Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Venezuela’nın zor zamanları

Venezulela, içinde bulunduğu krizle dünya gündemindeki yerini uzun süre korumaktadır. Maduro, devlet başkanlığının ikinci altı yıllık dönemi için yemin etmesinden sonra, krizin işaretleri ortaya çıkmaya başlamıştı. Devlet Başkanlığı seçimleri, muhalefet tarafından boykot edilmiş ve uluslararası toplumun önemli bir bölümü seçimleri hileli olarak değerlendirmişti. Muhalefetin kontrolünde olan parlamentonun, Maduro’yu devlet başkanlığı makamını gasp eden kişi olarak ilan etmesinden sonra, Venezuela’daki kriz siyasal, sosyal, diplomatik ve ekonomik açılardan derinleşmiştir. Meclis Başkanı Juan Guadio, halkın ve ordunun kendisini desteklemesi halinde adil seçimler yapılana kadar geçiş dönemi için devlet başkanlığı görevini üstlenmeye hazır olduğunu ifade etmiştir. Seçimlerden sonra Venezuela’da Maduro yönetimine karşı yapılan eylemler ve protestolar her geçen gün yoğunlaşarak sürmektedir.

Devlet Başkanı Maduro, ülkenin içinde bulunduğu derin ekonomik, sosyal ve siyasal krizden çıkış yolu için ortaya tatmin edici ve verimli politikalar koymamaktadır. Maduro, halka 21. yüzyılda sosyalizmi yeniden kuracağı şeklinde bir ütopya vaat etmekte ve dış düşmanları suçlamaktadır. Maduro, kendisine muhalif olan tüm toplumsal kesimleri, halk düşmanı, faşist ve emperyalist olarak nitelemektedir. Yönetime muhalif olan kesimler, yaşanan krizi, yıllardır uygulanan siyasal ve ekonomik politikaların ve yolsuzlukların sonucu olarak değerlendirmektedir. Yıllık enflasyon oranının yüzde 1 milyonu aştığı, gıda ve ilaç fiyatlarının astronomik düzeye ulaştığı Venezuela’da büyük bir sefalet ve fakirlik bulunmaktadır. Yakın gelecekte enflasyonun yüzde 10 milyonu geçeceği tahmin edilmektedir. Amerika’nın Venezuela’ya uyguladığı ambargo, ülkedeki sorunları daha da derinleştirmektedir. Sefalet, açlık ve hastalıkların pençesinde olan Venezuelalılar çareyi ülkeden kaçmakta bulmaktadırlar. Büyük bir insani facianın yaşandığı Venezuela’da, ülkeden kaçanların sayısının 6 milyonu bulduğu ifade edilmektedir. Bu, Latin Amerika tarihindeki en büyük göç hareketidir.

Bir zamanlar Latin Amerika’nın en zengin ülkesi olarak bilinen Venezuela’nın içinde bulunduğu çok yönlü kriz, bir günde oluşan bir durum değildir. 2013 yılında Chavez’in ölümünden sonra işbaşına gelen Maduro yönetimi, ülkeyi ekonomik kriz içinde devraldı. Venezuela’nın en büyük gelir kaynağı petroldür. Petrol fiyatlarının düşmesinden sonra Venezuela’nın bütün sektörlerinde büyük bir kriz ortaya çıktı. Halkın, gıda ve ilaç ihtiyaçlarını karşılayamaması, krizin toplumsal çatışma ve iç savaş durumuna gelmesinin önünü açtı. Halk, yaşam şartlarını protesto etmek için 2014 yılında sokak protestolarına başladı. Maduro yönetimi, protestoları güç kullanarak bastırdı ve ondan fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Venezuela’da 20 yıldır Chavez-Maduro çizgisi iktidardadır. 2016 yılında muhalefet, parlamentoda çoğunluğu sağladı. Maduro yönetimi, yargı yoluyla meclisi feshetti. Meclisin feshi girişimine karşı yapılan gösterilerde 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Uluslararası tepkiler ve toplumsal olaylardan dolayı Maduro yönetimi, Meclisi feshetme kararını geri aldı. Maduro yönetimi, Parlamentoyu etkisiz hale getirirken, kendi kontrolünde bir Anayasa Meclisi oluşturdu. Maduro’nun destekçilerinin kontrolündeki Anayasa Meclisi, hâla söz verilen yeni bir anayasa yapmak konusunda hiçbir ciddi ilerleme kaydetmiş değildir.

Parlamentoda çoğunluğu oluşturmasına rağmen muhalefet, Venezuela’da çok zayıf durumdadır. Maduro yönetimi, ordunun desteğine sahip bulunmakta ve devlet kurumlarını, bürokrasiye yerleştirdiği taraftarları sayesinde kontrol etmektedir. Tam muktedir konumunda olmasına rağmen Maduro yönetimi, ülkenin ekonomik ve siyasal krizden çıkışını sağlayacak bir çözüm bulamamaktadır. Amerika’nın ekonomik ambargosu, petrol sektörünü vurmakta ülkede ekonomik krizin derinleşmesine neden olmaktadır.

Venezuela, Chavenizm denilen anlayış tarafından 20 yıldan daha fazla bir süredir yönetilmektedir. Chavenizm, Venezuela’ya umut olmaktan çıkmış, bu anlayışın kendisi sorun olmaya başlamıştır. Venezuela’da Maduro yönetimi, krizden çıkış yolunu gösteremediği gibi, muhalefet te ortaya güvenilir ve güçlü bir liderlik ortaya koymaktan uzaktır. Son günlerde konuşulan ülkeye yapılacak olası bir askeri müdahale, hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi, daha çatışmalı ve kanlı bir ortamın doğmasına neden olacaktır. Venezuela’yı çatışma, kaos ve krizlerle dolu bir gelecek beklemektedir.