Velilere mektup
Değerli velilerimiz sizi bir öğretmen olarak saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Sizler, biz öğretmenler için çocuklarınız kadar değerlisiniz. Öğrencinin eğitim sürecinde sosyal çevrenin de etkisi düşünüldüğünde dolaylı yönden sizinle de eğitim faaliyetlerini sürdürmekteyiz.
Çocuğunuzu okula (ilkokul, ortaokul, lise) kayıt yaptırırken toplumda kabul görmüş ve saygınlığı üst düzeyde olan bir meslek sahibi olması için hayaller kurduğunuzun da farkındayız. Emin olun biz öğretmenlerin de birçoğu çocuklarını okula kayıt ettirirken sizinle aynı hayallerde buluşmaktadır. Fakat anne ve babaların çocuklarının mesleki geleceği için kurduğu hayaller bazen çocukları için bir anlam ifade etmemektedir. Günümüz çocukları ilgi ve yetenekleri doğrultusunda teknolojinin de etkisiyle neyi yapmak istiyorlarsa o tarafa doğru yönelmektedirler. Onun için siz değerli velilerimizin her fırsatta öğretmenlere yüklemeye çalıştığı “Eğitim başarısızlıklarının sebebi öğretmenlerdir!” söylemine de artık bir son vermeniz gerekmektedir.
Eğitim çıktılarındaki asıl sorun, birbirinden çok farklı yeteneklere sahip öğrencilerin aynı sınıfta eğitim görmesidir. Örgün eğitim sürecinin sonunda öğrencilerin doktor, berber, kasap, mühendis, terzi, sporcu, ressam vs. gibi farklı meslek gruplarına dâhil olacağını az çok tahmin ederek hepsine aynı eğitimi uygulamak gerçekten çok zordur. Bir de siz velilerin çocuklarınızın geleceğiyle ilgili hayallerini eğitim sürecine eklediğimizde iş içinden çıkılmaz bir yere doğru gitmektedir. Ayrıca bunu üzülerek belirtmeliyim ki, öğretmenlerin ellerinde sizin isteklerinize göre çocuğunuzu ahlaki ve akademik başarı konusunda değiştirebilecek sihirli bir değnek yoktur. Öğretmenler öğrencinizi sadece ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirebilirler.
Öğretmenler hakkındaki düşünceleriniz biraz değiştiyse çocuklarınızın okullarda yapmaktan zevk aldığı etkinlikleri evde de tekrarlayabilmeleri için hazırladığım listeyi size yazacağım. Bu listeyi evinizin başköşesine asmanızı tavsiye ederim.
Çocuğunuzun analitik düşünme yetisi kazanması için çocuğunuzu çamurlu ayakkabılarla eve alacaksınız. Çamurlu ayakkabılarla bütün odaları turlaması ve bıraktığı çamur izlerini bulma gibi aktivitelerle ona yüksek derecede analitik düşünme yetisi kazandırabilirsiniz. Analitik düşünme yetisinin gelişmesi ona yapacağı eylemlerin sonuçlarının ne olabileceği hakkında önceden tahmin etme özelliği kazandıracaktır.
Çocuğunuzun çamurlu ayakkabılarla yaptığı ev turu bittikten sonra tekrar çamura bulanmış ayakkabılarla düz duvara tırmanma bölümüne geçilecektir. Çocuğunuzu çamurlu ayakkabılarla düz duvara tırmandırarak yerçekimine karşı koyma çalışmaları yaptırmanız gerekmektedir. Bu aktiviteyi yeni boyattığınız salon duvarlarında yaptırmanız size büyük bir gurur verecektir. Çocuğunuz duvar üzerinde çamurlu ayakkabılarla üç adım atmayı başarabilirse yerçekimi kanununun yarısını öğrenmiş demektir. Yer çekimi kanununun diğer yarısını da öğrenmesi için son çalışma olan çamurlu ayakkabılarını çıkarıp o ayakkabılarla evin tavanına iz bırakabilme çalışmasını da çocuğunuza yaptırmanız gerekmektedir. Eğer çocuğunuz evin tavanına doğru fırlattığı ayakkabıyı kendi kafasına düşürmeden tavanda iz bırakabilirse yer çekimi kanununu da tam anlamıyla öğrenmiş olacaktır.
Çocuğunuzun fiziksel yeteneğini ölçmek için de maddi değeri yüksek ve sağlamlığından şüphe etmediğiniz masa vb. şeylerin üzerine onu çıkartarak üzerinde zıplatıp kırdırmanız gerekmektedir. Çocuğunuz masanın üzerinde üç zıplamayla kendine zarar vermeden masayı kırabilirse fiziksel yeteneğinin de olağanüstü olduğunu anlayabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli husus masanın kırılmasıyla birlikte çocuğunuzla birlikte sevinmeniz olacaktır.
