Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Mart 2021

Vatikancılık

Papa, 4- 8 Mart 2021’de Irak’ta idi.

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Irak merkezi ve Kuzey Irak Bölge Yönetimiyle görüşmesi Vatikan’ı rahatsız ettiği aşikâr.

Vatikancılığın, maskesi ‘Dinler Arası Diyalog’, ‘İbrahimî Dinler’dir.

Bazı Arap ülkelerinin İsrail ile ‘İbrahimî Anlaşma’ imzalamaları bu ziyaretin alt yapısını oluşturmaktadır.

Papa, IŞİD’in silahları nerden aldığını merak edip de PKK /YPG’nin aldığı silahları düşünmemesi de ayrıca dikkat çekici. IŞİD’e silahları verenlerin aynı zamanda PKK /YPG’ye de silah verdiğini bilmemesi mümkün değil.

Papa’nın bölgeyi ziyareti ve ABD’nin, teröre destek olmaya devam etmesi bölgenin daha da karıştırılacağına hiç şüphe yok.

Milyonlarca insan katledildi, milyonlarcası sığınmacı durumuna sokuldu.

Haçlı Seferleri devam ediyor…

FETÖ’nün 15 Temmuz’da suçüstü olmasıyla Vatikan, yeni ittifaklar kurmakta: Suudi Arabistan’da ‘Ilımlı İslam’ın yeni müntesibi, Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesinde başşüpheli Muhammed Selman, BAE ve bazı körfez ülkeleri...

Vatikancılığın Türkiye ayağını da cuntacılar ve terör örgütleri oluşturuyor.

Bunun en açık örneği, darbeler sonrasında uygulanan dinî, millî değerleri ve malî yapıyı yıkım girişimleridir.

Türkiye’de darbeler, seçimlerden sonra özellikle tek partili güçlü hükümetler döneminde yapılmıştır; Vatikancılık devreye alınmıştır.

24 Temmuz 2020’de Ayasofya’nın müzelikten kurtarılıp camii kimliğinin iadesini, Diyanet İşleri Başkanı’nın cuma hutbesini elinde kılıçla irat etmesini felaket ve rejim düşmanlığı olarak göstermek, Vatikancılıktır.

Papa, Ayasofya’ya çok üzülmüş…

Onunla birlikte üzülenlerin aynı zamanda terör ve cunta ile iş birliğinden sabıkalı olmaları ‘ittifak’ın derinliğini anlamaya yeter.

Türkiye’de kriz, kaos varken bölge ülkelerinde de benzer durumun olması, elbette tesadüfle izah edilemez.

Türkiye’de cunta, İstiklâl Marşı’nın kabul edilişinin 50.yılında (12 Mart 1971) muhtıra verip hükümeti düşürürken Suriye’de de Hafız Esed darbe yapmıştı.

1979’da Irak’ta Saddam Hüseyin, Türkiye’de de 12 Eylül 1980’de Kenan Evren ülke yönetimine el koymuştu.

Bu damar hâlâ faal…

15 Temmuz sonrasında FETÖ’yü ‘çaycı, çobacı’ gibi gösterdiler.

Çünkü Vatikancılığın en derin yapılanmasından biri de FETÖ’dür.

16 Ocak 1998…

Refah Partisi kapatıldı.

23 gün sonra (9 Şubat 1998) FETÖ elebaşı Papa’yla görüştürüldü, 21 Mart 1999'da da ABD’ye götürüldü.

Gidiş o idiş…

22 yıldır ABD’den fitneciliğe devam ediyor.

9 Şubat 1998’de FETÖ elebaşı Vatikan’da Papa’ya hitaben;

İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur. Bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır” diyordu. Kendisinin, (Fethullah Gülen’in) Uygun bir ortamda zamanında bir gayret, bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabileceğinden dem vuruyordu.

15 Temmuz 2016’da uygun ortamı bulduğunu zannederek darbe/işgal girişimine cür’et etti.

Vatikan projesi diyalog çalışmalarını Diyanet İşleri'nin kurması gerektiğini, ancak, hükümete bağlı bu kuruluşun özgürce hareket edemediğini, bu misyonu toplumlar adına üstlendiğini, ülkelerin geleceği ve kendi ülkesi ile çelişkiye düşmeden misyonu devam ettirmeyi hedeflediğini özellikle vurgulaması aynı zamanda FETÖ’nün ve diğer terör örgütlerinin işlevlerinin ne olduğunun da itirafıydı.

Şimdi günümüzde de Ayasofya Camii’nin açılışında elinde kılıçla hutbe okumasını rejim tehlikesi sayanlara, her fırsatta Diyanet İşleri Başkanlığına iftiralarla saldıranlara kimlerin, nerelerden sufle ettiğini göstermesi açısından ibretlik bir durumdur.

FETÖ elebaşı,15 Temmuz darbe girişiminden 36 gün sonra (20 Ağustos 2016) şöyle diyordu:

"Haçlınınülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş haçlılar. Siz anlayın artık meselenin ne olduğunu…"

Vatikan güzellemesi…

“Türkiye, Batı’dan uzaklaştırılıyor.” söylemi de Vatikancılığın dışavurumudur.