Yabancı Dil Sınavında Farsça'nın Kaderi
Geçen hafta ÖSYM'nin yaptığı yabancı dil sınavı vardı. Bir gurup arkadaş ile beraber Farsça sınavına girmek için Ankara'ya gelmiştik. Ankara'nın taşlı sokaklarını arşınlayıp Sıhhiye'de tarihu00ee Ankara Atatürk Lisesinde bulmuştuk kendimizi. Farsçaya girenler az olduğu için sınav Ankara Gazi Üniversitesi ve Ankara Atatürk Lisesinde yapılacaktı.
Ülkenin her yerinden sınava gelenler vardı. Yurt dışından; İran'dan, Afganistan, Tacikistan, Türkmenistan hatta Pakistan'dan da bu sınav için gelenlerin olduğunu gördüm. Özellikle Tahran'da daha önce beraber çalıştığımız hocalarımızın bir kısmı da gelmişti. Diğerler arkadaşlar da OHAL kapsamında kurumlarından izin alamadıkları için gelememişlerdi.
Buraya kadar herşey normal gibi karşılanabilir. Ama buz dağının görünmeyen kısmını araladığımızda Farsça sınavını düzenleyen yetkililerin tutumu (ÖSYM) bu sınava girenler tarafından her platformda eleştiri konusu oluyor, hatta mesele sosyal medya üzerinde bir protestoya da dönüşmüş durumda.
Bu sıkıntıyı hisseden YÖK kendisi tarafından YÖKDİL diye bir sınav geliştirdi. Sınav sadece İngilizce olarak hesaplanmıştı. YÖKDİL sınavına girenler sınavın çok kolay geçtiğini söylemişlerdi. Hal böyle olunca Farsça YDS sınavına girenler de bu sınavın kolay geçeceği hayaline kapılmışlardı. En azından kabul gören görüş bu idi. Büyük kurum olan YÖK, ÖSYM'nin sınavlarından rahatsız olacak ki "bak sınav böyle yapılır" minvalinde göstere göstere bir sınav yapar. ÖSYM'nin de bu durumdan bir ders çıkarıp sınavı kolaylaştıracak beklentisi kamuoyunda hasıl olmuştu.
Ne yazık ki durum böyle olmadı. ÖSYM daha önce Farsça'yı cezalandırmıştı. Bu sefer soruyu soran ve soruyu hazırlayan hocalar da sınava girenleri cezalandırırcasına sorular sordular. Sınava giren kendi öğrencileri, bizler, entellektüel camia...YÖK Başkanı Yekta Saraç hocamız bu duruma el atması lazım. Geçen hafta twitter hesabında İngilizce yanında YÖK-DİL sınavında sorulması elzem ikinci yabancı dil ne olsun diye sormuştu. Takipçiler Arapça ve Almanca arasında kalmıştı. Farsça ve Fransızca geri de kalmıştı.
Bizler, Farsça'nın bu toplumda yüzyıllarca kültür ve edebiyatın oluşumuna hizmet ettiğini biliyoruz. Klasik edebiyatımızın hangi taşını kaldırsanız Farsça çıkar. Bu günkü Devlet geleneğimizin ilk nüveleri Rey şehrinde (Tahran ile birleşmiş.) kurulmuştur. Ondan sonra Zencan, Tebriz, Malazgirt ve Anadolu'ya taşımadı mı Selçuku00eeler. Daha sonra Süleyman Şah oğlu Ertuğrul bey ve çocukları Osman Gazi marifetiyle Urumeli'ne (Rumeli) taşınmadı mı? Dahası bu dil Osmanlı Mirası üzerinden Avrupa'ya gitmedi mi? Ünlü Alman edebiyatçı Gothe, Hafız'ı bu vesileyle tanımadı mı? Bosnalı Sadi, şiirlerini Türkçe'nin yanı sıra Farsça ile yazma dı mı?
Bir soru daha sorayım. İbni Sina'nın, Gazali'nin, Mevlana'nın dili Farsça değil mi. Farsça bu gün sadece Tahran'ın resmi dili değil. Kabil'in de dili, Duşanbe'nin de dili. Bu gün üniversitelerimizde Farsça bölümünün yanı sıra Türk Dili Edebiyatı ve Tarih bölümlerinde Farsça'nın okunmayışı klasik kaynaklarımıza erişimi kısıtlıyor ve ilmu00ee altyapımızı da körleştiriyor.
Son olarak diyeceğim şu olacak. Farsça sınavına giren arkadaşların da ortak fikri...Yüzyıllarca geleceğimizce resmu00ee veye edebi dil olarak kabul edilmiş olan Farsça'nın diğer diller içerisinde daha önemli bir yeri olduğu halde yılda bir defa bu sınavın yapılıyor olması ve sınavın Ankara'da yapılıyor olması tarihsel arka planımızda ciddi bir tezat oluşturmaktadır.Her büyük edebiyatçımızın vazgeçilmez dili olan ve kültürel geçmişimizde bu kadar önemli bir yere sahip olan Farsça'nın bu denli sıradan bir dil kategorisinde (Romence, Macarca, Sırpça) değerlendirilmesi ne kadar makuldur. Biz, yetkili dil uzmanlarımızın bu durumla ilgilenmelerini, Farsçayı yılda iki defa değerlendirmelerini,sınava girecekler için de motivasyonu güçlendirmek adına İngilizce ve Arapça gibi büyükşehirlerde yapılmasını, hatta Farsçanın YÖKDİL kapsamına alınmasını önemle ve ivedilikle bekleriz.
Not: Farsça YDS'den çıkan 18. 33. Ve 55. Soruların çok cevapları olması nedeniyle iptal edilmesi lazım. Bu hususu ÖSYM yetkillerin dikketine sunuyorum.