Vebalar ve şairler
Dünyâ hevâsı aslı vebâdur suyı maraz
Olmasun aldaya seni bu âb u bu hevâ (Ahmedî)
İnsanlık
tarihi, salgın hastalıklarla hayata veda etmek zorunda kalan binlerce insanın
hazin hikâyeleri ile doludur. Değil varlığı ve etkileri, ismi dahi insanlık
tarihinde hayli korkutucu olan ve Avrupalılarca “kara ölüm” olarak
adlandırılan, toplumlarda oldukça ciddi sarsılmalara neden olan “veba, taun”
gibi bulaşıcı hastalıklar, edebiyatın da konusu olmuştur. Bütün dünyada görülen
veba ya da taun Osmanlı Devleti’ni özellikle de İstanbul’u defalarca etkilemiş
ve pek çok insanın ölümüne sebep olmuştur. Veba, bugün de olduğu gibi zengin,
fakir, genç, yaşlı, kadın, erkek dememiş, herkesin kapısını çalmıştır. İnsanlığı
topyekun ilgilendiren bu tür sosyal meselelere duyarsız kalamayan şairler de bu
salgın hastalığı eserlerinde işlemişlerdir. Vebaya dair şiirler yazan şairlerin
bizzat kendileri ya da yakınları bu vebadan etkilenmişler, başta Türk
edebiyatının en büyük şairlerinden kabul edilen Fuzulî olmak üzere pek çok şair
ve yazar veba yüzünden vefat etmişlerdir. Kaynaklar, Fuzûlî’nin 1556’da Bağdat
ve çevresini kasıp kavuran büyük veba salgını sırasında vefat ettiğini kaydeder.
Fehîm-i Kadîm (ö.1647),
Konya-Ilgın’da henüz 20’li yaşlarındayken vefat eder. Saçlı Emirzâde Abdurrahman Alemşah Efendi (ö.1579), yakalandığı
vebadan kurtulur ama hastalığın ateşi konuşma ve duyma yetisini engellediği
için müderrislikten emekli edilir. Hisârî,
eseri Tuhfetü’l-Mü’min’de hayatına dair az da olsa bilgi verir. Burada
belirttiğine göre o, oğulları ve kızları da dâhil olmak üzere aile fertlerini
veba salgınında kaybetmiştir. Kendisi de vebaya yakalanmış ve hastalığı
esnasında günlerce ölüm ile yaşam arasında gidip gelmiştir. Sonunda iyileşmiş,
ancak yaşadıkları derinden etkilemiş, içinde kapanmaz yaralar açmıştır.
Türk
edebiyatında veba şairlerinden belki de en önemli isim Şeyyad Hamza’dır. Kızını
veba’ya kurban veren şair belli ki bu hadiseden derinden etkilenmiştir. 14’ncü
asır şairi Şeyyad Hamza “Veba Kasidesi”nde vebayı bela ve sıkıntı, aynı zamanda
kader olarak görür: Bugün 72 millet
içinde/Belâ vü mihnet ü renc ü kırândur /Ecel nolur ki takdîr-i ezeldür/Vebâ
nolur kazâ-i âsumândur. Şiirde veba günleri inanılmaz boyutlarda
tablolaştırılır. Bu hastalıktan kaynaklı ölümlerin ardından kimi oğul deyip
yaka yırtar, kimi kardeşinden ötürü ah u efgan eder. Kimi babasına, kimileri
kızına ağlar. Kimi babasının kucağında kimisi anasının eşiğinde can vermiştir: Bugün 72 millet içinde/ Belâ vü mihnet ü
renc ü kırândur/ Ecel nolur ki tekdîr-i ezeldür/ Vebâ nolur kazâ-i âsumândur/
Kimi oğul diyü yırtar yakasın/ Kimi kardaş diyü âh u figândur/ Kimi babacugum
diyüben ağlar/ Kimi kızcugazından ayrılandur.
Şeyyad
Hamza, sonraki birkaç beyitte ölenlerin dünya kaygısından kurtulup ahirette
kendi hesapları içinde kaldıklarını, kara toprak içinde çürüdüklerini, İran ve
Turan şahlarının bile ölümden sonra kuru bir kafatasından başka bir şeylerinin
kalmadığını, kimseye iki pulu layık görmeyenlerin mallarının bedava yendiğini
nakleder. Şair 33’ncü beyitte ise bir yandan nasihate başlarken diğer yandan veba
illetinin oluş sebeplerini insanlığın içine düştüğü bazı kötü fiillere bağlar.
17’nci
asır şairlerinden Fevzî, Çehrin Seferi dönüşünde kızlarının ve hanımının
vebadan dolayı öldüklerini öğrenir. Ona sabah vakti haber getiren kişi ah
ederek kızlarının öldüğünü söyler. Fevzî bunun üzerine haberciye ah etmemesini,
bunun edebe uymadığını, kadere boyun eğip Allah’ın hükmüne tabi olmak
gerektiğini ifade eder. Haberci bu kez de Fevzî’ye hanımının da vebadan
öldüğünü ve geriye sadece oğlunun kaldığını ifade eder. Mahlas olarak eşinin
adını kullanan şair Fevzî, bunun üzerine inanmış bir mümin edasıyla Allah’a
hamd eder ve dünyevî imtihanlarının tamamlandığını dile getirerek şu tarihi
şiirini kaleme alır: Peyâm ile gelüp
kâsid-i sehergâh/ Didi vaz’-ı felekden olsan âgâh/ Didüm hayrola didi hayrdur
lîk /Memâlik-i benâtun gitdi heb âh/ Didüm âh eyleme terk-i edebdür/ Kazâya
râzıyuz el-hükmü li’llâh
Edebiyat tarihine dair kaynaklarda vebanın
Allah’ın takdiri olduğu için kabullenilmesi gerektiği, yardım etmesi için de
Allah’a dua edilmesi gerektiği ifade edilir. Bugün dünya Covid 19 salgını
sebebiyle büyük bir buhran geçirmektedir. Pek çoğumuz ilk kez böylesine büyük
bir salgın imtihanı ile karşı karşıyayız. Nice alimlerimizin veba sebebiyle
şehadetlerine şahitlik ettik. Hepimiz yakınlarımızda bulunan pek çok ismin veba
yoluyla ruhunu Rahman’a teslim ettiğini görüyoruz. Tarih, suyun suya benzediği
kadar benziyorsa veba ile yaratıcı bize ne mesaj veriyor?