Yahûdilik-masonluk münâsebeti (113)
Müslümanlar asırlık uykularına devâm
ediyor
Osmanlı İdâresi, Sabataîlere karşı
ayrımcılık yapmadığı, zâten onların içyüzünden bîhaber bulunduğu, binâenaleyh
bütün kapılarını onlara dâimâ açık tuttuğu için, kısa zamânda yükseldiler,
Orduda, Mülkî İdârede, matbûâtta, ictimâî-iktisâdî hayâtın ehemmiyete şâyân her
sâhasında kilid mevkiler elde ettiler, bölük börçük Türkler karşısında o
efsânevî cemâat tesânüdüyle hareket ettiler ve netîcede, Siyonist ve Farmason
müttefîkleriyle berâber, Memleketin gidişâtına istikâmet verecek büyük bir
kuvvet hâline geldiler.
FOTO:
Sabataîlerin yükselişi
8) Sabataîler, ilk iki asırda,
dünyânın en hurâfî inanc sistemlerinden birine sâhib oldukları hâlde, 19.
asırda, bilhassa Livornolu münevver ve büyük iş adamı Dr. Moïse Allatini’nin ısrârlı
gayretleriyle, bir uyanma, aydınlanma ve Avrupa Medeniyetiyle haşir-neşir olma,
onun nîmetlerinden istifâde etme yoluna giren Selânikli Yahûdilere muvâzî
olarak ve onların da teşvîkıyle, aynı tavrı benimsediler, kısa zamânda maârif,
neşriyât, askeriye, iktisâdî faâliyetler gibi sâhalarda muazzam bir inkişâf
kaydettiler. (Allatini’ler, mânîdâr şekilde, -bir Siyonist-Sabataî-Mason
darbesiyle devrilen- Abdülhamîd Han’ın -âilesiyle berâber- hapsedildiği
Allatini Köşkü’nün sâhibiydiler…)
Şemsî Efendi, Fevziye, Terakkî, Hukuk
Mektebi, Feyz-i Âtî, Boğaziçi Koleji, v.s. gibi kendilerine mahsûs mektebler
têsîs edip buralarda Avrupa seviyesinde tedrîsât yaparak neredeyse bütün
nüfûslarını tahsîlli hâle getirdiler. Bu meyânda, Alliance Israélite
Universelle ve daha başka Avrupalı mekteblerinden de istifâde ettiler; bununla
da yetinmeyip çocuklarına bir de Avrupa’da tahsîl yaptırdılar.
Tamâmen Osmanlı ve Şimâlî Afrika
beldelerindeki Yahûdileri uyandırıp terakkî etmelerini ve bulundukları
memleketlerde hâkim mevkilere gelmelerini sağlamak maksadıyle faâliyet gösteren
AIU’in, 1912’de, Osmanlı’nın Avrupa beldelerinde 52, Asya beldelerinde 63 mektebi faâliyetteydi… (Morin 1996: 34)
Hâlbuki, bu esnâda, Müslümanlar,
umûmiyet îtibâriyle, asırlık uykularına devâm ediyor, cehâlet ve sefâlet içinde
yaşıyorlardı. Hâl böyleyken, Osmanlı İdâresi, Sabataîlere karşı ayrımcılık
yapmadığı, zâten onların içyüzünden bîhaber bulunduğu, binâenaleyh bütün
kapılarını onlara dâimâ açık tuttuğu için, kısa zamânda yükseldiler, Orduda,
Mülkî İdârede, matbûâtta, ictimâî-iktisâdî hayâtın ehemmiyete şâyân her
sâhasında kilid mevkiler elde ettiler, bölük börçük Türkler karşısında o
efsânevî cemâat tesânüdüyle hareket ettiler ve netîcede, Siyonist ve Farmason
müttefîkleriyle berâber, Memleketin gidişâtına istikâmet verecek büyük bir
kuvvet hâline geldiler… Bunun başlıca iki vahîm netîcesi oldu: Birincisi,
İttihâdcı İhtilâlini gerçekleştirerek Osmanlı’nın sonunu getirecek vetîreyi
başlattılar; ikincisi, “Kemalist Türkiye”yi inşâ ettiler…
(https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Delegation_to_Abdul_Hamid_II.jpg; 21.11.2017)
27 Nisan 1909: İttihâdcı Hâl’ Hey’eti,
Halîfe Abdülhamîd Han Hazretleri’ne hal’ini teblîğ ediyor…
İttihâdcı tedhîşi altında teşekkül eden Meclis-i Umûmî-i
Millî (yâni Meclis-i Âyân ile Meclis-i Meb’ûsân’dan mürekkeb Meclis) tarafından
intihâb edilen Hâl’ Karârını Teblîğ Hey’eti’nin (Farmason müellif Celil
Layiktez’in tesbîtine nazaran beşi de Farmason) Âzâları (resimde soldan sağa
doğru): Bahriye Feriki Ârif Hikmet Paşa,
Selânik Meb’ûsu Emanuele Carasso, Draç Meb’ûsu Esâd Toptânî Paşa, Âyân Aram
Efendi ve teblîğ esnâsında onlara katılan –Yıldız Sarayı İşgal Kumandanı-
Miralay Galib Bey… Meş’ûm Hal’ Hey’etinde, Beynelmilel Siyonizm ve Masonluk –hâssaten-
Emanuele Carasso’nun, Sabataîlik de Ali Galib Pasiner Paşa’nın (o vakit
Miralay) şahsında temsîl ediliyordu… Tam bir Siyonist-Sabataî-Farmason
işbirliği nümûnesi! Türkiye, işte o zamândan beri, Siyonist-Sabataî-Farmason
Totaliter Rejiminin hükmü altındadır…
***
İhtilâlci Mason Localarındaki Sabataî
faâliyeti
9) İttihâd ve Terakkî’yi de, bilâhare onun daha radikal bir
devâmından başka bir şey olmıyan Kemalizmi de doğuran rahim, Selânik’di.
