Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2956.72
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Kasım 2021

​Vefalı eş!

Hz. Hatice (r.a.), Peygamber Efendimiz (a.s.) 'ın en zor günlerinde en büyük destekçisi, ilk mü’mine, tertemiz bir hanımefendi...

Onun hayatından hayatımıza, onun anneliğinden annelerimize, onun ev kadınlığından, yardımcılığından, eşine destek oluşundan, bizim eşlerimize karşı münasebetlerimize, evimizdeki halimize taşımamız gereken pek çok güzellik var.

Peygamber Efendimiz (a.s.) anne karnındayken babası Abdullah vefat etmiş, daha doğmadan yetim kalmış; henüz 6 yaşındayken annesi Âmine Ebva’da vefat etmişti. 8 yaşına kadar dedesi Abdulmuttalip’in yanında kalmış,8 yaşındayken dedesini de kaybetmişti.

Babadan yetim de olsa, anneden öksüz de olsa, dededen mahrum da olsa; Allah (c.c.) onu âlemlere rahmet kılmıştı.

Rabbimiz: “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 107) buyurmuştu.

Hz. Peygamber (a.s.); 8 yaşından 25 yaşına kadar amcası Ebu Talib'in yanında kalmıştı. 25 yaşında kendisinden yaşça büyük olan Hz. Hatice annemizle evlilik yaptı. Efendimiz (a.s.)ın bu evliliği yapmasının çok derin hikmetleri ve anlamları vardı. Hz. Hatice’nin Peygamber Efendimiz (a.s.) ile evliliğinden 6 çocuk dünyaya geldi. Efendimiz (a.s.) ile sürdürdükleri aile hayatı dillere destandır. Bize numune olması gereken, bizim örnek almamız gereken bir aile hayatını yaşamışlar ve bizim de yaşamamız gereken çok sayıda güzellikler bırakmışlardır.

Hz. Peygamber (a.s.) vahiy ile şereflenince, ilk iman eden Hz. Hatice annemiz olmuştur. Efendimiz (a.s.) ile beraber Rabbine ilk yönelen yine Hatice annemiz olmuştur. Birlikte secdeye varmışlar, birlikte namaz kılmışlardır.

Onun vefatından hatta Mekke'nin fethinden sonra Peygamber Efendimiz (a.s.)'ın yanına yaşlıca bir hanımefendi gelmiş, Hz. Peygamber(as) onunla sohbet esnasında bazen hüzünlenmiş bazen de mutlu olmuş, yüzü gülmüştü. Bu durum Hz. Ayşe annemizin dikkatini çekmiş; “Kim bu kadın?” yani “Ne konuştunuz bu kadar uzun süre?” diye sormuştur.

Etrafında bulunan başkalarının da çok dikkatini çekmiştir. Efendimiz (a.s.) yıllar sonra Hatice’sine, Hatice annemize duyduğu vefayı özetlemiştir: “Bu gelen Hatice'nin arkadaşıydı. Eskileri yâd ettik.”Hz. Ayşe annemiz belki biraz sınamak için belki de biraz kıskançlığın etkisiyle “Allah sana daha hayırlısını vermişken ne bu yaşlı kadından vazgeçemiyorsun sürekli ondan bahsediyorsun” gibi cümlelerle Efendimiz (a.s.)’a hitap edince “Hayır! Vallahi Allah bana ondan daha hayırlısını vermemiştir. Çünkü herkes beni yalanlarken o bana iman etti hem de ilk iman eden o oldu” buyurmuştur Efendimiz (a.s.).

“Herkes benimle irtibatını keserken, herkes malını benden uzaklaştırırken; o (Hatice annemiz bir tüccardı aynı zamanda) malıyla beni destekledi” buyurmuşlardır.

Efendimiz (a.s.), Hz. Hatice annemize olan vefasını ve sevgisini her bulduğu fırsatta ifade etmişlerdir. Evde bir koyun, bir keçi kesilmişse bir payını Hatice'nin akraba ve arkadaşlarına verilmesi için ayırmıştır.

Peygamber Efendimiz (a.s.), en hayırlı 4 hanımdan bahseder.

Birincisi, İmran’ın kızı Meryem. Hz. Meryem; Hz İsa'nın annesi.

İkincisi, Huveylid kızı Hatice. Efendimiz (a.s.)’ın eşi, Hz. Hatice annemiz. Haticetü’l Kübra’yı ikinci olarak anlatır. Allah nezdindeki hanımefendilerin en hayırlıları olarak zikreder.

Üçüncüsü, Muhammed kızı Fatıma. Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın kendi kızı.

Dördüncü olarak da Firavun'un hanımı Asiye'yi en hayırlı hanımlardan biri olarak anlatmışlardır.

Peygamber Efendimiz (a.s.) 35 yaşlarında, senenin belli dönemlerinde, Nur Dağı Hira Mağarasında inzivaya çekilmeye başlamışken en büyük desteği yine Hatice annemiz vermiştir.

Peygamber Efendimiz (a.s.)’ı o zor günlerinde sürekli cesaretlendirmiş ve desteklemiştir.

Bir ramazan akşamı Peygamber Efendimiz (a.s.) âdeti olduğu üzere yine Nur Dağı Hira Mağarasında iken Cebrail (a.s.) asli suretiyle gözükmüş, yaklaşık 23 sene sürecek olan vahyin ilk cümlelerini getirmiştir.

