Dolar (USD)
34.35
Euro (EUR)
36.07
Gram Altın
3000.60
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

YAHÛDİLİK-MASONLUK MÜNÂSEBETİ (107)

Kudüs’ün milletler arası bir statüye kavuşturulmasını engelledi

Dünyâda ondan üstün bir kuvvet mevcûd olmadığı için hiç kimse ondan bunun hesâbını soramadı ve taahhüdünü yerine getirmiyen bu pervâsız Devlet BMT’den ihrâc edilmedi… İşte “Millî Şef” iktidârının bâriz şekilde İsrâil tarafdârı siyâsetinin bir tezâhürü de, BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu’na Türkiye Murahhası olarak Hüseyin Cahid Yalçın gibi bir şahsıyeti tâyîn etmesidir. Hem Sabataî, hem Farmason, hem Fanatik Kemalist hüviyetiyle ondan hakkâniyetli davranması, mazlûmların hakkını müdâfaa etmesi beklenebilir miydi?

yes_275215e6882b038eda323948cc63f714.jpg

(Cumhuriyet, 4 Mart 1949, s. 1 ve Cumhuriyet, 5 Mart 1949, s. 1.)

“Millî Şef”in BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu’nda (The United Nations Conciliation Commission for Palestine) vazîfelendirdiği Hüseyin Cahid Yalçın (ortada), sağda İsrâil Hâriciye Vekîli Moşe Şaret (Şertok), solda Komisyon’daki Amerikan Murahhası Mark Ethridge ile pek kaynaşmış bir hâlde görülüyor… Arab matbûâtı; Sabataî, Mason, Siyonist ve Fanatik Kemalist Hüseyin Cahid hakkında, “Yahûdilere yardım ve Yahûdi menfâatlerini tercîh etmek bakımından Yahûdi murahhaslarından daha ileri gittiği” tesbîtinde bulunmuştu… Sağdaki haberde de, Hüseyin Cahid, “Millî Şef” Hükûmetinin –on ay kadar evvel istiklâlini îlân etmiş- İsrâil’i tanıyacağını beyân ediyor… O İsrâil ki Beynelmilel Siyonizmin şeytanca desîselerle, ihânetle, barbarlıkla bizden kopardığı Filistin üzerinde kurulmuştur!

***

Yalçın’ın dîğer müşâviri Tarık Emin Yenisey ise, Hâriciye Vekâleti Müsteşârı, Bursa Vâlisi, Büyük Elçi Mehmet Emin Yeniçay ile Emîne Hâmide Tarhan’ın oğludur. (https://www.myheritage.com.tr/names/emine_tarhan; 30.10.2024) Bilâhare Lizbon ve Helsinki Büyük Elçiliği yapmıştır. Sabataî Cemâatine mensûb (yine Mustafa Kemâl’in yakın muhîtinden) Sâlih ve Selma Fansa çiftinin kızı Mübîne Fansa ile evliydi. (Abdullah Muradoğlu, Selanik’ten İstanbul’a İpekçi’ler ve İsmail Cem, İstanbul: Bakış Yl., Ekim 2002, s. 19)

Gûyâ “uzlaştırmacı” Hüseyin Câhid, İsrâil’in bir ân evvel tanınmasını istiyordu

Filistin Uzlaştırma Komisyonu, 1949 sonuna kadar çalıştı, lâkin müsbet bir netîce elde edilemedi. Zîrâ İsrâil, üstelik, 194/III sayılı karârı tatbîk edeceğine dâir taahhüdde bulunduğu için 11 Mayıs 1949’da BMT âzâlığına kabûl edildiği hâlde, Filistinli mültecîlerin (ki takrîben 750 bin kişiydiler; yânî neredeyse bütün bir millet tedhîşle muhâcir, mültecî mevkiine düşmüştü) evlerine dönmelerine izin vermedi (onların topraklarını, mal-mülklerini müsâdere ederek Yahûdilere dağıttı) ve Kudüs’ün milletler arası bir statüye kavuşturulmasını da engelledi. Dünyâda ondan üstün bir kuvvet mevcûd olmadığı için hiç kimse ondan bunun hesâbını soramadı ve taahhüdünü yerine getirmiyen bu pervâsız Devlet BMT’den ihrâc edilmedi…

İşte “Millî Şef” iktidârının bâriz şekilde İsrâil tarafdârı siyâsetinin bir tezâhürü de, BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu’na Türkiye Murahhası olarak Hüseyin Cahid Yalçın gibi bir şahsıyeti tâyîn etmesidir. Hem Sabataî, hem Farmason, hem Fanatik Kemalist hüviyetiyle ondan hakkâniyetli davranması, mazlûmların hakkını müdâfaa etmesi beklenebilir miydi?

