karşı yüzlerinde beliren istihzâ tebessümü kaybolacaktır.” (Benamozegh 1914:
70-71)
Masonluktaki bütün
kadîm têsîrler, aslında, Yahûdi kaynaklıdır
Bu
noktada, daha evvel neşredilmiş bir tesbîtimizi de burada tekrâr etmek isteriz:
Masonlukta
mevcûdiyetini müşâhede ettiğimiz, Kadîm Mısır, Yunan ve Orta-Şark’tan gelen
bütün felsefî ve Bâtınî têsîrler, yânî Hermetizm, Gnoz, Pitagorizm,
Yeni-Eflâtunculuk, Teozofi, Müneccimlik, Simyâ, Sihir, Okültizm, Johanitizm (Yahûdi
Saül –nâmıdîğer Pavlos- tarafından têsîs edilmiş, fakat bilâhare Yahûdilikden
epeyce uzaklaşmış Hıristiyanlık dîninin kabûl ettiği dört İncil’den biri ve o
zaman Yahûdi nüfûzu altındaki İskenderiye’de Yahûdilerin en çok têsîri altında
kalarak yazılmış İncil olan Yohanna İncili’ne izâfe edilen cereyân), Hümanizm
(Beşeriyetperestlik), Vahdet-i Vücûd (Panteizm), Tabîatperestlik, Dehriye,
Karmatîlik, Rose-Croix (ki Mason müellifi Serge Hutin’in ifâdesine göre, esâs
fikirlerinden birisi şudur: “İnsan, Allâh olabilir ve olmalıdır!” -Hutin 1960:
59-), v.s. gibi cereyânlar, hep Yahûdilik vâsıtasıyle Masonluğa ulaşmıştır ve
Yahûdiliğin izini taşırlar… (Masonluk Hakkında Yesevîzâde’yle Mülâkat,
İstanbul’da Hasan Hüseyin Ceylan tarafından dört ayda bir neşredilen Risale-Dış Politika mecmûası, Ekim 1988,
sayı 3, s. 194. Bu mülâkatımız bir hayli tahrîf edilerek ve budanarak
neşredilmiştir…)
İsidore Epstein’ın
kaleminden (Masonî ve Marksist Mesîhciliğin de ilhâm kaynağı olan) Yahûdi
Mesîhciliği
Benamozegh’in
noktainazarına, çok îtibâr edilen bir başka hahamın eserinde de rastlıyoruz.
Bu, (iktibâsta bulunacağımız kitabı têlîf ettiği esnâda) Londra’daki Yahûdi
mektebi Jew’s College’in en yaşlı hocası, 36 cildlik Bâbil Talmudu’nun İngilizceye mütercimi, ayrıca daha birçok kitabın
müellifi olan Dr. İsidore Epstein’dır (Litvanya, Kovno, 7.5.1893 –
Londra, 13.1962). Fransızcaya Le Judaïsme ismiyle tercüme edilen, Guide juif de France (Fransa Yahûdi Rehberi)
tarafından da okunması tavsıye edilen eserinde (Paris: Éditions Payot, 1969,
310 p.) en fazla Mesîhciliği îzâh eden kısımlar dikkatimizi çekiyor. Bu
pasajlarda, Benamozegh’in îzâhatındaki “Nûh Dîni”, Masonluktaki “Cihânşümûl
Dîn” hedefleri yine karşımıza çıkıyor ve bu meyânda Marksist Mesîhciliğin
(Cihânşümûl Komünist Cem’iyeti hedefinin) ilhâm kaynağı da farkediliyor… Bâzı
pasajları hülâsaten naklediyoruz:
“İşâya ve
Mika Nebîler müjdelemişlerdir ki bir gün gelecek, Kudüs, bir cihân krallığının
merkezi olacak ve Arzın bütün milletleri, oraya akıl danışmıya ve tâkîb edecekleri
yolu öğrenmiye koşacaklar… Böylece Benî İsrâil, Siyon’a tekrâr yerleşip dünyâ
adâlet krallığının çekirdeğini teşkîl edecek ve dünyânın dîğer milletleri onun
etrâfında toplanacaklar…” (p. 45)
[Marksizmdeki
“târihin zarûrî akışı” fikri:] “Mezâmir’e göre, bütün beşer târihi, Mesîhî
Krallığın tahakkuku istikametinde gelişmektedir.” Ve bu krallık bir yeryüzü
cenneti olacaktır. (p. 63) Benî İsrâil ise, bizzât Allâh tarafından, bu
krallığın têsîsini têmîn etmekle vazîfelendirilmiştir (p. 64) ve o, Allâh’tan başka
hiç kimseye ve Onunkinden başka hiçbir kanûna boyun eğmez; bilakis bütün
insanlar, İsrâil’in şahsında temsîl edilen İlâhî Krallığa boyun eğmekle
mükelleftirler. (p. 65)
DEVAM EDECEK