Dolar (USD)
34.07
Euro (EUR)
38.11
Gram Altın
2828.47
BIST 100
9870.43
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Yahûdîlik-Masonluk münâsebeti (10)

1-2_681b43d75354555e3107814c5f58a045.jpg

(Vakit, 11.11.1941, s. 1)

Üstâd-ı Âzam ve Hâkim Büyük Âmir Prof. Mim Kemal Öke’nin Kemâlperest makalesi, Us kardeşlerin (Mehmet Asım, Hakkı Tarık, Hasan Rasim Us) Vakit gazetesinin 11 kasım 1941 târihli nüshasının 2. sayfasında neşredilmiş, -o devrin zihniyetinin aynası olan- birinci sayfasında şu sûretle takdîm edilmişti:

“Şişli Halkevinde Ebedî Şefimiz için yapılan ihtifalde kıymetli ilim adamımız Profesör Mim Kemal Öke uzun bir konferans vermiştir. Mim Kemal, Atatürkü Derne çöllerinde tanımış, orada uzun müddet yanlarında bulunmuş, istiklâl harbinde kaburga kemikleri kırıldığı vakit Atanın ameliyatını yapmış ve son hastalıklarının tedavisinden son nefesine kadar yanlarında bulunarak gözlerini ellerile kapamıştır. Mim Kemal, konferansında Ebedî Şefin eşsiz inkılâblarını tahlil ettikten sonra Ataya hitab ederek bu hâtıralarını da çok veciz ve ateşli bir ifade ile anlatmaktadır.”

***

Târihî vâkıalar bir tarafa bırakılıyor, muhayyel bir tasvîrle fevkalbeşerleştirilen fânî ve bin bir kusûrla mâlûl bir mahlûk ilâhlaştırılıyor!

Millet felâkete sürüklenmiş… Pekâlâ, onu 1908-1909 İhtilâlinden başlıyarak kim felâkete sürüklemiş? Kimler, daha Selânik günlerinde, Osmanlı İmparatorluğu’nu tasfiye planları yapmıştı?

Rezâletler saymakla bitmiyor:

Balkan Fâciası nedir? Çanakkale Zaferinin hakîkî kahramanları kimlerdir? Filistin Cephesindeki hâinâne hezîmetin fâilleri kimlerdir? İstiklâl Harbini başlatanlar Müslümanlar ve onların Îmânî hassâsiyeti değil midir? Harb onların canı, kanı, maddî-mânevî fedâkârlığıyle kazanılmadı mı? Müteâkiben, o İstiklâl Harbi, o Cihâd, kendilerine karşı bir “İhtilâl Harbi”ne çevrilmedi mi? Kendileri fakr-u-zarûret içindeki Hindistan ve sâir beldeler Müslümanlarının –büyük bir fedâkârlık yaparak-İstiklâl Harbine mâlî yardım olarak gönderdikleri muazzam meblağın üzerine kim kondu ve hem bu meblağı, hem Devlet imkânlarını kullanarak Memleketin bir numaralı kapitalisti hâline geldi? Bütün bu Kaarûn servetine rağmen, kim, kendisine -başka kimseye nasîb olmıyan mıkdârda- astronomik bir maaş bağlatacak kadar tamahkâr oldu? Anadolu Milleti sefâlet içinde sürünürken kim bütün bir ömrünü işret sofralarında, âlemlerde, sefâhat içinde geçirdi? Kim tek taraflı, yalan, istismâr, tahrîf ve tedhîşe dayalı bir propaganda ile kendinin Mâbûd edinilmesine çalıştı?

Ne büyük hakîkatsizlik, ne büyük iptidâîlik! İnsanlık sizden nasıl fazîlet umabilir?

Hakîkaten, ağızlarında sakız ettikleri Müsbet İlim, Ahlâk, İnsan Hakları, Demokrasi hepsi kof bir slogandan ibâret!

İşte, Siyonizm ve Yahûdilikle bir alâkaları olmadığına dâir iddiâlarını da bu ikiyüzlülüklerini dikkate alarak değerlendirmek lâzımdır. Nitekim, vâkıa, bir def’a daha onları tekzîb ediyor!

