Vatandaşın ''iyi'' ve ''kötü'' dediği
Ülkede yoldan geçen kimi çevirip sorsanız,
"Kardeş, bu ülkenin iyi olan alanları hangileridir" diye,
Birçok farklı alan sayılabilir ama emin olun listenin başında kesinlikle "sağlık" gelir.
Son yıllarda "vatandaşın sağlığını" önceleyen bir anlayış ile ülkemizde birçok büyük proje hayata geçirildi.
Bunun son örneği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile açılışını yaptığı "Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi"…
Salgın hastaneleri de neredeyse bitmek üzere…
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık turizmini önemsediklerini ve bu konuda ciddi planlamalar yaptıklarını her fırsatta dile getiriyor.
Uzakdoğu'nun ucundaki Japonya'nın yüksek orandaki yaşlı nüfusu ile ciddi bir sağlık hizmeti alıcısı olmak istediği Başbakan'ın açılışa katılmasından net bir şekilde anlaşıldı.
İlerleyen yıllarda gelişmiş ülkelerin yoğun ilgi göstereceği ciddi bir sağlık üssü olacağımız gün gibi ortada.
Hatta gelişmiş ülkelerdeki yaşlıların emeklilik planlarında Türkiye'nin daha fazla yer alacağını söylemek işten bile değil.
Bu insanlara yönelik huzurevlerinin de açılmaya başlayacağı günler pek yakındır bence.
Bu anlamda bacasız sanayi olan turizmin her dalından faydalanmamız çok önemli.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın geçtiğimiz gün Bilim Kurulu toplantısı artık yurtdışından koronavirüs harici hasta kabul etmeye başlanılacağı açıklamasına dikkat çekmek istiyorum.
Malum koronavirüs birçok sağlık sisteminin çökmesine neden oldu.
Kronik rahatsızlıkları olan ya da ameliyat ile tedavi görmesi gereken hastalar, sözde "gelişmiş" ülkelerde ortada kalmış durumdalar.
Salgına karşı başarılı yürütülen mücadele sonrasında hastanelerdeki doluluk oranı oldukça düşük bir noktaya geldi.
Belki genel yatak oranının yüzde 5'i kadar da koronavirüslü hasta alınması konusu da gündeme getirilmeli.
Gelişmiş birçok ülkede salgına yakalananların tedavisi için ciddi paralar talep ediliyor.
Sağlık sistemimizin altyapısı bu hizmet için çok yeterli. Bu yolla ülkeye ciddi anlamda döviz" getirisi sağlanabilir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2020 sezonunda en fazla yüzde 20 turistin Türkiye'ye gelmesini beklediğini de bir yere not edersek atılan adımlarla sağlık turizmini canlandırmanın ve bu açığın bir kısmını bu yolla kapatmaya çalışmanın oldukça makul bir adım olacağı aşikârdır herhalde.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı Hayat Eve Sığar (HES) dünyada da başarıyla uygulanan bir program. Sağlık ve yaz turizmi için ülkeye gelecek kişilerin de bu uygulamayı yüklemesi zorunlu olmalı ve sistemde bu kişiler için de bir düzenleme olmalı.
Sağlıklı diye ülkeye aldığımız yabancıların tekrar ağır kısıtlama koşullarına girmemize neden olmasının önüne geçilmeli.
Tarım herkesin dilinde
Yoldan çevirip soruyoruz ya vatandaşa,
Soralım yine "Kardeş, bu ülkenin kötü olan alanları hangileridir" diye.
Muhakkak kendilerine göre sayacakları bir liste olacaktır ama hiç kuşku yok ki büyük çoğunluğu "tarım" diyecektir.
Geçtiğimiz gün Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bakanı Bekir Pakdemirli ile yaptığımız röportajda sıraladım sorularımı. Bakan Bey açık sözlülükle tüm sorularıma cevap verdi. Detayları Milat'taki röportajda okuyabilirsiniz.
Ama ben özellikle bir yere dikkat çekmek istiyorum.
Tüm sorularımı sordum Sayın Bakan'a.
Bakan Pakdemirli de açıkça cevap verdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin katkılarından bahsetti ama Meclis'te Bakanlıkla ilgili 94 kanunun yasalaşmayı beklediğinden dem vurdu.
Bir "garip" istifa
Tümamiral Cihat Yaycı'nın istifası tüm haftayı etkisi altına aldı.
Bazıları TSK'nın iç işlerine karışılmaması yönünde yorum yaparken bazıları da FETÖMETRE konusuna ve Libya üzerinden Doğu Akdeniz'deki dengelerin Yaycı'nın yaşadığı süreçte etkili olduğunu düşünenlerin sayısı da hiç de az değil.
Külliye'nin konu hakkında bir araştırma yaptığı bilgisi geldi. Ülkeye "gerçekten" hizmet edenlerin hak ettikleri karşılığı bulacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
