Vekâlet savaşı
Türkiye, seçim sürecinde iken, yeni ve çeşitli hamleler yapma arayışına giren karanlık güçler, farklı rollerdeki terör örgütlerini sahaya sürme gayretleri içerisine girdiklerini görüyoruz. Bölgemizde varlık gösteren terör örgütlerini kullanarak istikrarsızlık üretmek isteyenler, önce Kiliseye, ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde bulunan kontrol noktasına silahlı saldırı ile devam etti.
Terör faaliyetlerini ekonomik alanda, toplumsal düzende,
milli güvenlik boyutunda ve kamuoyunun zihninde olmak üzere birçok cephede
yürütülmektedir. Burada temel amaç, toplumun duygu, düşünce, tutum ve
davranışlarını istenen doğrultuda şekillendirmektir.
Tabi bu tür çabaların onlar için sonuç verebilmesi,
toplumun bilgisiz olması ile doğru orantılıdır. Tam tersine toplumun
farkındalık bilinci yükseldikçe, onların çabaları da sonuçsuz kalacaktır. Bu
nedenle olayları doğru analiz etmek, ülkeler için caydırıcı ve aynı zamanda
önemli bir güç çarpanıdır.
Terör, Türkiye’de devlete ve millete karşı kışkırtılan, dış
güçler tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak desteklenmektedir. Asla
unutulmamalıdır ki terörün tırmanmasında en büyük rolü kışkırtıcı ajanlar ile
dışarıdan güdümlü medya üstlenmektedir. Günümüzde istihbarat temelli vekâlet savaşı yürütüldüğü için medya
dış güçler için son derece kullanışlı ve etkili bir araçtır.
Ne yazık ki Türkiye’de ‘’dış güçler’’ tabirini küçümseyen
bir kesim var. Bana göre, ‘’dış güçler’’ tabirini küçümseyenler ya dünya
sistemi hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan gafil kişilerdir. Ya da
bilinçli olarak emperyalistlerin amaçlarına hizmet eden onların içimizdeki kötü
niyetli uzantılarıdır. Bu hususun altını
özellikle çimek istedim.
Vekâlet
savaşı, özellikle çok kutuplu dünya sisteminde en çok başvurulan
bir yöntemdir. Büyük güçler, direk sıcak bir çatışmaya girmeleri hâlinde
birbirlerine bedeli büyük olacağını bildikleri için, savaşı vekâlet üzerinden yürütüyorlar.
Bu nedenle Kafkaslarda, Balkanlarda, ‘’Ortadoğu’da’’ ki
savaşlarda vekâlet savaşlarının
kullanımında bir yükselme olduğu görülüyor. Bu bağlamda PKK terör örgütü, başta
olmak üzere diğer terör örgütlerin tamamı emperyalistlerin kullandıkları
taşeronlardır.
Eskiden siyaset, daha çok ülkelerin iç işleyişiyle
ilgiliydi. Ancak iletişim ve bilişim teknolojilerin gelişmesiyle birlikte,
devletlerarası ilişkiler de bundan etkilendi. Böylece dış politika daha önemli
bir hâle geldi. Bu nedenle Türkiye’nin izlediği etkin dış politika, içinde
yaşadığımız devletlerarası sistemde, önemli etkiler yarattı.
Bu bağlamda önümüzdeki süreçte Türkiye’nin dış politikadaki
etkisini kırmak için daha çok vekâlet
savaş yöntemlerine başvuracaklarını ön görebiliriz. Zira Türkiye,
güçlendikçe daha fazla risk ve tehdit ile karşı karşıya kalacağı muhakkaktır. Vekâlet savaşları bu tehdit ve
risklerden sadece biridir.