YAHÛDİLİK-MASONLUK MÜNÂSEBETİ (107)
Kudüs’ün milletler arası bir statüye kavuşturulmasını engelledi
Dünyâda ondan üstün bir kuvvet mevcûd olmadığı için hiç kimse
ondan bunun hesâbını soramadı ve taahhüdünü yerine getirmiyen bu pervâsız
Devlet BMT’den ihrâc edilmedi… İşte “Millî Şef” iktidârının bâriz şekilde
İsrâil tarafdârı siyâsetinin bir tezâhürü de, BMT Filistin Uzlaştırma
Komisyonu’na Türkiye Murahhası olarak Hüseyin Cahid Yalçın gibi bir şahsıyeti
tâyîn etmesidir. Hem Sabataî, hem Farmason, hem Fanatik Kemalist hüviyetiyle
ondan hakkâniyetli davranması, mazlûmların hakkını müdâfaa etmesi beklenebilir
miydi?
(Cumhuriyet, 4 Mart 1949, s. 1 ve Cumhuriyet, 5 Mart 1949, s.
1.)
“Millî Şef”in BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu’nda (The
United Nations Conciliation Commission for Palestine) vazîfelendirdiği Hüseyin
Cahid Yalçın (ortada), sağda İsrâil Hâriciye Vekîli Moşe Şaret (Şertok), solda
Komisyon’daki Amerikan Murahhası Mark Ethridge ile pek kaynaşmış bir hâlde
görülüyor… Arab matbûâtı; Sabataî, Mason, Siyonist ve Fanatik Kemalist Hüseyin
Cahid hakkında, “Yahûdilere yardım ve
Yahûdi menfâatlerini tercîh etmek bakımından Yahûdi murahhaslarından daha ileri
gittiği” tesbîtinde bulunmuştu… Sağdaki haberde de, Hüseyin Cahid,
“Millî Şef” Hükûmetinin –on ay kadar evvel istiklâlini îlân etmiş- İsrâil’i
tanıyacağını beyân ediyor… O İsrâil ki Beynelmilel Siyonizmin şeytanca
desîselerle, ihânetle, barbarlıkla bizden kopardığı Filistin üzerinde
kurulmuştur!
***
Yalçın’ın dîğer
müşâviri Tarık Emin Yenisey ise, Hâriciye Vekâleti Müsteşârı, Bursa Vâlisi,
Büyük Elçi Mehmet Emin Yeniçay ile Emîne Hâmide Tarhan’ın oğludur. (https://www.myheritage.com.tr/names/emine_tarhan; 30.10.2024) Bilâhare
Lizbon ve Helsinki Büyük Elçiliği yapmıştır. Sabataî Cemâatine mensûb (yine
Mustafa Kemâl’in yakın muhîtinden) Sâlih ve Selma Fansa çiftinin kızı Mübîne
Fansa ile evliydi. (Abdullah Muradoğlu, Selanik’ten İstanbul’a İpekçi’ler ve
İsmail Cem, İstanbul: Bakış Yl., Ekim 2002, s. 19)
Gûyâ “uzlaştırmacı” Hüseyin Câhid, İsrâil’in bir ân evvel tanınmasını
istiyordu
Filistin Uzlaştırma Komisyonu, 1949 sonuna kadar çalıştı,
lâkin müsbet bir netîce elde edilemedi. Zîrâ İsrâil, üstelik, 194/III sayılı
karârı tatbîk edeceğine dâir taahhüdde bulunduğu için 11 Mayıs 1949’da BMT
âzâlığına kabûl edildiği hâlde, Filistinli mültecîlerin (ki takrîben 750 bin
kişiydiler; yânî neredeyse bütün bir millet tedhîşle muhâcir, mültecî mevkiine
düşmüştü) evlerine dönmelerine izin vermedi (onların topraklarını,
mal-mülklerini müsâdere ederek Yahûdilere dağıttı) ve Kudüs’ün milletler arası
bir statüye kavuşturulmasını da engelledi. Dünyâda ondan üstün bir kuvvet
mevcûd olmadığı için hiç kimse ondan bunun hesâbını soramadı ve taahhüdünü
yerine getirmiyen bu pervâsız Devlet BMT’den ihrâc edilmedi…
İşte “Millî Şef” iktidârının bâriz şekilde İsrâil tarafdârı
siyâsetinin bir tezâhürü de, BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu’na Türkiye
Murahhası olarak Hüseyin Cahid Yalçın gibi bir şahsıyeti tâyîn etmesidir. Hem
Sabataî, hem Farmason, hem Fanatik Kemalist hüviyetiyle ondan hakkâniyetli
davranması, mazlûmların hakkını müdâfaa etmesi beklenebilir miydi?
