Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Yahûdîlik-Masonluk münâsebeti (1)

Takdîm

“Yahûdilik-Masonluk Münâsebeti” mes’elesi, hem çok geniş, hem de çok tartışmalı bir araştırma mevzûudur.

Bizim, Yahûdilik ve Masonluk mes’elelerini araştırmıya başlayışımızın üzerinden (ki bu çalışmaya, 1970’te Fransa’da başlamıştık) yarım asırdan fazla bir zamân geçti… İğneyle kuyu kazar gibi bilgi topladığımız, büyük cehd, sabır ve fedâkârlık istiyen, üstelik pek nankör bir araştırma sâhası!

“Nankör”, çünki karşınızda, başka tahakküm vâsıtaları gibi propaganda vâsıtalarını da elinde tutan Mütehakkim Zümrenin şartlandırdığı bir efkârıumûmiye var ve onun şartlandığı muharref ve sahte bilgileri, bunlara dayanan peşîn hükümleri yıkarak ona Hakîkati göstermeniz zorun zoru bir mes’eledir! Üstelik, o, umûmiyetle, Konformist, Oportünist ve hattâ sık sık da Makyavelist bir tavra sâhib olduğu için, rahatı kaçmasın diye, Hakîkati bilmek veyâ kabûl etmek istemez ve sırf bu yüzden bile size düşman kesilir… Memlekette umûmî hâl böyleyken, siz, yarım asra yayılan kıt kanâat ve çilekeş bir hayât yaşıyarak varınızı yoğunuzu Hakîkat Yolunda seferber eder, muhâfaza etmekte bile müşkilât çekdiğiniz bin bir malzeme toplar, bunlar üzerinde teemmül ede ede pek çok hayâtî tesbîte ulaşır ve ne târihî, ne de günlük hâdiselerin hiç de göründükleri, gösterildikleri gibi olmadıklarını anlar, Milletinizi intibâha getirecek, onu müfsid kuvvetlerin oyuncağı olmaktan kurtaracak bu tesbîtleri, delîlleriyle, vesîkalarıyle ortaya koyan, bunlara müstenid îkazlarda bulunan eserler hazırlarsınız, fakat neşir imkânı dahi bulamazsınız; bulsanız da pek mahdûd bir muhîte hitâb eder, geniş kitlelere ulaşamaz, gidişâtı değiştirecek bir âmil olamazsınız!

Velâkin, Rabb’imize kavuşmamıza bu kadar yaklaşmışken, bildiklerimizi mezara götürmemek için yine de çalışmıya, yazmıya, -meşrû vâsıtalarla- Milletimize ulaşma imkânları aramıya mecbûruz! Mecbûruz, çünki Müslümanız; Hakîkat Dâvâsı güden Hak Dînin sâlikleriyiz!

Velhâsıl, bir avuc da olsalar, okurlarımızın, işbu çalışmamızı, yarım asırlık çok zahmetli araştırmalarla ve sırf Hakîkat endîşesiyle toplanmış müsbit vesîkalara, sağlam delîllere müstenid sahîh bilgilerin, objektif verilerin -âdetâ inbikden süzer gibi çıkarılmış- bir hülâsası ve onlardan istihrâc edilmiş muhtasar bir tesbîtler, îkazlar mecmûu olarak değerlendirmelerini ve ibretle mütâlaa etmelerini temennî ediyoruz.

Şu “Takdîm”den de anlaşılacağı vechiyle, Araştırmamız, (kanâatimizce) tamâmen Tecrübî İlim Zihniyet ve Usûlüyle yürütülmüş olmakla berâber, üslûbu, yer yer, ilmî, yânî objektif olmaktan uzaklaşmıştır. Bunun başlıca sebebi şudur:

Vâkıaları araştırarak sâdece ilmî tesbîtlerde bulunmakla iktifâ etmiyor, ayrıca onlar üzerinde felsefî tefekkürde bulunuyor, kendi islâmî kıymet hükümlerimiz, inanclarımız, velhâsıl dünyâ görüşümüz çerçevesinde onlardan ahlâkî-insânî netîceler çıkarıyoruz (ki zâten, bizce. felsefî tefekkür ancak ilmî tesbîtler üzerinde yükselirse kıymeti hâiz olur). Bunu yapmak ise, hissiyâtımızın devreye girmesi ve hislerimizin üslûbumuza da têsîr etmesi, yânî üslûbumuzun sübjektif bir mâhiyet kazanması demekdir.

Bu takdîrde, şu suâl akla gelir: Bu hâl, bir nakîse midir? Öyle olduğunu düşünsek, bu hâlden zâten ictinâb ederdik. Bilakis, biz, Hakîkat Ehline yaraşır tavrın bu olduğu kanâatindeyiz; çünki Hakîkat Ehli olmak demek, sâdece Hakîkate tâlib ve tâbi olmak değil, aynı zamânda Hakîkat uğrunda mücâdele etmek demekdir. Hâlbuki, mücâdele, amel, fiil ancak hissiyâtın tahrîkiyle ortaya çıkar ve böylece aklî muhâkemeyi tamâmlar. Amel, tatbîkat olmadıktan sonra kuru aklın veyâ ilmî bilginin ne kıymeti vardır?