O senelerde âdetâ “Millî Şef”in ve Hükûmetin matbûâttaki resmî sözcüsü mesâbesinde olan Hüseyin Cahid, bir taraftan BMT Komisyonunda gûyâ Arablar ile Yahûdileri uzlaştırmaya çalışırken, dîğer taraftan “Millî Şef”e rapor verip, ona, bir ân evvel İsrâil Devleti’ni tanımasını tavsıye ediyordu!

Yalçın, (bâzı araştırmacılara nazaran) “Millî Şef”e raporunu Mart 1949 başında verdi ve Kemalist Hükûmet de, vakit kaybetmeden, Şef’inin tâlimâtıyle, 24 Mart 1949’da İsrâil’i tanıyan Karârnâmeyi imzâladı…

Filistin Uzlaştırma Komisyonu ve Türkiye-İsrâil münâsebetleri hakkında makâle têlîf etmiş bâzı araştırmacılar, Hüseyin Câhid’in “Millî Şef”e arzettiği bir raporla İsrâil’in bir ân evvel tanınmasını tavsıye ettiğine dâir bilgiyi şu esere istinâd ettiriyorlar: Alon Liel – Can Yirik, Türkiye-İsrail İlişkileri, İstanbul Kültür Üniversitesi, Global Political Tren­ds Center, İstanbul, 2010, s. 16.

Biz, Hüseyin Cahid’e atfedilen rapora ulaşamadık. Lakin onun 4 Mart 1949 târihindeki şu beyânâtı, İsrâil’in bir ân evvel tanınması fikrinde olduğuna delîldir:

“Türkiyenin İsrail devletini tanıması hususu, hükûmetimizin bileceği bir iştir. Fakat bu, ileride mutlaka tahakkuk edecektir. Zira bütün dünya devletleri İsraili tanımaya başlamışlardır.” (Cumhuriyet, 5 Mart 1949, s. 3.)

Hüseyin Cahid’in, BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu Âzâsı sıfatıyle yürüttüğü faâliyetlerde Siyonizm tarafdârlığı o kadar göze batıyordu ki, Cumhûriyet gazetesi muharriri Ömer Rıza Doğrul’un –gazetesinin 15 Haziran 1949 târihli nüshasında, “Lozan Uzlaştırma Komisyonu’nun Faaliyetleri Dolayısıyla” başlıklı makâlesinde- naklettiğine göre, Arab matbûâtı, onun hakkında, “Yahûdilere yardım ve Yahûdi menfâatlerini tercîh etmek bakımından Yahûdi murahhaslardan daha ileri gittiği” tesbîtinde bulunmuştu… (Burak Şenel, “İsrail Devleti’nin Kuruluşunda Türkiye’nin İsrail’i Tanıma Süreci”, Akademik Orta Doğu, 2014, 9/1: 157-178, s. 171’den naklen; “Kemalizm, İsrâil’in Kuruluşuna Nasıl Yardım Etti?”, Yeni Söz, 7.1.2018/10)

Velhâsıl, gayr-i resmî olarak Hüseyin Cahid’in, resmî olarak, başında Farmason Necmettin Sadak’ın (Isparta, 1890 – Nevyork, 21.9.1953) bulunduğu Hâriciye Vekâleti’nin (“İsrâil Devleti’nin derhâl tanınması” şeklindeki) tavsıyesiyle, “Millî Şef”in (Şemseddin Günaltay riyâsetindeki) Hükûmeti, 24 Mart 1949 târihli Karârnâmesiyle İsrâil Devleti’ni resmen tanıdı. Tanıma karârı, 1 Nisan 1949 târihli Resmî Gazete ile mer’iyete girdi.

