Vay ekmeksiz vay!..
Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından dünyadaki “gizli gıda krizi” iyice açığa çıktı. Bu kriz Türkiye’nin devreye girmesi ve tahıl sevkiyatının başlamasıyla hafifledi.
Bununla birlikte ekmek fiyatı
geçtiğimiz yıl bu aylarda 2 Türk Lirası’ndan 2.5 Türk Lirası’na çıktı.
Fırıncılar bugün 5 Türk Lirası’ndan yediğimiz ekmeği, artan maliyetleri sebep
göstererek 7.5 Türk Lirası’ndan satmak için bastırıyor. Diğer taraftan ekonomik
zorluklarla cedelleşen toplumun büyük kesimi en temel gıda maddesi olan ekmeğe
zam gelmemesi için dua ediyor.
Bu meseleyi konuşmak için bir
televizyon programına konuk edilen Ekmek
Üreticileri İşverenleri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar, çözüm odaklı
açıklamalar yapmak yerine “aptal”ca
bir çıkış yapmayı yeğledi. “Ekmek aptal
toplumların temel gıda maddesidir... Bizim toplum ekmek ile doyduğu için
başında 20 senedir böyle yöneticiler duruyor...” zırvasıyla büyük tepkilere
neden oldu.
Yıllar önce İzmir’de bir panele
katılan Aziz Nesin’e bir soru üzerine, “Türklerin
yüzde 60’ı aptaldır” ifadesini kullanmıştı. Bu ifadeleri yüzünden Türk
halkının büyük tepkisini alan Nesin, daha sonra yaptığı açıklamada 1982 Türkiye
Anayasa Referandumu’nda Kenan Evren’e oy verenleri kastederek “yüzde 92 diyecektim, dilim varmadı”
demişti.
Yeni bir Aziz Nesin vakâsı ile karşı
karşıyayız...
Un çuvallarının, ekmeklerin arasında
büyümüş bu zât, Aziz Nesin’i fevkaladenin fevkinde geçerek, bu aziz millete
ekmek yediği için “aptal” yaftası
vurarak densizlikte zirve yaptı.
Hele bir de yaptığı bu açıklamaya “bilimsel” kılıf uydurması yok mu?..
Pes!..
İnsanlık tarihi kadar eski ve en temel
gıda olan ekmek üzerinden zenginleşeceksin, bununla da yetinmeyip Ekmek
Üreticileri İşverenleri Sendikası Başkanı olacaksın, sonrada beslendiğin
topluma ve “nimet”e nankörlük
edeceksin.
Vay ekmeksiz vay!..
Sakın unutma!..
Biz ekmeği nimet biliriz...
Biz ekmeği kuru soğana katık ederiz...
Ve biz ekmeğimize asla laf ettirmeyiz.
NOKTA.
***
HEPİNİZ GERİ ZEKALISINIZ!..
Bir anekdot... Lise yıllarında bir
resim öğretmenimiz vardı. Tabi adam güzel sanatlar fakültesinde okumuş,
kültürden, sanattan, resimden anlıyor. Biz ise ona göre taşralı, henüz
anlattıklarını tam olarak kavrayamamış cahilliğin bir tık üstünde ve bir şeyler
öğrenmeye çalışan yeni yetmeleriz.
Bu öğretmen derste her şeyi kendi zâviyesinden
anlatır, yorumlar şayet bu fikrine karşı tez geliştirilirse hemen saldırıya
geçer, eser gürler, “Sizin gibi
bulgurdan ve ekmekten başka bir şeyle beslenmeyenlerden ne beklenir ki!..
Hepiniz geri zekalısınız!..” derdi.
Gün geldi mezun olduk. Bizler başka
mecralara, o öğretmen ise başka vilayete tayin oldu. Gel zaman, git zaman bir
ara öğrendik ki, bizi bulgur ve ekmekle beslenmekle itham edip, geri zekalı
olarak tescilleyen öğretmen kafayı sıyırmış. Durumu ağırlaşınca da akıl
hastanesine yatırılmış. Sonra ne oldu, nasıl oldu bir daha haber alamadık.
Oysa bize revâ gördüğü “geri zekalı” yermesine karşılık beddua
da etmemiştik.
Bulgur, ekmek çarptı ellâm!..
Öğretmenin ismi mahfuz. Ola ki, duyar
üzülür diye ismini zikretmiyoruz.
Bakalım, ekmek yiyen topluma “aptal” yaftası vuran başkanın sonun
nereye varacak, merak ediyoruz. “Nimet”e
ve “millet”e karşı hadsizliğinden
dolayı seni Allah’a havale ediyor, ıslahın için dua ediyoruz. Eğer ıslah olmaz
isen, hiç şüphesiz her şeye Kâdir ve sayamayacağımız kadar nimetin sahibi olan
yüce Allah gereğini yapar.