Hadise'yi biliyorsunuz... Efendimiz (a.s.)’ı sıkmış, ona “Oku!” diye emretmiş, Efendimiz (a.s.) okuma bilmem deyince, Cebrail (a.s.) Alak Suresinin ilk 5 ayetini indirmeye başlamıştır. “Oku! Yaratan Rabb'inin adıyla Oku! O, insanı bir embriyodan yarattı. İnsana kalemle yazı yazmasını öğretti ve insana bilmediğini öğretti” (Alak,1-5) mealindeki ayeti kerimeleri okumuştur.

Peygamber Efendimiz (a.s.) ilk defa Cebrail (a.s.)’la karşılaşmanın ve ilk defa vahye muhatap olmanın etkisiyle ki o zamana kadar mânen hazırlanmıştı, rüyaları ile yaşamış olduğu manevi hallerle, etrafında gördüğü cansız varlıkların bile sanki kendisine peygamber olacağını haykırışı ile Efendimiz (a.s.) adım adım nübüvvete, peygamberliğe hazırlanmış en sonunda bir Ramazan gününde vahye muhatap olmuştur.

Bu olağanüstü durumda yaşadıklarını uzun süre yanında kaldığı 80'li yaşlara yaklaşmış olan amcası Ebu Talib'e anlatabilir, Varaka b. Nevfel’in yanına gidebilir,başka başka güvendiği yaşlı insanlarla paylaşabilecekken Hz. Peygamber(a.s.), en büyük destekçisi, hayat arkadaşının yanına gitmiş ve ona anlatmıştır. Hatta gittiği zaman “zemmilüni (beni örtün!)” “zemmilüni (beni örtün!)” “zemmilüni (beni örtün!)” diye yaşadıklarının etkisiyle Hz. Hatice'nin yanına sığınmıştır. Hz. Hatice, Efendimiz (a.s.)’ı her zamanki gibi teselli etmiş, cesaretlendirmiştir.

Eşler böyle olmalı.

Eşler, kocalarını Rabbinin rızasını kazanmak için sürekli iyiliğe, hayra, güzelliğe teşvik etmeli ve cesaretlendirmelidir. İnfak edeceği zaman ”Ver” demeli Ümmü Süleym gibi “daha fazlasını ver, ne kadar güzel davranıyorsun” demeli. İbadeti konusunda teşvikçi olmalı, çocuklarının eğitimi konusunda el ele, gönül gönüle Allah'ın razı olduğu, memnun kalacağı fertler yetiştirmek için paylaşmalı, rol üstlenmeli, görev almalı ve beraber olmalıdır.

Hz. Hatice annemiz, Peygamber Efendimiz (a.s.) böyle endişelenince “Asla endişelenme! Endişeyi bırak!” buyurmuş, “Allah seni zayi etmeyecektir. Allah seni yardımsız bırakmayacaktır. Sen akrabalarını düşünen bir insansın, onları gözetensin. Sen düşkünleri, muhtaçları, misafirleri yolda kalmışları düşünen iyi bir insansın” diye Efendimiz (a.s.)’ı teselli etmiş ve yüreklendirmiştir. Yani “Sen sürekli hakkın yanında yer almaktasın. Allah (c.c.) asla seni yarı yolda bırakmaz. Asla seni zayi etmez” demiş Efendimiz (a.s.)'ın hayatının belki de en zor döneminde vahiyle karşılaştığı dönemde cesaretlendirmiştir.

Nübüvvetin 10. yılı Hüzün yılıdır. Bu yaşına kadar hayatında kendisine en büyük destek olan iki büyük insanın vefat ettiği yıldır. Önce, 8 yaşından 25 yaşına kadar yanında kaldığı, kendisine babalık eden, 25 yaşında evlendikten sonra yanından ayrılmasına rağmen 40 yaşında peygamberlikle görevlendirilince kendisine iman etmese bile Mekke müşriklerine karşı koruyan, gözeten, destek olan ve onu müşriklerin insafsız ellerine teslim etmeyen Hz. Ali'nin babası Ebu Talib 85 yaşlarında vefat etmişti. Ebu Talib’in vefatından çok kısa bir süre sonra Efendimiz (a.s.)’ın 25 yaşında evlendikten sonra 50 yaşına, nübüvvetin 10. yılına kadar en büyük destekçisi olan, 40 yaşlarında ilk vahiy ile muhatap olduğunda kendisine en büyük desteği veren Hz. Hatice annemiz (r.a.) vefat etmişti. Bu yıl “Hüzün Yılı”dır.

Hz. Hatice annemiz yatağa düşüp Efendimiz (a.s.) onun bu hasta halini görünce; daha önce güzel evlerde otururken sonra bulunmuş olduğu durumu, dünyanın nimetlerinden istifade etmemesinden kaynaklanan mütevazı halini görünce “Hep benim yüzümden böyle sıkıntılar çektin” gibi cümleler kurmuş, Hatice annemiz ise; “Hayır Allah bana en hayırlısını nasip etti” demiştir. “Hiç şikâyetçi değilim hayatımdan. Allah bana yaratılmışların en güzelini, mahlûkatın en hayırlısını, Âlemlere Rahmet olan

Muhammed Mustafa (a.s.)'la beraber olmayı nasip etmişken hiç şikâyet edilir mi?” demiştir. Hatice: erken doğan kız çocuğu anlamına gelir. Hz. Hatice, Efendimiz (a.s.)’dan yaklaşık 13 sene önce dünyasını değiştirmiş, ebedi âleme göçmüştür. Şu an kabri Cennetü’l Mualla’da bulunmaktadır. Hacılarımız, umrecilerimiz ziyaret edip dualar ve Fatihalar okumaktadırlar.

Rabbim, onun hayatındaki güzellikleri hayatımıza taşıyabilmeyi; vefalı bir eş, iyi bir dost, iyi bir mümine, güzel bir anne ve güzel bir aile olabilmeyi nasip eylesin.