O senelerde âdetâ “Millî Şef”in ve Hükûmetin matbûâttaki
resmî sözcüsü mesâbesinde olan Hüseyin Cahid, bir taraftan BMT Komisyonunda
gûyâ Arablar ile Yahûdileri uzlaştırmaya çalışırken, dîğer taraftan “Millî
Şef”e rapor verip, ona, bir ân evvel İsrâil Devleti’ni tanımasını tavsıye
ediyordu!
Yalçın, (bâzı araştırmacılara nazaran) “Millî Şef”e raporunu
Mart 1949 başında verdi ve Kemalist Hükûmet de, vakit kaybetmeden, Şef’inin
tâlimâtıyle, 24 Mart 1949’da İsrâil’i tanıyan Karârnâmeyi imzâladı…
Filistin Uzlaştırma Komisyonu ve Türkiye-İsrâil münâsebetleri
hakkında makâle têlîf etmiş bâzı araştırmacılar, Hüseyin Câhid’in “Millî Şef”e
arzettiği bir raporla İsrâil’in bir ân evvel tanınmasını tavsıye ettiğine dâir
bilgiyi şu esere istinâd ettiriyorlar: Alon Liel – Can Yirik, Türkiye-İsrail
İlişkileri, İstanbul Kültür Üniversitesi, Global Political Trends Center,
İstanbul, 2010, s. 16.
Biz, Hüseyin Cahid’e atfedilen rapora ulaşamadık. Lakin onun
4 Mart 1949 târihindeki şu beyânâtı, İsrâil’in bir ân evvel tanınması fikrinde
olduğuna delîldir:
“Türkiyenin İsrail devletini tanıması hususu, hükûmetimizin
bileceği bir iştir. Fakat bu, ileride mutlaka tahakkuk edecektir. Zira bütün
dünya devletleri İsraili tanımaya başlamışlardır.” (Cumhuriyet, 5 Mart 1949, s. 3.)
Hüseyin Cahid’in, BMT Filistin Uzlaştırma Komisyonu Âzâsı
sıfatıyle yürüttüğü faâliyetlerde Siyonizm tarafdârlığı o kadar göze batıyordu
ki, Cumhûriyet gazetesi muharriri
Ömer Rıza Doğrul’un –gazetesinin 15 Haziran 1949 târihli nüshasında, “Lozan
Uzlaştırma Komisyonu’nun Faaliyetleri Dolayısıyla” başlıklı makâlesinde-
naklettiğine göre, Arab matbûâtı, onun hakkında, “Yahûdilere yardım ve Yahûdi menfâatlerini tercîh etmek bakımından
Yahûdi murahhaslardan daha ileri gittiği” tesbîtinde bulunmuştu… (Burak
Şenel, “İsrail Devleti’nin Kuruluşunda Türkiye’nin İsrail’i Tanıma Süreci”, Akademik
Orta Doğu, 2014, 9/1: 157-178, s. 171’den naklen; “Kemalizm, İsrâil’in
Kuruluşuna Nasıl Yardım Etti?”, Yeni Söz,
7.1.2018/10)
Velhâsıl, gayr-i resmî olarak Hüseyin Cahid’in, resmî olarak,
başında Farmason Necmettin Sadak’ın (Isparta, 1890 – Nevyork, 21.9.1953)
bulunduğu Hâriciye Vekâleti’nin (“İsrâil Devleti’nin derhâl tanınması”
şeklindeki) tavsıyesiyle, “Millî Şef”in (Şemseddin Günaltay riyâsetindeki)
Hükûmeti, 24 Mart 1949 târihli Karârnâmesiyle İsrâil Devleti’ni resmen tanıdı.
Tanıma karârı, 1 Nisan 1949 târihli Resmî
Gazete ile mer’iyete girdi.