Kemalist Rejimin Arab düşmanlığının bir tezâhürü

“Kemalist Türkiye”nin bu karârı, bütün Arab Âleminde hayâl kırıklığı hâsıl etti; bilhassa Sûriye’de Türkiye aleyhdârı neşriyâtı körükledi:

“İsrail’i tanımasıyla Türkiye, siyasal anlamda hızla bölgeden uzaklaşmış ve daha sonra gösterilen bütün çabalara karşın, bu olayın izleri hiçbir zaman silinememiştir. {Bu olay,] Suriye’nin bağımsızlığı sonrası iki ülke arasında krize dönüşerek sağlam zeminde ilişkilerin gelişememesinin önemli bir sebebi olmuştur.” (Alpaslan Öztürkci, “Suriye’nin Bağımsızlığına Türkiye’nin Bakışı”, History Studies; Internationl Journal of History, vol. 8, September 2016, pp. 111-133, p. 127)

Aslında, (tahsîl hayâtımız zarfında bizzât şâhid olduğumuz vechiyle) bilhassa mekteblerdeki tedrîsâtıyle her fırsatta Arabları kötüliyen, onları toptan 1. Cihân Harbinde Türk Milletine ihânetle ithâm eden, onlara çeşid çeşid kusûrlar yakıştırarak Milletimizin gözünden düşürmiye çalışan Kemalist Totaliter Rejimin bu siyâseti hiç de şaşırtıcı değildir…

14 Mayıs 1950 Seçimleriyle CHP Hükûmeti yerini Demokrat Parti’ye terkedince, Hükûmet, bir müddet sonra, Hüseyin Cahid’in Filistin Uzlaşma Komisyonu’ndaki vazîfesine son verdi. Filistin mes’elesi, ısrârla Sabataî ve Farmasonların eline emânet edilmek isteniyormuşçasına, Hükûmet, bu sefer de, 22 Haziran 1950’de, Mustafa Kemâl’in değişmez Farmason Sabataî Hâriciye Vekîli Dr. Tevfik Rüştü Aras’ı aynı vazîfeye tâyîn etti! (Baş 2019: 150) Dr. Tevfik Rüştü, 21 Nisan 1910’da, Talat Paşa, Ali Fethi, Mustafa Kemâl, Mustafa İsmet, Kâzım Özalp, Edip Servet Tör, Midhat Şükrü Bleda, Raşit Erer, Kâzım Nami Duru, Servet Yesari gibi şahsıyetlerin de Locası olan Macedonia Risorta’da tekrîs edilmiştir. (Seyhun Tunaşar, Mimar Sinan, 2002/126: 32) Dr. Tevfik Rüştü Aras’a, 1929’da 33. Derece tevcîh edilmiştir. (-Üstâd-ı Âzam Kemalettin- Apak 1958: 59)

“Kemalist Türkiye”de çarklar böyle dönüyor!

Dr. Arda Baş’ın tesbîtine nazaran:

“Aras’ın Uzlaştırma Komisyonu’ndaki görevi 5 Mart 1951 tarihine kadar sürmüştür. […]

“Orhan Eralp 30 Tem­muz 1950’de Aras’ın yanına müşavir olarak Bakanlar Kurulu kararıyla atanmış­tır. […]

“BM Genel Kurulu’nun 11 Aralık 1948’de 194/3 nolu kararı ile kurulan Filistin Uzlaştırma Ko­misyonu 1952’den sessiz bir şekilde ölümüne kadar uzun süre adeta can çekişerek varlığını sürdürmüştür.” (Baş 2019: 151, 157)

Filistin mes’elesinde Türkiye’yi İsrâil tarafında saf tutmıya zorlıyan Sabataî nüfûzunun bir başka tezâhürü de, İsrâil’e tâyîn edilen ilk Büyük Elçinin yine Selânik Cemâatinin içinden seçilmesi oldu: Seyfullah Esin (Selânik, 1902 – İstanbul, 15.6.1982)… Esin, 1967’de emekli oluncıya kadar, Türkiye’yi, Büyük Elçi sıfatıyle, muhtelif memleketlerde temsîl etmiye devâm edecekdir: Sovyet Rusya, Garbî Almanya, Mısır, Hindistan, İspanya… Arada (1957 – 1960), Birleşmiş Milletler Teşkîlâtı Dâimî Temsîlciliği… (https://tr.wikipedia.org/wiki/Seyfullah_Esin; 28.10.2024)