Vay olsun onlara!
Bir
toplumda mutlaka iyiler vardır. Azdır çoktur ama mutlaka iyiler vardır.
Sayıları az da olsa bazı çoklardan daha hızlı neticeler alabilirler.
İyiler
olmasa dünya zaten yaşanılacak bir yer olmaktan çıkardı. İyilerin bilgisi, azmi
ve cesareti her daim toplumu hayırlı bir toplum haline
getirebilir.
Bazen
bir tek iyi bile bunu başarabilir. Tarihte çokça örnekleri vardır. Açılır,
okunur tarih kitapları ve o örnekler bulunur.
Akıllı
devletlerin, akıllı toplumların yapacağı en önemli yatırım, toplumun iyilerini
arttırma üzerine yaptığı yatırım olabilir. Bundan daha önemli yatırım olamaz.
Devletlerin
vatan ve hudut savunması için harcadıkları para ne kadarsa insan ve toplumun
iman ve gönül savunması için iyiliklere de o kadar para harcanmalıdır. Vatanın
bir karış toprağına göz dikenlere aman vermeyecek asker ne ise toplumun gönül
ve iman havzasına göz dikenlere aman vermeyecek gönül ve ahlak insanı da odur.
İkisi de
aynı şeydir. Birisi vatanın her şeyi olan suyunu, havasını ve toprağını korurken
diğeri iman ve gönül havzasındaki iyiliklerini korumakla mükelleftir.
Bu
savunmaları yapacak olanlara harcanacak paralara, imkânlara bir Allah kulunun
da israf gözüyle bakmaması gerekir.
Çünkü
bir toplumu ve devleti kurtaracak asıl güç, toplumun yetişmiş imanlı
evlatlarıdır, hayırlı nesilleridir. Hayırlı işlere fayda sağlayan ahlaklı
insanlarıdır.
Yetişmiş iyiler, hangi konuda yetişmişlerse o
konuda insanlığın faydasına yeni şeyler sunarlar. Onlar, insandaki edep ve
ahlakı, toplumdaki birlik ve beraberliği, ülkedeki güç ve kudreti yaşatmak için
azmeder, gayret eder ve ter dökerler. Sadece İYİLİK YAPARLAR.
Yetişmiş kötüler, hangi konuda yetişmişlerse
o konuda insanlığın zararına yeni şeyler sunarlar. Onlar,insandaki edep ve
ahlakı, toplumdaki birlik ve beraberliği, ülkedeki güç ve kudreti yaşatmamak
için azmeder, gayret eder ve ter dökerler. Sadece KÖTÜLÜK YAPARLAR.
Kötüler,
ne öğrendilerse muhakkak insanlığın zararına kullanacaklardır. İnsana ve
insanlığa zarar vermek onların hayatları için olağandır. Büyük bir keyif ve
büyük bir iştahla bu zararları verirler.
Kötüler,
durmaksızın kötülük yapıyor da iyiler ne yapmalı?
Dur
durak bilmeden daima kötülük yapan kötüleri, hiç yükün altına girmeden ve
hiçbir şey yapmadan asla durduramazsınız.
İyiler
lazım ve kötüler varsa insan ve toplumun vazifesi “Bana dokunmayan yılan bin
yaşasın” demek değildir.
Gün
gelir dokunmadığın yılan zehrini sana da komşuna da bulaştıracak, hayatınızı
yaşanmaz kılacaktır.
Bir kötülük görünce, bir kötülüğe denk
gelince onu eliyle düzeltmeyen, sözüyle düzeltmeyen âdemden daha bedbaht kim
olabilir? Vay olsun onlara!
Kötülük bir hastalıksa ki öyledir ve ilacı da
çaresi de türünün içerisindedir. Kötülüğü yok eden ilaç, çare asla hiç yükün
altına girmeden asla hiçbir şey yapmadan durmak değildir. Tam tersine var güçle
yükün altına girmek, iyilik yapmak, iyi olanı yapmak ve yaşatmaktır. İyi insan
ve toplumu yetiştirmek ve iyilik kurumları kurmaktır. Ancak böyle yozlaştırılan
bir toplumdan iyileştirilen bir topluma geçiş yapabilirsiniz.