Masonluk hakkında kullandığımız (“Münâfıklık”, “ikiyüzlülük” gibi) bâzı sert ifâdeler de, Fransızların tâbiriyle, “appeler le chat le chat”, bizim tâbirimizle, “karaya kara, aka ak demek” kabîlinden addedilmeli, ifâdeyi yumuşatmanın, vâkıayı tahrîf etmek mânâsına geleceği düşünülmelidir…

Binâenaleyh, herhangi bir ilmî araştırmacı, çalışmamızı, bizim felsefî tefekkürümüzü ve hissî ifâdelerimizi objektif tesbîtlerimizden ayırarak değerlendirebilir ve bilhassa bunlarda bir isâbetsizlik varsa, onlara dikkati çekebilir…

Çalışmamız, “Takdîm” yazısını tâkîb eden 10 Fasıl hâlinde tertîb edilmiştir:

1. Fasıl: Girizgâh

2. Fasıl: Türkiye’deki Mason Obediyansları, İngiltere ve Fransa’daki Obediyanslara Tâbi Değil mi?

3. Fasıl: Mason Akâidinin İçyüzü

4. Fasıl: Masonluk Fikriyât ve Teşkîlâtında Yahûdi Têsîrine Dâir Muhtelif Delîller

5. Fasıl: Yahûdi Kaynaklarına Nazaran Yahûdilik-Masonluk Münâsebeti

6. Fasıl: Masonluğun Üç Semâvî Dîne Karşı Tavrı

7. Fasıl: Yahûdilere Münhasır Bir Masonî Teşkîlât: Bene Berit

8. Fasıl: Siyonizme Masonluğun Desteği

9. Fasıl: Muâsır Târihimizde Siyonist-Sabataî-Mason İşbirliği

10. Fasıl: Netîce

1. Fasıl:

Girizgâh

2017 ilâ 2023’te, altı sene zarfında, Yeni Söz gazetesinde, münhasıran Hakîkat endîşesiyle, muâsır târihimize ve Kemalizmin içyüzüne dâir binlerce sayfaya ulaşan mevsûk neşriyât yaptık. Kanâat mâhiyetindeki yorumlarımız hâric, bütün neşriyâtımız müdelleldi ve ilmî araştırmaya müstenid tesbîtlerimizin hiç kimse tarafından cerhedildiğine şâhid olmadık; sâdece, umûmî kanâatlerin ifâdesi olan, delîlle desteklenmiyen birkaç îtirâzla karşılaştık ve onlara da nezîh cevâblar verdik.

Yeni Söz’deki tamâmı mevsûk neşriyâtımız içinde Siyonizm, Sabataîlik ve Masonluk mevzûları da pek geniş bir yer tuttu. Bu mevzûlarla alâkalı neşriyâtımıza dahi, yalnızca Özgür Masonlar Büyük Locası’ndan, fakat yine mukabil delîllere istinâd etmiyen îtirâzlar geldi. Îtirâzları, sâdece, “Mustafa Kemâl’in Hastalığı, Ölümü, Cenâzesi” başlıklı, neşri (20 Eylûl 2018 ilâ 30 Temmuz 2020 târihlerinde) her gün tam sayfa iki seneye yakın süren vâsi araştırmamız içinde, “Masonluğun Siyonizmin nüfûzu altında bulunduğu” ve “ÖMBL’nin Fransa Meşrik-ı Âzamı’na (Grand Orient de France’a) tâbi olduğu” şeklindeki tesbîtlerimize müteveccih idi. ÖMBL, bizim, gerek bu araştırmamızda, gerekse (kitab veyâ gazete tefrikası hâlinde) evvelki neşriyâtımızda bu husûslarda serdettiğimiz delîllere, mukabil delîlleri muhtevî bir makale veyâ mektubla cevâb vermek yerine, Bakırköy 40. Noterliği ve Vekîli Av. A. Nail Karakaş vâsıtasıyle 22 Mayıs 2020 târih ve 09563 sayılı bir İhtârnâme gönderdi ve işbu İhtârnâme, 4 Haziran 2020 târihli Yeni Söz’de (Tefrika No 613) aynen neşredildi. Îtirâzları delîlsiz, basît bir red mâhiyetinde olduğu gibi, üslûbları da pek yakışıksız idi: “…Bu iddia asla kabul edilemez ve çok hatalı bir değerlendirme olup temelsiz bir iftira ve yakıştırmadan ibarettir” ve “Özgür Masonlar Büyük Locası’ndan söz edilirken; ‘Paris’e tabi olduğu’ şeklinde bir başka hezeyanda daha bulunularak”… Bir ağız dalaşı havasında kaleme alınmış bu kuru kuruya îtirâz ve ithâmlar yetmiyormuş gibi, üstüne üstlük pek tuhaf bir iddiâ daha: Gûyâ bahis mevzûu Loca, mezkûr tesbîtlerle, tarafımızdan “hedef gösteriliyormuş”!

ÖMLB’nin İhtârnâme’sini Yeni Söz’ün mezkûr nüshasında neşrederken, kendilerine bilâhare cevâb verme niyetimizi de izhâr etmiş, lâkin buna imkân bulamamıştık. Şimdi burada, bize tahsîs edilen pek mahdûd sayfalarda, onlara, yine müdellel olmakla berâber muhtasar, fakat derli toplu bir cevâb vermiye çalışacak, evvelki vesîkalarımıza hiç neşredilmemiş bâzı yeni vesîkalar da ilâve edeceğiz.

İlkin, bir nebze, “tâbi olmak” mefhûmu üzerinde duralım; müteâkiben, Masonluktaki Yahûdi-Siyonist nüfûz veyâ têsîrini daha tafsîlâtlıca ele alalım.

1-1_c2e83356b5dbaa874c7e8cd178bb1e9a.png

Özgür Masonlar Büyük Locası’nın Noter’den Tekzîb İhtârnâmesi ve buna kısa cevâbımız, Yeni Söz gazetesinin 4 Haziran 2020 târihli nüshasında neşredildi…

DEVAM EDECEK