Çocuğunuzun sanatsal yönünü keşfetmek için de yine yüksek meblağlara aldığınız bir masa üzerinde ona kazıma ya da karalama çalışmaları yaptırmanız gerekmektedir. Masaya kazıdığı isimlerin mafya dizilerindeki karakterler, ünlü sporcular ve ahlaki olarak asimilasyona uğramış yabancı şarkıcılar olmasına özellikle dikkat edin. Çocuğunuzun bu isimleri yemek masasına kazıması, her yemeğe oturuşunuzda sizin çocuğunuzun sanatsal yönüyle gurur duymanızı sağlayacaktır.
Çocuğunuzun el becerisi ve özgüvenini artırmak içinse evde bulunan radyatör, elektrik prizleri, duvar kirişlerinde bulunan köşebentler gibi aletsiz sökülmesi imkânsız olan nesneleri ona herhangi bir alet kullandırtmadan el yordamıyla söktürmeniz gerekmektedir. Bu sökme işlemlerinin başarıyla tamamlanmasının ardından bunları sanat eseri gibi gelen konu komşuya göstermeniz de çocuğunuzun kendine olan özgüvenini artıracak ve sizi de fazlasıyla gururlandıracaktır.
Çocuğunuzun matematik dersi için gerekli olan zihinsel yeterliliği kazanması için ona evinizin banyo, mutfak ve tuvalet gibi yerlerindeki çeşmeleri saatlerce açtırmanız gerekmektedir. Bu onu “Evi ne kadar sürede su basabilir?” şeklinde düşündürecek ve zihinsel gelişimine de katkı yapacaktır. Ayrıca bu çalışma çocuğunuza matematik dersinde fayda sağlayacağı gibi çeşmeden akan suyun nereye gittiğini düşündürmesiyle coğrafya dersine de olumlu yönde katkı sağlayacaktır.
Çocuğunuzun beden eğitimi ve spor dersi gereklilikleri içinse evinizin içerisinde ona birkaç arkadaşıyla birlikte çanta fırlatma oyununu oynatmanız gerekmektedir. Bu çalışmayı özellikle bakmaya kıyamadığınız büyük ekran televizyonunuz önünde ya da sadece misafir geldiğinde açtığınız bol şatafatlı avizenizin altında yaptırmanız gerekmektedir. Çocuğunuza çanta fırlatma antrenmanları yaptırmanız, çocuğunuzun kaba motor becerilerini geliştirerek belki de evin içerisinde rekortmen bir atlet yetiştirmenize olanak sağlayacaktır.
Çocuğunuzun edebi ve ahlaki yönünün gelişmesi için muhakkak çocuğunuzu karşınıza alıp kendinizi ya da aile büyüklerini tersletmeniz gerekmektedir. Bu aktivite çocuğunuzun edebi ve ahlaki yönden zirve yapmasını sağlayacaktır. Özellikle eve gelen misafirlere karşı diklenmesi ve onları terslemesi, karakter noktasında insanların gözünde onunla birlikte sizi de zirveye taşıyacaktır.
Çocuğunuzun müzik yönünden de gelişmesi için evin içerisinde kafası kadar bir kulaklık alıp dünyayla irtibatını kesmeniz yeterlidir. Çocuğunuz “Dünya yansa da umurumda değil!” kıvamına geldiği zaman, müzik yeteneği yönünden de istediğinize ulaşmış olacaksınız.
Biz öğretmenler siz değerli velilerimizin çocuklarıyla okullarda günlük olarak bu aktiviteleri fazlasıyla yapmaktayız. Sizde de bu aktiviteler sonunda bizim gibi “Çocuktur yapar” cümlesi oluşmuyorsa çocuğunuzu tanıyamamışsınız demektir. Ve en önemlisi de bu aktiviteleri evde uyguladığınızda çocuklarınızın öğretmenlerini acımasızca eleştirmek yerine onları anlamış olacaksınız.
Çocuklarının zihinsel ve fiziksel faaliyetlerinin sınırlarını bilen ve devletin malının nasıl kullanılması gerektiğini çocuklarına öğretebilen velilerimiz, bu mektupta kapsam dışı tutulmuştur. Okullar, çocuklarımızın kafasına göre her şeyi yakıp yıkacakları yerler değil, eğitim yuvalarıdır. Lütfen çocuklarımızı devlet malını koruma konusunda bilinçlendirelim.