Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Temmuz 2018

Vesayetçi demokrasiden etkili yönetime

Türkiye değişiyor. Değişim anında, günübirlik. Uzun zamana yayılmıyor. Ama bunu toplumun küçük bir kesimi fark edebiliyor. Sanırım değişim gerçekleştikten sonra uygulamaları görerek gerçek anlamda kavrayabileceğiz.

Kamuoyunun büyük beklenti içinde olduğu bedelli askerlik olayı hızla TBMM gündemine girdi. Devlete olan vergi borçlarının yapılandırılması devam ediyor. Seçimden önce uygulamaya başlanan imar affı süratli bir şekilde hayata geçiriliyor.

Doğrudan başbakana bağlı olan Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması hep konuşulmuş ama geçmişte hiçbir hükümet bunu gerçekleştirememişti. Şimdi Cumhurbaşkanı kabinesini kurduktan sonra bu işlem bir günde gerçekleşti. Sıradan bir olay gibiu2026

Sadece bu değişim bile, vesayetçi demokrasiye vurulmuş en büyük darbedir. Eskiden derin devlet vardı, derin devletin kırmızı kitabı vardı. Seçilmiş hiçbir siyasi iktidar bu kırmızı kitabın çizgileri dışına çıkamazdı. Şimdi devletin görünen yüzü de, görünmeyen yüzü de Cumhurbaşkanlığına yani halkın seçtiği otoriteye tabi artık.

***

Eski sistemde milletvekillerini seçer, o vekiller de ülkeyi yönetecek hükümete güvenoyu verirdi. Yeni sistemde güvenoyunu halk daha işin başında oyları ile belirlediği Cumhurbaşkanı ve onun ekibine verdi. Cumhurbaşkanı da halktan doğrudan aldığı bu yetkiyle, çalışkanlığı ve becerisine inandığı insanlardan güçlü bir ekip kurarak, yeni sisteme göre devleti yapılandırmaya, beş yıl boyunca ülkeyi yönetecek adımları atmaya başladı.

Devleti yönetme mantığı kökten değişti. Bu doğrultuda bütün kurumlar yeniden yapılandırılıyor. Bakanlıklar birleştirildi, devleti yöneten hantal kadro küçültülüp aktif hale getirildi. En üst bürokrasi neredeyse yarı yarıya azaldı. Şimdi şişkin kadrolar azaltılıp taşlar yerin oturtuluyor. Sırada mülkiye ve emniyet teşkilatı ile üniversiteler varu2026

Devletin üst kademesini çekip çevirecek profesyonel kadroların atanmasına da başlandı. Bunun en bariz örneği, yeni gerçekleşti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Turkcell'in finans bölümünü yöneten Bülent Aksu'yu transfer etti. Temmuz sonu gibi Turkcell'den ayrılacak olan Aksu için, şirketin Genel Müdürü Kaan Terzioğlu'nun yaptığı açıklama onun finans yönetiminde ne kadar etkili bir isim olduğunu gösteriyor.

Ekonomiyi özel sektör tecrübesi de olan güçlü ve güvenilir isimlerden oluşan bir ekibin yönetecek olması piyasaları rahatlatacak bir değişimdir.

***

Cumhurbaşkanı kabinesini kurduğunda siyasilerden ve güçlü isimlerden çok teknokratlardan oluştuğu görüldü. Kabinede kimsenin beklemediği atama, Hazine ve Maliye Bakanlığına Berat Albayrak'ın getirilmesiydi. Bununla, Cumhurbaşkanı, "Ben ekonomiyi biliyorum, Berat Albayrak koordinasyonunda kuracağım profesyonel ekiple ekonomiyi doğrudan yöneteceğim" demek istedi. Bunun ilk adımı da atıldı.

Demokrasilerde seçilmiş iktidarları anayasa ve kanunlarla nasıl sınırlıyorsak, Merkez Bankası ve özerklik tanıdığımız bağımsız kurumları da halkın istekleri doğrultusunda yönetmek, onların halkın refahı ve zenginliği için doğru adımla atmasını sağlamak artık Cumhurbaşkanı'nın öncelikli görevi arasındadır. Bunu da, bu kurumlara atayacağı, halkın isteklerini dikkate alacak profesyonel yöneticilerle sağlayacaktır.

Geçmişte Türkiye'nin açmazı, bağımsız kurumların, seçilmişlerden değil farklı odaklardan etkilenmesi, o doğrultuda kararlar almasıydı. Derin devletin, işadamların oluşturduğu dev tröstlerin ve kendisini her şeyin sahibi olarak gören askeri bürokrasinin istekleri artık halkın menfaatinin önüne geçemeyecek! Asıl değişen, ülkenin zenginliklerinin küçük bir azınlık için değil ülke için harcanacak olmasıdır.

İlk yurt dışı temaslarını Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile birlikte Arjantin'deki G20 toplantılarında yapacak olan Berat Albayrak'ın deyimi ile amaç, "Doğudan batıya kadar tüm küresel finansal sistemle çok daha entegre ve güçlü bir ilişki dönemine girmektir." Türkiye'nin gelişip büyümesinin yolu, dış kaynağı çoğaltmak ve yabancı sermaye girişini artırmaktan geçiyor. 24 Haziran'dan başlayarak devlet yönetimi, kademe kademe Çankaya'nın zirvelerinden halkın seviyesine doğru inmeye başladıu2026