Ya olacağız ya olacağız!
TÜRKİYE'nin güçlü olması gerek. Ümmetin, mazlum milletlerin son ümidi ve emperyalist saldırıya direnen son kale olan Türkiye'nin ayakta durması gerek.
Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde, ordu millet anlayışıyla uzun bir aradan sonra başlattığı diriliş hamlesini neticelendirmesi gerek.
Yaşadığımız günler bunu, sadece kendi ülkemiz için değil, bütün ümmet coğrafyası için, daha da ilerisi yeryüzünde yaşayan tüm insanlar için zorunlu kılıyor.
"Türk beklenendir" cümlesi boşuna söylenmemiştir. Evet, Türk beklenendir. Çünkü Müslüman Türkün gittiği yerde zulüm olmaz. Türkün gittiği yerde işkence olmaz, katliam olmaz, tecavüz olmaz, yağma olmaz, milletlerin dinine inancına kültürüne saldırı olmaz.
Sadece Afrin harekatı değil, bütün tarih bunun ispatıdır.
Balkanlardan Afrika'ya kadar Osmanlının gittiği yerlerdeki her millet, kendi inancında, kendi dilinde, kendi kültüründe istediği şekilde ve üstelik Osmanlı'nın himayesiyle güven içinde yaşamıştır.
Emperyalistler geçmişte olduğu gibi bugün de işgal ettikleri her yeri sömürmüş, yağmalamış, talan etmiş insanları öldürmüş, hayvanları telef etmiş, ekinleri heder etmiş ve geride sadece imha edilmiş toprak parçası bırakarak çıkmıştır.
Ama ecdadımız Osmanlı, girdiği her yeri imar ve ihya etmiş. Fethettiği her karış toprak parçasına medeniyet götürmüş, insanlık götürmüş, adalet götürmüş, şehirleri imar, gönülleri ihya etmişti.
"Başımızda kardinal külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi arzu ederiz" sözü bu yüzden söylenilmişti.
Osmanlı'nın çekildiği her yerde kan ve gözyaşının olması bu yüzdendir.
Afganistan'da yüzden fazlası çocuk olmak üzere iki yüze yakın insan katledildi. Hafız olan Kur'an talebesi çocuklar için hafızlık merasimi yapılırken yapılan bombalı saldırıyla katledilen yüz bir hafız çocuku2026
Emperyalist Batı'nın pazarlıksız desteklediği Siyonist İsrail'in, Gazze ve Batı Şeria'da "Büyük Dönüş Yürüyüşü"ne katılan onlarca Filistinliyi katletti.
Ve arkasından Doğu Guta-Duma bölgesinde Esed katilinin kimyasal saldırısıyla zehirlenerek öldürülen çoğu bebek, sivil insanlaru2026
Bir hafta içinde İslam Coğrafyasında çoğu çocuk neredeyse hepsi sivil olan yüzlerce insan öldürüldü.
Emperyalist Amerika ve onun işbirlikçileri tarafından Afganistan'da paramparça edilen Müslüman çocuk bedenleri, dünyanın gözü önünde Siyonist İsrail tarafından katledilen onlarca sivil insan, Rusya ve İran desteğiyle katliam üstüne katliam yapan Esed'in kimyasal saldırısı, dünyanın dikkatini çekmedi doğal olarak. Dikkat çeken tek şey, emperyalist katilerin kendi çıkarı için katliamları bile istismar etme çabasıdır yine.
Katiller aynı. Müslümanları yok etmek, topraklarını işgal edip topraklarını sömürmek ve bu sömürüyle semirerek dünyayı istediği gibi yönetmek isteyen emperyalist güçler. Katil aynı, katliamı istismar eden aynı, sömürgeden pay kapmak için her türlü sahtekarlığı yapanlar aynı, işbirlikçiler aynı, ihanet edenler aynı tek değişmeyen şey, Türkiye'nin, Anadolu'nun Ana gibi duruşudur yine.
Bu zulmü durdurabilmenin yolu, Türkiye'nin güçlü bir şekilde sahada olmasına bağlı. Ümmet coğrafyasında yaşanan zulme karşı çıkan, kan deryasında yüzen mazlum insanları, pazarlıksız, menfaat için değil insani olarak kurtarmaya çalışan tek ülke Türkiye çünkü.
İnsanlığımızı politik çıkarlara kurban eden vahşi güçlere vurabileceğimiz en büyük darbe, BİRLİĞİMİZİ TESİS EDEREK DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKMAKLA OLACAKTIR. İçimizde görünüp devletin gücünü kırmaya, milletin birliğini dağıtmaya, askerin maneviyatını kırmaya çalışanlara fırsat vermeden, ümmetin ümidi olmuş Anadolu ruhunu hakim kılmakla mükellefiz. Ya olacağız, ya olacağız. Başka türlü bu zulüm çarkından kurtulamayız.
Rabbim vatana millete ve ümmete zeval vermesin.
Rabbim ümitlerimizi kayırsın ve zalim emperyalistlerin planlarını bozsun.