Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Ağustos 2021

"Voice of America" Türk Gazetesi

Geçtiğimiz günlerde üç batılı yazar okudum: F. Wlliaim Engdahl, Oliver Roy, John Perkins.

Afganistan gündeme oturunca, Kabil’e bu yazarların zaviyesinden bakma şansım oldu.

Her üç yazar da “Batı”nın iğrenç, şeytani yüzünü belgesel mahiyette ortaya döküyorlar.

O kutsal “demokrasi”lerinin kirli çamaşırlarını; ABD Başkanlarını, ABD halkının değil de Wall Street’in belirlediğini, seçim fırıldaklarını, F-16 ve Cruisslerle masum ülkelere nasıl demokrasi taşıdıklarını(!) anlatıyorlar. İğrenç tuzaklar, vicdansız soygunlar, seri katliamlar kan donduruyor.

Bu bilgiler muvacehesinde, “Batı”, Afganistan’da asla masum olamaz.

Oraya insani amaçlarla gitmemişlerdir. Uyuşturucu dahil, her türlü pisliğe bulaşmışlar, türlü mel’aneti taammüden işlemişlerdir.

Afganistan’dan hızlıca çekiliyor olmaları, salt mağlubiyetleriyle açıklanamaz, işin içinde bir iş, bir hinlik olmalıdır.

Tartışmasız mağlubiyet ve hezimet yaşıyorlar, ama mağlubiyeti bile kazanca çevirmeye, arkalarında bir kaos bırakmaya çabalıyorlar.

Taliban nedir, ne değildir, 20 yıl önceki Taliban mıdır, Türkiye’den henüz net okunamıyor. Şu anki Taliban’ın yanında ya da karşısında olmamız için henüz bir nedenimiz yok.

Taliban, anti-emperyalist, milli Afganistan gücü müdür, ABD ile ilişkilerinin derinliği nedir, ne dozda vehhabi ve BAE güdümündedir, yeterince bilemiyoruz.

Ne yazık ki, birikimli ve kâfi sayıda “Afganistan uzmanı”na sahip değiliz.

Ülkemizde, Afganistan hakkında görüşüne başvurulanların tamama yakını, “Batı” kaynakları, medyası, uzmanları üzerinden Afganistan’ı ve Taliban’ı tanıyorlar.

Üzücü bir durumdur.

Üzücü diğer bir durum ise, ülkemizdeki bir medya kesiminin, düpedüz “Batı”nın militanlığına, fedailiğine soyunması, “CIA ağzı”yla konuşmasıdır.

Yalçın Küçük, Türkiye’deki iki gazetenin Dünya Yahudi Partisi için çok önemli olduklarından bahseder.

Türkiye’nin işte o iki gazetesinden biri, Afganistan’daki gelişmeleri öyle bir tarzda verdi ki, bir Türk gazetesi mi, yoksa bir CIA bülteni mi okuyorsunuz, şaşırıyorsunuz.

Taliban’a karşı olacaksak, bunu bize ait bilgilerle yapmalıyız, “Batı” ve CIA’in fabrikasyon bilgileri ile değil.

Aşağıda yorumlayarak paylaşacağım metinlerde gazetecilik mi yapılıyor, operasyon mu çekiliyor, artık siz karar verin.

— Sokaklar kan gölü; Taliban, evlerden çıkarıp infaz ediyor, Taliban vahşeti bitmiyor. (Masa başı ve düzmeceliği sırıtan bu haber için, gazete tek bir resim bile veremiyor.)

— Hem Kabil havaalanı çevresinden, hem diğer şehirlerden gelen görüntülerle dünyanın kanı çekildi. (172.000 Afgan öldürülürlerken, bu gazetemizin ve sevgili ABD’sinin kanları neden çekilmemişti?)

— AB Komisyon Başkanı Ursula Von der Leyen: “Taliban ile siyasi temasımız yok, sadece insan hayatını kurtarmak için onlarla temastayız” dedi. (AB, ‘insan hayatını kurtarmaya’ ne kadar değer verdiğini, uçakta garibim Afganları yerlere, köpekleri koltuklara oturtarak belli etti).

