Vicdandan üç talak ile boşanmış zındırapolara…
Dilimize özellikle medyamıza bir kelime kazandırmak istiyorum. Üretimi bana ait; fikir fırınımdan yeni çıktı ve dumanı henüz üzerinde buyurun; yazılarınıza düşüncelerinize hakikati haykıracak dilinize armağan olsun. Bu memlekette, vatana ve millete öyle çok ihanetler görüyoruz ki hangi kelimeyi bulup, kullansak yüreği soğutmuyor. İşte hainler için bütün öfkeyi, nefreti ve en ağır sözleri bir tohum gibi içinde barındıracak ve fihriste olacak o kelime: “Zındırapo” vatanımıza, dilimize hayırlı olsun. Üretimi yaptım, bari anlamına da verelim:
Zındırapo; vicdandan üç talak ile boşanmış, menfaat yularına takılmış, vatanına milletine ihaneti kendine milli duruş saymış, sapık fikir ve yaşantılara hürriyeti hak görmüş ama başkalarına hürriyeti kilitlemiş; yasak etmiş, sadece kendi özgürlüğünü mubah görmüş kişilerdir. Bu zındırapolar tahrip edilmiş dinlere, sapık inançlara hoşgörü ile yaklaşır hatta önünü ilikler el pençe divan durur saygı gösterir ama Kur’an ve peygamberimiz Hz. Muhammed’e iman etmiş Müslümanlara asla dayanamazlar! Bu zındırapolar; bilimin yerine dini koydular derler, sonra gidip puta taparlar ve ahlakı tavsiye edenlere çemkirirler ama her türlü ahlaksızlığı öğretenlere de hiç ses çıkaramazlar hatta tedarikçisi olurlar...
Bu zındırapolar, kendi kurgularına algıyı kurban edip, dünyanın en doğru işini yapmış olsanız bile asla sizi alkışlamazlar... Bu zındırapolar, yaşadıkları ülkenin araba yapmasına ve “süperseyir, yüksek manevra, düşük radar görünürlüğü, geliştirilmeye açık aviyonik mimari, artırılmış durumsal farkındalık, hassas hedefleme, birlikte çalışabilme gibi yeteneklerle sahip 5. Nesil uçak” da yapsanız ve testleri de başarıyla geçse, havada taklalar da atsa; uçamaz ve bilmiyorum, görmüyorum diyeceklerdir… Bu zındırapolar, Antalya’da ki teleferik ihmali neticesinde ölü ve yaralıları ve İzmir Karşıyaka’da belediyeye ait Zübeyde Hanım Nikah Salonunda yapılmak istenen duaya mani olanları, müzik açıp, sesi bastırmaya çalışanları yani; “Allah ile kul arasına girenleri” görmezler ve dillendirmek de istemezler… İBB'nin açtığı kuyuya düşüp ölen küçük kız çocuğunu; Beşiktaş'taki bar faciasında 29 kişinin yanarak feci şekilde ölmesini gazetelerine manşet etmez ve belediyenin yakasına sarılmazlar. Ama farklı belediyeler olsaydı içlerine ateş düşmüşçesine yaygara koparacaktılar…
Gözün çıksın ihtiras! Gözün çıksın menfaatlerin yularına takılmış güya akıl sahibi, tahsil sahibi ve vicdandan üç talak ile boşanmış siyasetçi, bilim insanı, gazeteci, yazar vs. vs. ler…
Ey Zındırapolar: İnsan hangi görüşten olursa olsun, kendi devlet başkanının, Filistinli din kardeşlerimize ve mazlumlara sahip çıkmasına ancak iftihar eder, mutlu olur ve eliyle değil, yüreğiyle alkışlar... Ey Zındırapolar: Filistin meselesinde, sırf birtakım menfaatler yüzünden, hakikatlere perde çekip, o perde üzerinde oynatılan yalanlara bakıp; Erdoğan’a haksız ithamlarda bulunmak; siyasette düşmüşlüğün acınası halidir… Yeryüzünde Erdoğan’ı tanıyan vicdan sahibi ne kadar insan var ise bilir ki; Erdoğan ta gençliğinden beri Ayasofya’yı, başörtüsünü ve Filistin meselesini ve de özgür Mescid-i Aksay’ı daima dert edinmiştir. Filistin meselesini dert edinmemiş bir Müslüman demek ki; Yahudi menfaatlerine doğru yuvarlanmıştır…
Ey Zındırapolar: Yüzünüze içimden tükürüyorum, çünkü dıştan tükürsem gider yıkarsınız; içimden tükürüyorum ki hiç geçmesin kalıcı olsun…
Son söz: Dava adamı olmak doğru yerde olmayı gerektirir. Ağaç doğru yerde olunca meyve verir. Yanlış yerde duran asla doğru siyaset yapamaz!..