Bâhusûs Macedonia Risorta (Maçedônya Risôrta) Locası…
Bir Yahûdi-Sabataî şehri olması ve (1877 Berlin Muâhedesini
tâkîben, ıslâhat” bahânesiyle) Avrupalı Emperyalistlerin murâkabesi altında
bulunması hasebiyle, Selânik’in Masonluğun ve Osmanlı’ya karşı başlatılan
İhtilâlin merkezi olmasını herhâlde tabiî addetmek lâzımdır.
1900 civârında bu şehirde Masonluk âdetâ moda olmuştu. (Paul
Dumont, Osmanlıcılık, Ulusçu Akımlar ve Masonluk, Müt.: Ali Berktay, İstanbul: Yapı Kredi Yl., 2000, s. 70)
Grande Oriente d’Italia’ya tâbi Macedonia Risorta, doğrudan,
kendi sînesinde İTK’ya vücûd vermişti. Hepsi de İhtilâl için çalışan,
birbiriyle sıkı irtibât hâlinde bulunan, hattâ bâzı âzâları iki Locanın birden
müdâvimi olan bu Localar, Macedonia Risorta’dan mâadâ, şunlardı:
- Fransa Meşrik-ı Âzamı’nın himâyesinde 1904’te kurulan Veritas Locası;
- 1906’da İtalya Meşrik-ı Âzamı tarafından kurulan Labor et Lux Locası;
- 1907’de kurulan -Yunanistan Meşrik-ı Âzamı’na tâbi- Philippos ve
- İspanya Meşrik-ı Âzamı’na tâbi- Perseverancia Locaları;
- 1908’de Romanya Büyük Millî Locası’na tâbi olarak kurulan Steaoa Salonicului Locası...
(Dumont/Berktay 2000: 64)
- Bunlara, bir de, Yahûdi Mason Üstâdı Amon de Medonça’nın
Perseverancia ile berâber têsîs ettiği birkaç Locadan biri olan Bene Berit
Locası’nı ilâve etmek lâzımdır. (Dumont/Berktay 2000: 76)
Paul Dumont’un da işâret ettiği gibi, bu Locaların
ekseriyetini Yahûdiler teşkîl ediyordu ve Türk isimli olanlar da -herhâlde
birkaçı hâric- Sabataî idiler (Dumont/Berktay 2000: 67-68): Talât Paşa, Mehmed
Câvid Bey, Midhat Şükrü Bleda, Ali Galib Pasiner Paşa, Sârım Kibar, Hüseyin
Câhid Yalçın gibi… Kezâ Ali Fethi, Mustafa Kemâl, Mustafa İsmet, Kâzım Nami
Duru (muhtemelen), ilh…
Câlib-i dikkattir: Paul Dumont’un 1985’te HKEMBL’nın Mimar
Sinan Yl. içinde de çıkan mezkûr kitabının Sabataî Mason mütercimi Rifat İnsel,
Dumont’un Dönmelerle alâkalı tesbîtine mütedâir pasajı sansür etmiştir…
Sabataîlerin Mason Localarına rağbetinin mühim bir sebebi, herhâlde, her iki cereyânda da Kabbala Bâtınîliğinin geniş bir yer tutması ve gizliliğin esâs olmasıydı. Buna, onların Avrupa Medeniyetciliğini ve ihtilâlci temâyüllerini de ilâve etmek lâzımdır. Bu meyânda, Masonluk, Mâbedlerinde, üç Sabataî hizbinin birbiriyle ve Yahûdilerle kaynaşmasına da imkân veriyordu. Nitekim, “Mustafa Kemâl’in Muallimi” Sabataî Hahamı Şemsî Efendi’nin gayretleri de bu istikametteydi ve o, bu husûsta ciddî şekilde muvaffakıyet elde etmişti… Dîğer taraftan, Masonluğun, kendilerininkine benzer bir cemâat dayanışmasıyle, büyük menfâatler elde etmelerine imkân sağladığı da muhakkaktır.
(-Türkiye Meşrik-ı Âzamı’nın nâşiriefkârı- Büyük Şark, Mayıs-Temmuz 1933, sayı 11)
Masonluk, Türkiye’de, başlangıcından
îtibâren, dâimâ Sabataîlikle iç içe olmuş ve bir Siyonist-Sabataî Mâbed ve
Karârgâhı gibi vazîfe görmüştür… Burada, bu berâberliğin küçük bir tezâhürü
görülüyor: (Resmî) “Sâhib ve Yazı İşleri Müdürlüğü”nü -1933 / 1935 devresinde
Üstâd-ı Âzam Kaymakamı, bilâhare 33. Derecelilerden ve 9 Aralık 1967’de,
İngiltere Müttehid Büyük Locası’na tâbi Türkiye Yüksek Şûrâsı’nın on
müessisinden biri olan- Mehmet Ali Haşmet Kırca’nın deruhde ettiği Büyük Şark mecmûasının ön kapağının arkasına,
-yine başında, Filibe Sabataî Cemâatine mensûb Mûmâileyhin bulunduğu- Sabataî
mektebi Şişli Terakki Lisesi’nin reklamı konulmuştur… Mecmûanın tab’ı ise, aynı
Cemâatin güzîdelerinden Sertel’lerin Resimli Ay Matbaası’nda yapılmıştır…
***