Vezneciler’deki heyulanın durumu
VEZNECİLER, Fatih’in en merkezi, İstanbul’un da tarihî semtlerindendir. Geçmişte Şehzadebaşı olarak anılan çevrenin hemen yakınında bulunan Şehzadebaşı Camii’nin köşesindeki sütunun “İstanbul’un orta yeri” olduğu kabul edilir. “İstanbul’un Orta Noktası” başlıklı Türkçe İngilizce bir yazı da asılmıştır buraya. Suriçine ve dışına giden bir çok İETT otobüsü buradan kalkar ve seferine burada son verir. Odak yerlerden biridir. Metro’nun bir ayağının buraya taşınmasıyla kalabalığı ve önemi daha da artmıştır.
Öğrenci mekânları çoktu
Bizim öğrencilik yıllarımızda en çok dolaştığımız yerlerden biriydi. Zira üniversiteye yakındı. Süleymaniye semtine ve kütüphanesine gitmek için buradan geçmek gerekiyor. O zaman da öğrencilerin burada mekânları, kahveleri vardı. Şimdi neredeyse her köşesinde gençler çay içip sohbet ediyor. Beyaz Saray Kitapçılar Çarşısı’nın Yümni İş Merkezi’ne taşınması, semte kültürel bir değer katmıştır. Veznecilerin hemen yanında kiliseden bozma bir küçük camii vardır. Fatih Edirnekapı’dan, Eyüpsultan’dan ve sur dışındaki diğer semtlerden gelenler Beyazıt’a ve oradan Sultanahmet’e gidebilmek için buradan geçerler. Önünde Fen ve Edebiyat Fakültesi arkasında Süleymaniye vardır. Yanıbaşında restore edilmiş tarihî evler ve konaklar bulunuyor. Velhasıl semt, İstanbul’un kavşak noktalarından biri olduğu gibi tarihin nefes alıp verdiği mutena bir yerdir aynı zamanda.
Milat’ın yaptığı haber
Milat gazetemizin okuyucuları şanslı. Kültüre en çok değer veren gazetelerimizden Milat, burada yapılan kötü inşaatı, heyula gibi Vezneciler’in ve Süleymaniye’nin üstüne çöreklenen çarpık yapıyı 9 Nisan’da arka sayfanın manşetinde duyurdu. Bu ‘yerli ve millî’ ses, yüreklere su serpti. “Şehzadebaşı’nda aykırı bir inşaat!” başlıklı haberi Koray Taşdemir kaleme almıştı. Haberde Şehzadebaşı’nda İstanbul Üniversitesi’nin inşa ettiği yeni yapıyı görenlerin şaşkına döndüğü ve vatandaşların bir an önce bu yanlışlıktan dönmesini istediği belirtiliyordu.
Star gazetesi de işledi
Dünkü Star gazetesinde de konu işlendi ve kültür sanat sayfasının sürmanşetinde yer aldı. “İstanbul’un Orta Yerine Yakışmayan İnşaat” başlıklı haberde, “İstanbul gibi dünyanın gözbebeği kadim bir şehirde, tarihî ve kültürel dokuya uymayan modern yapılar, kentin herhangi bir yerinde istenmeyen ayrık otları gibi yükselmeye devam ediyor.” denildi. Haberde daha sonra şu görüşlere yer verildi: İstanbul’un Marmara denizine komşu ilçelerinde sahilleri dolduran yüksek katlı binalar kadar, tarihî dolusuyla ünlü semtlerine yapılan yeni yapılar da ‘uyumsuz’ görüntüleriyle kent sakinlerinin tepkilerine neden oluyor. İstanbul’un ortasında, Suriçi Fatih’te; Süleymaniye, Şehzadebaşı ve Vezneciler’in merkezinde tarihî ahşap eski evleri kapatan bir yeni yapı yükseliyor. Fatih Şehzadebaşı’nda İstanbul Üniversitesi’nin inşa ettiği yapının otopark olacağını öne sürenler olduğu kadar, Biyoloji Fakültesi olarak kullanılacağını dile getirenler de var. Ancak her ne olursa olsun, tarihî semtlerin dahi yeterince korunamadığı gerçeği, söz konusu inşaat sayesinde bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. Tarihî cami ve mekânların ortasında yükselen bina için Anıtlar Yüksek Kurulu da şimdilik sessiz.”
Orhan Veli’nin mısraı!
Orhan Veli hayatta olsaydı, “İstanbul’un orta yeri sinema” mısraı yerine “İstanbul’un orta yeri inşaat” der, şehre yaptığımız bu kötülüğü bir ironiyle anlatmak isterdi. Yapmayalım beyler, bu kötülüğü, ihaneti İstanbul’a reva görmeyelim. İstanbul Üniversitesi Rektörü bu hatadan dönebilir. Dönülmezse YÖK Başkanı, Edebiyat Fakültesi Dekanlığının odasından cep telefonuyla çekilecek bir iki fotoğrafla vaziyetin vehametini görüp müdahale edebilir. Kıymayalım beyler Şehzadebaşı’na. Vezneciler’i bozmayalım, tarihî dokuya zarar vermeyelim. Süleymaniye’yi, Şehzadebaşı Camii’ni, tarihî Direklerarası’nı harcamayalım. Nefs-i İstanbul’a ihanet etmeyelim. Hem unutmayalım ki, “Hatadan dönmek fazilettir.” Bu fazileti gösterelim.