Y- Kuşağını Ağına Düşüren Hastalıklar.
Son günlerde moda olan Y kuşağının üstünlüklerinden bahsedecek değilim. Nesilleri X Y Z gibi harflerle kategorize etme haveslisi ise hiç olmadım.Çünkü fıtrat olarak her insan İslam olarak dünyaya gelir ailesi yaşadığı çevre kültür ve medeniyeti ilede hassasiyetlerini oluşturur.Doktor gözü ile de bugünkü makalemde Y gençliğini başka bir perspektiften ele almak istiyorum. Üniversitede okuttuğum öğrencilerim ve muayenehaneme çeşitli sebeplerle müracaat eden gençlerde sağlılklılık durumları ve mutluluk katsayıları üzerinde çalışmalarım ve izlenimlerim üzerinden bazı noktalara vurgu yapmacağım.
Son final imtihanında öğrencilerime bir sorum oldu.Seçtikleri bölümden memnunlar mı? Tekrar bir üniversite sınavına girseler aynı bölümü tercih ederlermiydi? Bu sorulara verilen cevapların çoğu beni hem düşündürdü.Hemde bu gençlik hakkında kaygılandırdı.
Özellikle çok titiz bir ayıklamadan sonra seçtiği bölümü gençlerin çoğu niçin seçtiğinden emin değildi. Gelecek beklentileri hedefleri hayatın anlamı ve kaygıları hususunda tam bir tezatlar mozayiği gözleniyordu. Sosyolojik açıdan bu kuşaktaki gençlerimizi incelediğimizde hiyerarşik yapıdan hoşlanmıyorlar, talepkarlar, yokluğu hemen hiç yaşamadıkları için sabırsızlar, girişimcilik ruhları çok belirgin. Hemen köşe dönüp kısa yoldan zengin olmak gibi bir çok olmazı bir araya getirmeye çalışıyor oldukları gözden kaçmıyor.Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışırken ölümün hastalığın hiç hesapta olmadığı bir yaşam tarzı bu gençlerimizi sanki efsunlamış.
Mesleğini severek ona ruh katarak çalışma ortamını güzelleştirmeyen bir kişi işini ve kendi mutluluğunu uzun vadede riske atar.Yüksek özgüven ve benlik duygusu ile de kısa sürede var olan gençlik enerjisini tüketir.Bunun doğal sonucu iş veriminde kendini belli edecektir.Sık iş değiştirmeler gelir gider dengesinde oluşan olumsuzluklar kişide tükenme stres ve kaotik bir sonuca doğru gidişi hızlandıracaktır.Öz bakımda beslenmede sağlığı korumada yapılan affedilmez hatalar da hastalıkları beklenmedik zamanlarda ve zeminlerde karşısına çıkartacaktır. Muayenehanemde tedavi ettğim gençlerde o kadar çok sebepli ve grift hastalıklarla karşılaşıyor olmama da bu makaleyi kaleme almamın sebebi.
Son yıllarda kalp damar hastalıklarından beyin felcine depresyon panik atak ve tükenmişik sendromundan kronik yorgunluk hastalığına birçok sağlık problemi gençlerimiz arasında kol geziyor.Halsizlik motivasyon azlığı boş vermişlik gibi günümüz insanının sık pençesine düştüğü hastalıkları Y neslinde çok görür olmamızda cabası. Özellikle sigara içen, düzensiz ve yüksek kolesterol içerikli diyet ile beslenen,kahvaltı kültürü poğça simit olmuş düzenli egzersiz yapmayan gençlerde kalp krizi geçirme durumunu bile artık yadırgamaz olduk.Meslek hayatımın ilk yıllarında genç yaşta geçirilen beyin felci gördüğümüzde onu çok ender bir vaka olarak enine boyuna araştırırdık .Maalesef bugün o kadar çok vaka ile karşılaiıyoruz ki yadırganmaz oldu. Gençlerde unutkanlık gençlerde romatizma gençlerde hemen hemen her hastalık bize nerde yanlış yapıyoruz acaba dedirten cinsten .
Koruyucu hekimlik kuralları ile sağlığımızı korumamız olduça kolaylıklar sağlamakta. gençlerimizin birçok konuda bilinçli olmalarına rağmen bu meselelere de soğuklar. Ülkemizde istatistikler tam olmamakla birlikte gençlerde obezite ve buna bağlı hastalıklar uyuşturucu sıgara alkol gibi zararlılara karşı bana bir şey olmaz özgüveni Y neslinin önündeki en büyük sağlık tehditleri.
Bu tehditlere karşı yerinde ve zamanında tedbirler gecikmeye devam ettikçe hantal ve özürlü sağlık sistemimizin ürettiği çare ve çözümler sonuç vermeyecek diye korkuyorum. Sağlıkta aslolan korunmak yani koruyucu hekimliktir. Günümüz sağlık sistemimizin ana iskeleti ise koruyucu hekimlikten çok tedavi edici hekimlik üzerine kurgulanmış.Bu durum bizleri daha uyanık ve daha dikkatli olmaya götürmeli diyorum. Sağlık bütçeleri tedavi edici hizmetleri hele günümüz sisteminde kesinlikle kaldırmaz.Çünkü sistem kurgulanışında her şey düşünülmüş ama maalesef ruhsuz şevksiz ve özveriden yoksun.Bu durum sisteme hergün yeni hastalar ve hastalıklar üretmeye de devam ediyor.Bir hekim olarak hastalanmadan sağlığımızın kıymetini çok önemsediğimi belirtmek isterim. Çare ve çözüm bekleyen gerçek hastalarımız var bizden şifa bekliyor. Şifa vesilesi olmak için samimi olmak dost olmak kalbimizi ruhumuzu hastalarımıza açmamız gerekir. Bu hassasiyet ile gençlerimize ellerimizi uzattığımızda onları pofpoflamadan gerçeklerle yüzleştirmeyi başardığımızda çare ve çözümün grift yolları açılacaktır diyorum. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.