Will Smith tokadı
Karısı Jada Pinkett Smith'in, saçkıran hastalığı yüzünden, kısa kestirdiği saçlarıyla ilgili yaptığı şaka üzerine Chris Rock'a tokat atan ve ardından da "karımın adını ağzına alma" diyen Will Smith'in davranışı, dünya çapında her kesim tarafından şiddetle kınandı ve hatta Will Smith'in ödülünün geri alınması bile söz konusu.
Will Smith ise yaptığı açıklamada davranışının kabul
edilemez ve affedilemez" olduğunu belirtti. Ve yaptığı açıklamada," Jada'nın sağlık
durumuyla ilgili şaka benim için çok fazla ve duygusal davrandım" diyerek
adeta günah çıkardı. Fakat bu sözleri, davranışının dünya çapında infial
yaratmasına engel olamadı.
Kurgu ya da gerçek olayın aslı her ne ise rol model olan
sanatçıların, dünya çapında bir popülaritesi olan idol ve ekol olarak kabul
gören insanların attığı adım bile hesaplı kitaplı olmalıdır, olmak
zorundadır. Anlık bir öfke sonucu atılan
veya kurgu, gösterinin bir parçası olan
-ben bu ihtimali daha kuvvetli buluyorum-
Bir şiddet hareketinin özellikle genç dimağlar üzerinde
yaratacağı tahribat çok fazla. Şiddeti önleme yönünde yapılan çalışmalara ciddi
bir baltalama, ket vurma hareketi yaratacaktır.
Topluma mal olmuş insanların duyguları ile hareket etme
şansı var mıdır ve yapılan yanlışa yanlış ile karşılık vermek doğruyu doğurur
mu?
Neresinden bakarsak bakalım tutulacak bir tarafı olmayan
'ama eşini savundu' romantizmi bile aklayamayacak ve hatta Will Smith
tarafından bile "zehirli ve yıkıcı " olarak tabir edilen olayın
elbetteki bir yaptırımı olacaktır. Bu
davranışın cezasız kalmadığını ispat
minvalinde bile olsa, bu elzemdir.
Hele de kurgu ise bu daha da vahim.
Cezalandırılması gereken sadece Will Smith değil, bütün
sorumlular olmalıdır.
Öyle ya!!
Sizler yıldızı sönen Oscar Ödülleri Töreni'nin yıldızını,
genç nesli zehirleyerek, şiddete, dolayısıyla suça teşvik ederek
parlatamazsınız!
RUSYA-UKRAYNA
BARIŞINDA TÜRKİYE UMUDU
Rusya ve Ukrayna müzakere heyetleri, İstanbul'da bir araya
geldi. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisinde başlayan toplantıya, sabah
ilk olarak Ukrayna, ardından Rusya heyeti geldi.
Toplantı sonunda Rus heyeti, Ukrayna tarafıyla İstanbul'da
yaptıkları görüşmelerin yapıcı geçtiğini belirtti. Ukraynalı müzakereci David
Arakhamia da görüşmelerin ardından, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu sekiz
ülkeyi garantör ülke olarak görmek istediklerini söyledi.
Rusya, Türkiye'ye Rusya-Ukrayna müzakerelerindeki çabaları
için minnettarlığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün Uluslararası platformlarda, iki
tarafın da hakkını, hukukunu, hassasiyetini koruyan adil bir yaklaşım
sergilediklerini belirtti.
İki heyet arasındaki görüşme dünya basınında da geniş yer
buldu. Türkiye'nin üstlendiği misyonun önemi,
sık sık vurgulandı. Dünya basınının gözde konusu; Türkiye'nin bu
müzakerelerde rolü ve bu rolden kaynaklı olarak dünyanın Türkiye'ye değişen
bakış açısı. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan da bir açıklama
geldi: "Tüm Batı'yı kastederek söylüyorum; artık bizim temennimiz şu,
inşallah Türkiye'nin bütün liderlerin gözündeki yeri çok farklı olacaktır. Bunu
aldığımız geri dönüşlerle de görüyoruz."
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın barış için yoğun diplomasi
yürütmesi, barış ihtimalini, umutlarını yükseltti.
Türkiye artık coğrafi konumundan dolayı, göz ardı edilemeyecek stratejik öneme sahip
olduğu vurgusu yapıldı. Fakat unutulmamalıdır ki bir ülke lideri kadar
güçlüdür.
Bu başarıların altındaki imza belli...