— Taliban’ın ölüm mangaları ABD ve İngiltere’ye yardım edenlerin peşine düşerken, insanları evlerinden çekip çıkararak sokaklarda infaz ettikleri bildiriliyor. (Hiç bir kanıta dayanmayan bu cümle baştan sona asparagas/fabrikasyon).

— Tercümanlar ve diğer destek personeli çaresizce korku içinde yaşıyorlar. (Bu cümle ile CIA kendi elemanlarına ağlıyor, bizim gazete neden ağlıyor?)

— Reuters haber ajansının servis ettiği fotoğraflara göre ABD yapımı M16’lar tüyler ürpertici görüntüleriyle Taliban militanlarının ellerinde görülüyor. (Bir Türk gazetesinin neden ABD askerlerinden tüyleri ürpermez de, Taliban askerlerinden tüyleri ürperir? Subaylarımızın başına çuvalı Taliban askerleri mi geçirmişti?)

— Önceki gün bir DW gazetecisinin akrabalarından birinin vurularak öldürüldüğüne dair haberler çıkmıştı. (DW, nasıl dandik bilgilerle gazetecilik yaptığını ele veriyor).

— Afgan eski bir yargıcın anlattıklarına göre Afgan kadınlar komşu ülkelere tabutlarla gönderiliyor. (Bu Afgan yargıcın CIA elemanı olduğunu dağdaki çoban bile anlar.)

— ABD’de yaşayan Najla Ayoubi, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana korkunç şiddet örnekleri duyduğunu söyledi. (Türkçe “Nejla” değil de, neden Amerikanca “Najla” yazdınız?. Türklüğe sevdanız ABD’nin başladığı yerde mi bitiyor, dükkanlara asılan bir kaç Arapça levhaya çıldırmıştınız ya, Amerikancaya neden sevdalısınız?)

— Biden’in aşağılayıcı bir hızla ABD askerlerini geri çekmesinden sonra, Afganistan’ı ele geçiren Taliban, bunu ABD’nin yüzüne vuruyor. (Afganistan’dan ABD’nin çekilmesine hayıflanan bir Türk gazetecisi, bir ABD gazetecisi değil!..)

— Cüppeleri atıp üniformalara büründüler. (‘ABD askerlerinin üniformaları Taliban’a kaldı’ diye ağlıyor gazete)

— The Sun’ın haberine göre üniformalı askerler DEAŞ tarzı propaganda görüntüleri verdiler. (“The Sun” a neden inanalım?)

— İsminin açıklanmasını istemeyen bir ABD’li yetkili Reuters’e yaptığı açıklamada, “artık her şey Taliban’ın elinde” dedi. (“Reuters”a da neden inanalım?)

— Bazı Taliban militanları, Ordu Delta Kuvvetleri Komandoları ve Deniz Piyadeleri tarafından tercih edilen yansıtıcı gözlükler takmışlardı. (‘Vah, vah, gözlüklerimiz kimlerin ellerine kaldı’ figanı. Coni’nin gözlüklerinin Taliban’ın eline geçmesine bir Türk gazetesi neden yanar?)

— Taliban’ın eline geçen silahların tam listesi bilinmiyor. (Hani ABD’nizden habersiz sinek uçmazdı?).

— Taliban, ABD, NATO ve Birleşik Krallıkla çalışanları aramayı sürdürüyor. (Aramayıp, ‘sevgili Birleşik Krallığı’nız için casusluğa devam etmelerine izin mi verselerdi?)

— Taliban, kızlarını okula götüren anne ile başları açık olduğu halde çalışmalarına izin verdiği hemşire ve doktorların görüntülerini yayınladı. (‘Taliban’ın böyle yapmasından ödümüz kopuyor’ demek istiyor.)

AP ajansı, ABD’nin 20 yıl boyunca Afganistan’a 837 milyar dolar para harcadığını ve tüm çabaların bir hafta içinde çöpe gittiğin bildirdi. (ABD paralarının çöpe gitmesi gazetenin yüreğine oturmuş).

Bu gazetemiz, bu minval Afganistan haberlerini, kucağında bir Afgan bebek tutan bir ABD askerinin fotoğrafı ile noktalıyor, demek istiyor ki;

“ABD ve askerleri birer melek”.

Yerseniz!