Yahudilere karşı da ahlakımızı korumalıyız
Bismillahirrahmanirrahim…
Gazze’de üç ayı aşan bir süredir yaptıkları zulümler ve
tahrik edici aşağılık ifadeleri ile Yahudiler ahlâkımızı da zorluyorlar. Böyle
olmakla birlikte onlara sözlerinin benzerleriyle mukabele etmek hakkımız varsa
da sabırlı ve bağışlayıcı olmamızda öğütlenmektedir.
Allah, yalnızca bizim Rabbimiz değil, O âlemlerin Rabbidir.
Yahudiler dahil bütün varlıkların yaratıcısıdır ve Rahmeti gadabına (öfkesine)
galip Rabdir. Bize düşen de O’na kulca teslimiyettir.
ADALET VE BAĞIŞLAYICILIK ÖRNEKLERİ
Rabbimiz “…Konuştuğunuz ve yazdığınız zaman adaletli olun,”
buyurmaktadır. (En’ân 6/152)
Genel kural budur ve bu kural söylenene /yazılana benzeri
ile mukabele etme hakkını içerir.
Ben-i Kureyza Örneği
Beni Kureyza Yahudileri, Hendek savaşında Peygamberimizle
yaptıkları birliktelik sözleşmesini çiğneyerek düşman Mekke yönetiminin
organize ettiği muhasara güçleri saflarına geçmişler, ama Müslümanları
arkalarından vurmak için harekete geçemeden engellenmişlerdi.
Peygamberimiz, onları sığındıkları kalelerinde kuşatınca,
Peygamberimize, onun eşlerine ve Müslümanların ırzlarına sözlü saldırılara
geçerek en ağır biçimde sövgüler yağdırmışlardı.
Peygamberimiz de onlara Kur’an’dan aldığı ilhamla şöylece
karşılık vermiştir:
Ey Allah’ın rahmetinden uzak olasıca, maymunlar, domuzlar ve
şeytanların kardeşleri! Allah’ın sizi aşağıladığını ve sizi azabına uğrattığını
anlayamıyor musunuz da, bana ve çevreme sövüp sayıyorsunuz?
Peygamberimizin, kendilerinin yaptıklarına benzeri ile
mukabele etiğini anladıkları için Tevrat’ı indiren Allah’a yeminle kötü sözler
söylemediklerini dile getirseler de hatalarını itiraf edercesine şöyle
demişlerdir:
Ey Muhammed! Sen bize böyle ağır bir dille hitap etmemiştin.
( İ.Hişam Sîre 3/144 ve…)
PEYGAMBERİMİZİİN KARŞILIĞI ADİLDİ
Peygamberimiz onlara karşılık verirken yetkiyi kendisine
indirilen Allah’ın Kitabı Kur’ân’dan alıyordu.
Görelim:
Yahudilerden kâfir bir gurup Müslümanlara hitaben: “Sizden
ve dininizden daha kötü bir toplum ve din bilmiyoruz” diye hakaret etmişlerdi.
Allah, bunu diyenlerin, gerçekten çok kötü olan vasıflarını aşağıdaki ayette
sayarak hakaretlerine mukabele ile Müslümanları şöylece teselli etmiştir:
“De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber
vereyim mi? Allah’ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar,
domuzlar ve Tâğût’a tapanlar çıkardığı kimseler… İşte bunlar, yeri/durumu daha
kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır. (Maide 5/60)
Evet, Peygamberimiz bu ayette kullanılan ifadelerle onlara
mukabele etmişti.
FAKATI AMASI YOK
Buyruk Alemlerin Rabbinden. Aması, fakatı yok, uygulanacak.
Öldürmek isteyen öldürülür, söylenene aynısı ile mukabele edilir ama insanlara
örnek oluşturacaksa dil zarafeti de erdem olarak korunur, korunmalıdır da.
Peygamberimizin ifadesiyle “Cennet, nefse ağır gelen
yükümlülüklerle kuşatılmış” değil midir?
Söze İsrailoğullarının kâfirleri ve azgınları olan
Yahudilerle başladık. İsrail oğullarından olup onlara Resûl//Elçi olarak
gönderilen fakat onların ihanetine uğrayan Hz. İsa ile bitirelim.
Rivayet edilir ki… Hz. İsa dar bir yolda karşılaştığı
domuza, ‘buyur geç’ demiş. O bir domuz değil miydi, hatırlatması yapıldığında
ise şöyle buyurmuştur: “Dilimi çirkinleştiremem.”
+++++++
KUTU 1
ADALET HAK AMA
SABIRLI OLMALIYIZ
Benzeri ile mukabele ederek adaletle karşılık verme hakkımız
varsa da –Yahudi esirlere güzel davranış örneğinde olduğu gibi– diğer
insanların ve de Yahudilerin bir kısmı üzerinde olsun olumlu etkisi olacaksa
sabır yoluna girilebilir ve aşağıda anlamını sunacağımı ayetin öğüdü çizgisinde
erdemli tavırlar sergilenebilir: “Andolsun ki mallarınız ve canlarınız
konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden
(Yahûdiler ve Hıristiyanlardan) ve Allah’ ortak koşanlardan birçok üzücü sözler
işiteceksiniz. Eğer sabreder ve Rabbinizin yasalarına aykırılıktan
korunursanız, muhakkak ki bu, yapılacak işlerin en değerlisidir.” (Al-i İmran
3/186)
+++++++++++
KUTU 2
ALLAH ŞÜPHESİZ GÜZEL
DAVRANANLARI SEVER
Sabır öğütleniyor ise de Rabbimiz öğüdünü emir kipini
kullanarak da bizi görevlendirmektedir. Okuyalım: “Fakat İsrailoğulları, hak
çizgilerini terk ettiler. Biz de, sözlerinden döndükleri için onları
rahmetimizden uzaklaştırarak lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Öyle ki,
onlar ilahi yasaları yerinden oynatıp anlamlarını değiştirirler. Bu yüzdendir
ki, Peygamberleri tarafından kendilerine sıkı sıkıya tembih edilen öğütlerden
birçoğunu göz ardı ederek unutmuşlardır. İçlerinden pek azı hariç, onların sürekli
ihanet içerisinde olduklarını görürsün. Ey İslâm davetçisi! Sen her şeye rağmen
onları bağışla, kaba ve kırıcı olma. Onların densizliklerine de şimdilik
sabret. Hiç kuşkusuz Allah, güzel davrananları sever.” (Maide 5/13)
+++++++++++++++++