Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Aralık 2015

Yabancı Dil Olarak Türkçenin Öğretilmesinde Kültür ve Sanat Faaliyetleri

Liselerde en çok sevdiğimiz ders hiç şüphesiz "Türk Dili ve Edebiyatı" dersiydi. Hatta biraz kısaltarak söyleyelim edebiyat dersiydi. Hepimiz edebiyat öğretmenimiz gibi konuşur, onun gibi davranır hatta ona aşık olurduk.

Burada dilin öğretilmesinde edebiyatın (Kültür-Sanatın) ne kadar gerekli olduğu hususuna değinmek istemiyorum. Bu zaten aşikar bir durum. Evet malumunuz dil öğretiminin hedefi kişiler ve kurumlar arası iletişimi sağlıklı kılmaktır. Bu da o dili öğrenen bireylerin niteliklerini çağın gelişim ve ihtiyacına uygun bir biçimde imkan sağlar.

Konu yabancı dil öğretiminde Türkçe olunca iş değişir. Günümüzde iletişimi makinalar aracılığıyla da yapabiliyoruz. Özellikle bilgisayar ve telefonlarda ve robotlara yüklenen komutlar onlar istediğmiz bir çok şeyi söyletebilir ve bizimle iletişime geçmelerini sağlayabiliriz. Fakat şu durumu göz ardı etmemek lazım. Makinalarda iletişimi, makinalar yani elektronik cihazlarla yapılan iletişimlerde insanların kırgınlıkları, kavgaları, büyük ticari anlaşmazlıkları ortaya çıkıyor.

Baradağın dolu tarafından meseleye yaklaşalım. Yabancı dil olarak Türkçe eğitimi üzerine şu önerilerimiz olabilir. Buradaki Türkçe öğretimi, ilköğretim öğrencisine verdiğimiz bilgi ve formasyona ek beceriler gerekcektir. Yabancı dil öğretiminde ilk etapta tiyatro-drama tekniğinin geldiğini söyleyebiliriz. Bu dersi alan öğrenciler için bir sosyal ortam ve birliktelik oluşturur. Ama en mühim mesele tiyatro ve dramayı bir kültür sanat öğesi olarak dili öğrenen bireylere öğretmek değil mi? Gerçi kültürün taşıyıcılığını dil üstlenir. Ama dil ile kültür biri ötekisine gönderme yapar. Ve böylece kültür, dilin dimağlarda yerleşmesinde vesile olur. Bu durumda iddiamız şudur. Türkçe'nin inceliklerine vakıf, alanında duayen olan tiyatrocuların yer aldığı oyunlar sergilenmeledir.

Dil öğrenmenin temel espirilerinden biri de o dilin incelikleri dediğimiz mecaz ve söz sanatlarına vakıf olmakla geçtiğini hepimiz düşünmekteyiz. Mesela evli olan bir öğretmen öğretmenler odasına geldiğinde bekar öğretmenlerin kahvaltı yaptığını görür. Bekar öğretmenler evli olan öğretmeni sofraya davet ettiklerinde şu cevapla karşılaşmışlardır. "Biz evde kanarya beslemiyoruz her halde." Bu söz tiyatral bir şekilde Türkçe öğrenen birisine anlatılmasa ne olur? Espiri havada kalır. Halbuki buradaki söz sanatının kıymeti harbiyesi ne kadar güzel.

Tiyatrodan sonra sinema da yabancı dil öğretimi için önemli bir kültürel aktivitedir. Tiyatrodaki oyuncunun kabiliyeti yanında sinemada oyuncu bir cümleyi, bir ifadeyi söyleyebilmek için belki üç dört defa yönetmenin "motor kes" uyarısına maruz kalmıştır. Bu yüzden Türkçeyi mükemmel sunumu öğrencide istendik bir değişiklik yaratacaktır. Bir diğer kültürel faaliyet ise Türkü, şarkı yani konserlerden bahsedebiliriz. Yabancı öğrencilerin sevdiği Türk sanatçılar tarafından konserler verilmesi, türkünün ya da şarkının kalbe nakşedilmesi demektir. Son olarak yabancı dil öğretiminde Türkçeyi başarıya götürecek mesele şudur. Konferans, söyleşi, panel ve şiir şölenleridir. Alanında söz sahibi olan yazar ve şairlerin sunumları dil öğretiminin motor gücü olarak tarihten günümüze devam etmektedir.

Dil öğretiminde başta belirttiğimiz kültürel ve sanatsal faaliyetler bir nevi kaynak kişi tabirini kullanacağımız şahıslardan faydalanmak gibidir. Bu bir nevi canlı bir edebiyattır dili karşıdaki kişiye aktarırken.