Vefa notları
Geçtiğimiz Mayıs ayında, Ankara’dan kayınbiraderim Zübeyir Cengiz ve İstanbul’dan bir kardeşle benim de yakînen tanıdığım ve geçmişte aynı çatı altında çalıştığım şahsın “Siyaset notları:1” yazısı hakkında telefonda konuşmuştuk. Bu iki samimî nur talebesi şaşkınlık içindeydiler… Şaşkınlıkları çok tesirli iman reçetelerine vefaları gereğiydi… Zübeyir kardeşimin attığı linkten ben de yazıyı okudum; Risale-i Nurları okuyan birinin bu şekilde bir yazı kaleme alması gerçekten anlaşılır değildi. Yazı “Siyaset notları” değil de daha çok nefret notları gibiydi...
Şahsın
iktidarı eleştirmesini, sevmemesini anlarım, fakat özellikle Bediüzzaman’ın o
zamanki tespiti için ve ağabeyler hakkındaki ifadelerini anlamak mümkün değil.
Düşünüyorum da: Bu durum bile ağabeylerimizin hizmetteki büyüklüklerini
anlamaya yeterlidir. Ağabeyler vefat
ederek ebedî âlemlere intikal etmişler, fakat burada hakikatlere intikal
edememiş bazı zatlar halen rahmetlilerle gölge boksu yapar gibiler… Ve yine
düşünüyorum: Atomlar, yıldızlar vs. hakkında eser kaleme almış bazı insanlar,
vefa hususunda kara deliklere düşmüş gibiler... İnşaallah Üstadımızın hizmetinde bulunmuş ve varisi olmuş ağabeyleri
sevmeğe vefa gereği devam edeceğiz, farklı gözlük takanlara da vefa sermayesi
için dua edeceğiz…
Üstadımız Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası’nda “Bu asil Türk milleti ihtiyarıyla o partiyi
kat'iyyen iktidara getirmeyecek. Çünki Halk Partisi iktidara gelecek olursa,
komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hâkim olacaktır.” diyor.
Bediüzzaman yaklaşık seksen yıl öncesinde, CHP
hakkında söylediği ve ağabeylerimizin de bir mektup haline getirdiği o sözleri
hâşâ gayb bilgisi değildir; Bediüzzaman’ın çekmiş olduğu röntgen ve CHP’nin
hastalığı ile ilgili koymuş olduğu bir teşhistir... CHP kurulduğundan beri
İslam düşmanıdır ve o hastalığı halen devam etmektedir. Bediüzzaman’ın o
teşhisi bugün de geçerlidir çünkü müzminleşmiştir ve tedaviyi kabul etmiyor.
Temelleri, tüzüğü buna asla müsaade etmiyor...
Evet,
o sözler bugün söylenmiş gibi, kendi şartları içinde tartışılacak bir tarafı da
yoktur. Üzerinden nesiller geçmiş olsa bile, o sözlerin bugün de aynen geçerli
olduğu CHP’nin İslam hakkında ve millî değerlerimize karşı sergilediği tutum
yüzündendir. Yoksa yıllar öncesinde CHP hakkında
söylenen ve yapılan teşhisin değerini yitirdiğini gösteren büyük ve hayret
veren değişiklikler mi olmuştur? İkna
odaları, tefekkür ve küfürden imana geçiş odaları olmuştu da bizim mi haberimiz
olamadı? Yoksa “Bu kadına haddini bildirin!” ifadesi Müslüman’ın aile yapısını
bozan, ahlakî değerlerini yok eden bir kadın için miydi? Yoksa Hz. Peygamberin müjdesi olan İstanbul’u fetheden Fatih’in kılıç
hakkı Ayasofya’yı yeniden özgürleştirip, Müslümanların başına taç yapan CHP
oldu da bizim mi haberimiz yok. Başörtüsü zulmünü ve anaların yemin
merasimine katılamama acısını CHP’mi dindirdi? Minarelerden ezan rayihasını
kulaklardan ruhlara CHP’ mi üfletti?
Ah keşke CHP sizin düşündüğünüz ve savunduğunuz gibi
değişmiş olsaydı da bu milletin değerlerine ve cumhurbaşkanlığı makamına saygı
gösterip, mecliste ayağa kalkıp, millî bir muhalefet olsaydı. Ak Parti
projelerinden daha çok ve gerçekçi projelerle iktidarı hedefleseydi, millette
ona göre tercih yapsaydı ama nerdeee… CHP,
dışımızdan milli kıyafeti, içimizden de imanı söküp atmak istiyor. Ne
ezanla işi bitmiş, ne Kur’an’la ne de sünnetle... Attığı adımlar ve
söylemlerinden sadece emperyalistler memnun ama her fırsatta Müslümanları
kırmayı ihmal etmiyor…
Keşke
yetmiş yıldır attığı gerçekçi ve müspet adımlardan bizlerde Ümit’leneydik ve
CHP’nin değiştiğine Şimşek aydınlığı yaşasaydık.
Heyhat… Soğuk parti CHP, altı okunu, buzdan sarkıtlar gibi Bediüzzaman’ın ve
fedakâr talebelerinin sırtına saplamıştır. Soğuk hücrelerde, Soğuk CHP’nin
ciğerlerini çok iyi tanımış olan Bediüzzaman’ın CHP hakkında ki kanaati sadece
kendisine ve talebelerine yapılan zulümlerden dolayı değildir. Anadolu ile
beraber tüm İslam Âlemine yapılan yanlışların ve din mazlumlarına yaşatılan
zulümlerin neticesinde o kanaat hâsıl olmuştur ve yalnız sadece o gün için
geçerli değildir çünkü değişen hiçbir şey yoktur…
CHP İslam’a karşı cephe almasıyla o gün de Müslümanlar
için musibetti ve bu gün de... O gün,
CHP’nin böbreklerinde var olan taş, günümüzde inciye dönüşmemiştir ki İslam
karşıtı sözleri de inciye dönüşsün... Evet, günümüz CHP’si değişmemiştir, o
teşhis de değişmez. Hatta CHP daha saldırgan, üstelik bağımsızlığımızı tehdit
edebilecek emperyalistlerle gönül alışverişi artan şiddetle devam etmektedir…