Kemalist Rejimin Arab düşmanlığının bir tezâhürü
“Kemalist Türkiye”nin bu karârı, bütün Arab Âleminde hayâl
kırıklığı hâsıl etti; bilhassa Sûriye’de Türkiye aleyhdârı neşriyâtı körükledi:
“İsrail’i tanımasıyla Türkiye, siyasal anlamda hızla bölgeden
uzaklaşmış ve daha sonra gösterilen bütün çabalara karşın, bu olayın izleri
hiçbir zaman silinememiştir. {Bu olay,] Suriye’nin bağımsızlığı sonrası iki
ülke arasında krize dönüşerek sağlam zeminde ilişkilerin gelişememesinin önemli
bir sebebi olmuştur.” (Alpaslan Öztürkci, “Suriye’nin Bağımsızlığına
Türkiye’nin Bakışı”, History Studies;
Internationl Journal of History, vol. 8, September 2016, pp. 111-133, p.
127)
Aslında, (tahsîl hayâtımız zarfında bizzât şâhid olduğumuz
vechiyle) bilhassa mekteblerdeki tedrîsâtıyle her fırsatta Arabları kötüliyen,
onları toptan 1. Cihân Harbinde Türk Milletine ihânetle ithâm eden, onlara
çeşid çeşid kusûrlar yakıştırarak Milletimizin gözünden düşürmiye çalışan
Kemalist Totaliter Rejimin bu siyâseti hiç de şaşırtıcı değildir…
14 Mayıs 1950 Seçimleriyle CHP Hükûmeti yerini Demokrat
Parti’ye terkedince, Hükûmet, bir müddet sonra, Hüseyin Cahid’in Filistin
Uzlaşma Komisyonu’ndaki vazîfesine son verdi. Filistin mes’elesi, ısrârla
Sabataî ve Farmasonların eline emânet edilmek isteniyormuşçasına, Hükûmet, bu
sefer de, 22 Haziran 1950’de, Mustafa Kemâl’in değişmez Farmason Sabataî
Hâriciye Vekîli Dr. Tevfik Rüştü Aras’ı aynı vazîfeye tâyîn etti! (Baş 2019:
150) Dr. Tevfik Rüştü, 21 Nisan 1910’da, Talat Paşa, Ali Fethi, Mustafa Kemâl, Mustafa İsmet,
Kâzım Özalp, Edip Servet Tör, Midhat Şükrü Bleda, Raşit Erer, Kâzım Nami Duru, Servet
Yesari gibi şahsıyetlerin de Locası olan Macedonia Risorta’da tekrîs
edilmiştir. (Seyhun Tunaşar, Mimar Sinan,
2002/126: 32) Dr. Tevfik Rüştü Aras’a, 1929’da 33. Derece tevcîh edilmiştir.
(-Üstâd-ı Âzam Kemalettin- Apak 1958: 59)
“Kemalist Türkiye”de çarklar böyle dönüyor!
Dr. Arda Baş’ın tesbîtine nazaran:
“Aras’ın Uzlaştırma Komisyonu’ndaki görevi 5 Mart 1951
tarihine kadar sürmüştür. […]
“Orhan Eralp 30 Temmuz 1950’de Aras’ın yanına müşavir olarak
Bakanlar Kurulu kararıyla atanmıştır. […]
“BM Genel Kurulu’nun 11 Aralık 1948’de 194/3 nolu kararı ile
kurulan Filistin Uzlaştırma Komisyonu 1952’den sessiz bir şekilde ölümüne
kadar uzun süre adeta can çekişerek varlığını sürdürmüştür.” (Baş 2019: 151,
157)
Filistin mes’elesinde Türkiye’yi İsrâil
tarafında saf tutmıya zorlıyan Sabataî nüfûzunun bir başka tezâhürü de,
İsrâil’e tâyîn edilen ilk Büyük Elçinin yine Selânik Cemâatinin içinden
seçilmesi oldu: Seyfullah Esin (Selânik, 1902 – İstanbul, 15.6.1982)… Esin,
1967’de emekli oluncıya kadar, Türkiye’yi, Büyük Elçi sıfatıyle, muhtelif
memleketlerde temsîl etmiye devâm edecekdir: Sovyet Rusya, Garbî Almanya,
Mısır, Hindistan, İspanya… Arada (1957 – 1960), Birleşmiş Milletler Teşkîlâtı
Dâimî Temsîlciliği… (https://tr.wikipedia.org/wiki/Seyfullah_Esin; 28.10.2024)