Vesayet İle Hesaplaşmaya 62 Gün Var
Medeniyetin yeniden doğuş iradesiyle başlayan ve devam eden değişim süreci 62 gün sonra sandıkta taçlanacak. Değişim ve yeniden doğuş iradesine sahip çıkacak olan millet, yeni reformların önünü de açacak. Güçlü bir "EVET" ile Yeni Türkiye'nin temelini bizzat millet atacak. Millet ekmeğinin tüketildiği, emeğinin gasp edildiği koalisyonlar dönemine tamamen set çekecek, istikrara "EVET" diyecek. Statüko ve vesayetin yeniden tesisini hedefleyenlerle millet sandıkta hesaplaşacak.
Sivil siyaset merkezli, sivil bir direnişle, vesayet odağının önemli bir aracı olup sivil denetime kapalı olan askeri mahkemeler kaldırılacak. Adil yargının bir gereği olan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesi güçlendirilecek. "Gençler bizim geleceğimiz" sözünün gereği, gençlerimiz ülke yönetiminde söz sahibi olacak, ülkemizi aydınlık günlere taşıyacak.
Ülke yönetiminde asla boşluk olmayacak, sık sık yapılan seçimlere son verilecek. Millete külfet haline dönüşen yasama yürütme seçimleri aynı gün 5 yılda bir yapılacak.
Mazeret ve bahaneler sona erecek. Kutlu yürüyüşün önündeki engeller kaldırılacak, yürütmede de çift başlılık "EVET" ile ortadan kalkacak.
Güçlü hükümet, huzurun, güvenliğin ve özgürlüğün teminatı olacak. İnsanımız özgürlüklerini güvenli bir ortamda yaşayacak.
En önemlisi prangalar sökülecek;
Bir daha; 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15 Temmuz yaşanmasın diye derinlemesine önlemler alınacak, vesayetçilerin faydalandığı açıklar kapatılacak.
Ötekileştirmeden, kaplaştırmadan özgürlüğe ve adalete yaptığımız davet, çağrımız, kararımız "EVET" sandıktan çıktığı gün, ihanet odakları yalnızlaşacak, millet iradesi güçlenecek.
Korktukları,
Hedef aldıkları,
Engellemeye çalıştıkları bu işte: Millet İradesi.
Tam anlamıyla bağımsızlığının sağlanmasında, korunmasında bir nefer olarak sorumluluk alan milletle kavga ediyorlar. Karar alıcı merci millet olmasın istiyorlar. Kanlı 15 Temmuz FETÖ işgal girişimine, vesayet kalkışmasına karşı dik duran milletin yanında yer almak yerine illegal yapılarla birlikte hareket ediyorlar. Normalleşme, demokratikleşme, özgürleşme ve sivilleşme hamleleriyle insan hakları, eşit vatandaşlık ve insanlık onuru noktasında atılacak yeni adımları da el birliğiyle engellemeye çalışıyorlar.
Utanmıyorlar!
İnsanlığın bütün ahlaki ilkelerinden, dini prensiplerinden, medeniyet değerlerinden ve asgaru00ee vicdani ve insani müştereklerden uzak darbecilerin tezleriyle milletin karşısına çıkıyorlar. Milli iradeyi sahiplenen toplumun bütün kesimlerinden insanımız yaşlı-genç, kadın-çocuk demeden sokaklara dökülenlerin verdiği mücadeleyi hiçe sayarak, vesayet sisteminden yana tavır alıyorlar. Demokratikleşmeden insan haklarına, ekonomiden eğitime, sağlıktan dış politikaya, sanayiden ulaşıma bütün alanlarda yoluna daha güçlü olarak devam etmek için "EVET" diyen milleti suçluyor, karakter suikastı, toplum mühendisliği ve algı operasyonlarıyla baskı altına almaya kalkıyorlar. Vesayetçi zihinlerin ürettiği materyallerle milli iradeyi alt etmeye çalışıyorlar. 1960, 1971, 1980, 28 Şubat, 15 Temmuz darbe girişimleri ve muhtıraların yanında yer alarak, darbecilere karşı omuz omuza veren milleti dize getirmeyi deniyorlar.
Yine başaramayacaklar.
Millet, kendisine güvenenlerin umutlarını boşa çıkarmamıştır, bundan sonra da çıkarmayacaktır.
Algı, iftira ve ithamların karanlığında sözde siyaset yapanların oyunları yine boşa çıkacaktır.