4. Fasıl:

Masonluk Fikriyât ve Teşkîlâtında Yahûdi Têsîrine Dâir

Muhtelif Delîller

Mason remziyâtı, isrâiliyât, Hiram

Hemen dikkat çeken bir vâkıa var: Mason Remziyâtı (la symbolique) ve Ritüelleri, esâs îtibâriyle, Ahd-i Atîk’ten (Tanah’tan) ve Kabbala Bâtınîliğinden neş’et etmiş isrâiliyât üzerine kuruludur. Bunların orta direği de, Süleyman Mâbedi’nin inşâsı ve Hiram Usta Efsânesidir:

“Masonların kâinatta gerçekleştirmeğe çalıştıkları fikir ve ahlâk mabedini efsanevî Süleyman Mabedi remzetmektedir. Süleyman Mabedini yapan mimar ustası ise, Hiramdır. […] Her derecede, bu tarihî efsaneye ait bir sahne canlandırılmakta ve bu suretle masonluğa ait inançlar öğretilmektedir… Hiram efsanesi incelenmeden, masonluk öğretisini anlatabilmenin imkânı yoktur.” (DTM 1965: 94, 72)

“Usta tekrisinin bütün sembolizmi, Hiram efsanesi, daha doğru olarak da Hiramın katli etrafında cereyan etmektedir.” (Koray 1973: 101)

“Dul Kadının Çocukları”

Tanah’ın Krallar ve Târihler kitablarından uyarlanan Hiram Efsânesi’ne nazaran, fevkalâde mâhir bir usta olan Hiram, dul bir Yahûdi kadının oğludur. Masonlar onu kendilerine “mürşid” kabûl ettikleri için, kendilerini de “Dul Kadının Çocukları” sayarlar. (“Dul Kadının Çocukları deyimi Masonları ifade eder.” -Koray 1973: 106-)

Bu bakımdan, bütün Masonların, Yahûdi hüviyetini benimsemiş oldukları söylenebilir. “Tekrîs” sâyesinde yeniden doğarak yeni bir hüviyete, yeni bir şahsıyete büründüklerine dâir inancları da, bu vâkıa çerçevesinde ele alınabilir. Dereceler boyunca biteviye isrâiliyâtla haşir neşir olmaları, “terfî ettikce”, bu hüviyetlerini daha da pekiştiriyor olsa gerekdir.

“Ey İbrânîler! Siz büyük bir milletsiniz!”

XV. Derece Ritüelinde, Zorobabil Efsânesi’ni okuyoruz; Ritüellerde pek medhedilen Îrân İmparatoru Keyhüsrev (Cyrus ?), Yahûdi Prensi Zorobabil’e şöyle hitâb ediyor:

“Ey İbranîler Prensi! Seni bu meclise kabul edişimin sebebi, her ne kadar tâlih sizi esarete sürüklemiş ise de, sizin yine büyük bir millet oluşunuzdur. Siz ilim ve fen bakımından büyüksünüz ve en doğru büyüklük de budur! Siz Süleyman Mâbedinin sırrına îkaf olunmuşlardan birisiniz; siz, çeşitli câhilliklere ve bu câhilliği istismar edenlerin teşebbüslerine karşı müdafaası pek zor olan akıl ve hikmeti memleketinizde muhafaza edenlerdensiniz!” (DTM 1965: 121)

2-3_65f853aec78ef7ead6331cb6a64af0bb.jpg

Rite Écossais Rectifié.com Mason sitesinde, isrâiliyâtla, hurâfelerle örülmüş Masonluğun merkezî efsânesinin baş kahramanı “Hiram Usta”nın (“Hiram Abif”) masonî tasvîri, bu efsânenin ehemmiyeti hakkında kısa îzâhat ve mezkûr efsâne hakkında –Mason têlîfi- bir kitab… En başta münderic îzâhata nazaran: “ ‘Farmasonlar için bir baba ve nümûne’ olan Hiram, Tashîh Edilmiş İskoç Ritine nazaran, 18. asrın ilk yarısında tedrîcen teşekkül etmiş bir Mason efsânesinin kalbgâhında yer alır. Bu efsâne, Üstâd Derecesinde pek mühim bir rol oynar ve günümüzde, asrî Farmasonluğun kurucu ustûresini teşkîl eder.” (“Ustûre”, Fransızcadaki “mythe” ve “esâtîr” de “mythologie” mukabilidir.)

***