Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Nisan 2016

VATAN-SIZ/DAŞ

Terör eylemlerine karışanların vatandaşlıktan çıkartılması tartışması önce Avrupa'da başladı. Sonra çok geçmeden sosyal medyada (Erol Erdoğan'ın tabiri ile "dijital medya" bu tartışma yayıldı. Akabinde ise Ak Parti İstanbul Milletvekili Sayın Metin Külünk tarafından dillendirildi. En sonunda da Sayın Cumhurbaşkanı terör eylemlerine karışanların vatandaşlıktan çıkartılmaları/çıkartılabilecekleri hususunda ifadeleri medyada yer aldı.

Buraya kadar değerlendirdiğimizde Avrupa'nın da gündeminde olan ve bir çok kişinin canını yakmış olan ve yakmaya da devam eden terör ile mücadelede bir argüman olarak bu husus ileri sürülüyor. Avrupa'da da dillendirilmiş olması bu tartışmanın hangi bakış açısı ile de değerlendirilmesi gerektiğini düşündürüyor. Öyle ki Mehmet Akif Ersoy'un "tek dişi kalmış canavar" olarak nitelediği Avrupa'nın insan hakları konusundaki kötü/riyakar sicili bilinmekte. Başka bir bakış açısı ise muasır medeniyet olarak görülen batı bu konuyu tartışıyor ise biz de tartışır ve onlar uyguluyor ise bizde onlardan alır ve uygularız.

Bu iki görüşe de katılmadığımı ifade etmem gerekiyor. Bakış açımız ülke menfaati ya da insan hakları boyutu ile olmalı ya da bu ikisinin aynı anda gerçekleşmesini sağlamak gerekmekte. Bu nasıl olacak? Öncelikle mevcut teklif ne insan haklarına fayda sağlayacak ne de terör ile mücadele de faydası olacak bir teklif.

Uygulamaya baktığımız da bu gün her devletin terör algısı ve terörist olarak gördüğü kişiler7gruplar farklı. Bu nedenle biz YPG'yi terörist olarak görürken Çek devleti onları ülkelerinde ofis açmak için davet ediyor. Şimdi siz bu ypg'li kişilerden bazılarını vatandaşlıktan çıkartsanız hemen "x" devlette onlara vatandaşlık verse ve buraya da diplomatik zırha büründürerek gönderse ne yapacaksınız?

Fahriye Erdal, Özdemir Sabancı cinayetinden dolayı aranırken Belçika'da ortaya çıktı. Belçika bu kişiyi serbest bıraktı. Yıllardır Belçika'da ya da onların bilgisi dahilinde başka bir yerde yaşıyor. Şahsın bir terör örgütü ile bağlantı içerisinde olarak çok korunaklı bir binada planlayarak ve terör amacı ile Özdemir Sabancı'yı öldürdüğüne dair çok şey yazıldı söylendi. Ne oldu? Geri getirebildik mi? Vatandaşlıktan çıkartmamız demek bu kişiye iyilik yapmak demek olacaktır. Zira o zaman siyasi iltica talebi ille (!) çok kısa bir sürede (belki de şu an çifte vatandaş) vatandaşlığını alacak ve bizim yargı gibi egemenlik haklarından olan bir hakkımızı kullanmamız başka hukuki tartışmalar nedeni ile ortadan kalkacaktır.

Bu kişilerin Türkiye'ye giriş ve çıkışları engellenmek isteniyor ve bundan dolayı bu talep ileri sürülüyor ise ona da itirazımız var. O da sınır güvenliğinin hala sağlanamamış olmasıdır. Coğrafi şartlar güneyimizde savaşın devam ediyor olması vs. sebeplerden dolayı girmek isteyen giriyor çıkmak isteyen de çıkıyor. Vize, bir başka ülkeye seyahat gibi konular bizim gibi normal insanlar için gerekli ve geçerli konular. Bu anlamda da bize bir faydası olmayacağı kesin.

Son olarak değinmek istediğim konu ise böyle bir kanun çıkartacak olan kişilerin geçmişi göz ardı etmemeleridir. Hiçbir yasal engel olmadığı halde bu ülkede insanlar inançları nedeni ile cezaevlerine atıldılar. İşlerinden okullarından oldular. Ticari olarak iflasa sürüklenen kişiler oldu. Korkum odur ki bu yönde çıkartılacak olan bir kanunun ilerde muhatabı olacak olanlar bu ülkenin gariban kişileri olabilir. Onlar olduğu zaman da ne Belçika ne de başka bir "muasır medeniyet" iddiasını taşıyan ülke vatandaşlık vermez. Ve korkum o ki şu an dünyada vatansız hiçbir ülke vatandaşı olamayan ve hiçbir hakkı olmayan Müslümanlara yeni Müslümanlar eklenir.