Vicdan İnsana Özgü mü?
“Bu kadar kötülüğü yapan vicdan sahibi olamaz”
Bilge İnsan
Yeniden insanı aramak yolculuğumuzda, insanı
anlarsak daha iyi bir dünya (aile, iş ortamı, ülke) kurabileceğimizi
düşünmekteyim. Bu düşüncelerle insanın doğasını anlamaya yönelik yazılarımı siz
kıymetli okuyucularımla paylaşmıştım. Daha önce paylaştığım “İnsanın doğasında
ne var?, Kötülük İnsan(lar)ın içinde mi? (Temmuz-Ağustos 2020) ve İnsanı Ararken-1/2…(Haziran 2021)” başlıklar
yazılarımı özellikle okumanızı öneririm.
Bu yazımda ise vicdan konusunda düşünce ve
incelemelerimi sizlerle paylaşacağım.
Vicdan ile ilgili çok sayıda söze rastlamak mümkün.
İşte dikkatimi çeken iki tanesi: En mükemmel adalet, vicdandır (Victor
Hugo). Vicdanımız, biz onu öldürmedikçe, yanılmaz bir yargıçtır (Honore
de Balzac).
Yanılmaz yargıç olarak nitelenen vicdan acaba şu
örneklerde hala yaşıyor mudur?
Ölü
vicdanlar
Hemen hemen her gün cinnet (delilik) dolu olayları
gazetelerde okuyoruz, televizyonda haberlerde izliyoruz veya internette (sosyal
medyada) rast geliyoruz.
Bir gün bir adam karısını ve 3 çocuğunu öldürmüş
diye duyuyoruz. Bir diğer gün komşusunun kedilerini yakmış birinin haberi. Bir
başka gün üniversiteli kız katledilmiş. Bu soruları/örnekleri uzatmak mümkün! Bu
kişilerin psikolojik rahatsızlıkları olması muhtemelidir.
Gelmek istediğim nokta şu, aramızda dolaşan bu
küçük veya büyük hataları yapan bu tür adamlardan üzüntü, pişmanlık duyması
beklenilmeli mi? Büyük hata yapanlar, suç işleyenleri uzmanlara bırakalım; daha
basit olarak günlük hayatta kabalık, haksızlık, vs yapan birinden suçluluk
duygusu beklenmeli mi?
Bu soruyu bir sohbetimizde Bilge İnsana sordum.
Hatta onun da tanıdığı bir kişinin yaptıklarını anlattıktan sonra özel olarak
sordum! Bilge insan o kişi özelinde ve bu tip insanlar için “Vicdan noksanlığı
var” cevabını verdi.
Geliniz bu vicdan konusuna biraz daha yakından
bakalım.
İç
mahkeme
Vicdan,
Arapça (vicdan) kökenli bir kelimedir: Kişiyi kendi davranışları
hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine
dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güçtür (TDK). Bu tanımı
şu söz daha da aydınlatmakta: "Tüm
insanlar dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir “iç mahkeme” ile
gelirler. Bunun adına vicdan denir." (A.Boysan).
Bu tür hataları işleyenler vicdan sahibi değiller mi veya vicdan azabı duymazlar mı?
Duyarsa
buna vicdan azabı diye biliriz. Vicdan azabı, yapılan bir işten dolayı
duyulan acı veya üzüntü olarak açıklanmaktadır (TDK).
Peki, her insan vicdan azabı duyar
mı?
Psikoloji
Bu
soruya uzman psikologlar/psikiyatrlar şu cevabı vermekteler: “Bu sorunun
cevabının katilin nasıl bir vicdan (üst ben) sahibi olduğunda yatar. Yetiştiği
sosyal çevre onun vicdanını kınayacak şekilde oluşturmuşsa bu kişide kaygı (pişmanlık)
olur. Aksi bir biçimde vicdan geliştirmişse suçluluk duymaz” (Cüceloğlu D.,
1997, İnsan ve Davranışı, 410).
Açıkçası
bu kişiler yaptıkları hatadan dolayı vicdan muhasebesi geçirmezler, pişmanlık
duymazlar.
Peki,
bu halleri ile hala insan olarak kalabilirler mi? Uzmanların görüşleri şöyle:
“Vicdan
insan olmayı, belki de ‘olabilmeyi’ anlatıyor. Çeşitli sebeplerle kalbi ölmüş
birisinin taştan bir farkı var mıdır diye sormalıyız kendimize. Kur'an-ı
Kerim'de ‘kalpleri mühürlemek’ kavramı tam olarak budur. Bu kavrama göre artık
kişinin kalbinde doğru ve yanlışı ayırt edecek yetenek kalmamıştır. Artık
günahlar ve inkâr, gerçeği örtmek bağlamında vicdanın sesini susturmaktadır. Bu
halde, vicdanı bozulan bir kişi
insaniyetini de kaybetmiştir.”
(https://kemalsayar.com/insana-dair/vicdan)
Yazımı Muhammed İkbal şu sözüyle
tamamlayayım: “Batı vicdanını Doğu’da
aklını yitirdi.”
Evet! Yeniden insanı aramak,
insanı ve toplumu akıl ve vicdan eksenli inşa etmek zorundayız.
Siz ne dersiniz?
Son
söz: İnsan/toplum
vicdanını kaybederse hayvanlardan farkı kalmaz.