Vatan Fikri
Nesillere vatan fikri, şuuru ve sevgisi sadece edebî eserlerle, şiir, roman ve hikâyelerle verilmez. İlim dünyasının da rolü olmalı. Remzi Oğuz Arık, bu vadide çalışmış müstesna bir ilim ve fikir adamıdır. Dergâh’tan çıkan külliyatından bahsedeceğim; önce yazarın eseriyle tanışmamı anlatmalıyım.
Henüz delikanlılık yıllarımda kitaplara olan tutkum sayesinde kitapevlerini ziyaret ediyor, vitrinlerine bakıyor, ilgimi çeken eserleri alıp okuyordum. Coğrafyadan Vatana isimli kitap önce ismiyle beni cezbetmişti. Yazarının adını ilk defa duymuştum ama kitabın adını çok sevmiştim. Hemen alıp okudum. Macera romanları ve hissî hikâyelerle yoğrulduğumuzdan doğrusu bana biraz ağır gelmişti. Ama tamamını okudum. Bende vatan sevgisinin ilk tohumunun düştüğü eserlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Daha sonra yazarın diğer kitaplarını da edindim, hakkındaki biyografi kitaplarını inceledim.
Bir çok değerimizi (Ahmet Hamdi Tanıpnar, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan vd.) külliyat olarak okuyucularıyla buluşturan Dergâh Yayınları, şimdi de Remzi Oğuz Arık’ın dizisini ilim, irfan ve fikir dünyasına armağan etmiş bulunuyor. Uzun bir hazırlık döneminden sonra neşredilen bu üç büyük cilt, Remzi Oğuz Arık’ın bütün yazdıklarını bir araya getiriyor.
Bu hayırlı hizmetin ilk kitabı Coğrafyadan Vatana adını taşıyor. Belli ki yeni makaleler de eklenmiş; çünkü hacmi büyümüş, 512 sayfa. Türkiye’nin millî ocaklarından biri olan Dergâh’ın kurucusu muhterem Ezel Erverdi, kitabın sunuş yazısında Arık’ın yazıları, eserleri ve dünyası ile tanışmasının hikâyesini anlatıyor. Remzi Oğuz’u Nurettin Topçu Hocadan da dinlediğini kaydeden Erverdi, “O’nu göremesem de mizacına, karakterine, duruşuna, samimiyetine, dürüstlüğüne, idealistliğine hayran oldum.” diyor. 3 Nisan 1954 tarihindeki bir uçak kazasında ebedîyete göç eden Remzi Oğuz Arık için Ezel Bey, şu hüzünlü satırları ekler: “Kozan’ın bu idealist ve muzdarip evladı, çilesini ve derdini kendine dâva edindiği vatan toprağına, gökten düşerek kavuşur.” İlim adamımızın hayatını ise M. İhsan Kara’nın kaleminden okuyoruz.
Yahya Kemal ve Nurettin Topçu gibi Remzi Oğuz Arık da Malazgirt Zaferi’ni mühim bir milat kabul ederler. Arık, Alparslan’ın öncülüğündeki Türkmenlerin din gayretiyle ve gaza neşvesiyle Anadolu’yu fethettiklerini belirtir ve Anadolu cofrafyasının artık bir Türk ve İslam yurdu hâline getirildiğini anlatır. Yazarın fikrî yazılarından ve muhtelif mevzulardan teşekkül eden Coğafyadan Vatana kitabı sadece ilmî bahislerden oluşmuyor aynı zamanda edebiyat tadına sahip müteferrik yazılardan da meydana geliyor. Her sayfasında okuyucuyu şaşırtan pragraflar, heyecanlandıran satırlar mevcut. Meselâ şu iki satır bile eserin derinliğini bir nebze göstermeye yeter: “Millet adına lâyık hiçbir cemiyet, yurdunu gönül rızasıyla bırakmamıştır, bırakamaz! Vatan bu derecede milletle beraberdir.”
Dizinin ikinci kitabı, Türk Sanatı ve Arkeolojisi Yazıları (1027 s.), üçüncüsü ise Siyasî Yazılar, Konuşmalar ve Türkiye Köylü Partisi (312 s.)’dir.
Yurtiçinde ve dışındaki üst seviyede tahsili, yaptığı hizmetler ve aldığı görevler ile arkeolojiye ve sanat tarihine ilk mühim katkılarda bulunan Arık, fikir ve siyaset dünyasında da iz bırakmış müstesna bir münevver. Bu yazı, gecikme mahcubiyetini üstünde taşırken külliyatın daha geniş çapta bahsedilmeyi ziyadesiyle hak ettiğinin idrakindeyim. Arık, bir yerde gençliğe tavsiyede bulunuyor ve “Uyan be Anadolu çocuğu, sen kendini kurtaramazsan, seni kim kurtaracak?” diyor.
Bu hayırlı hizmeti genç kardeşimiz M. İhsan Kara ile birlikte üstlenen aziz ağabeyim, ufuk insan, inanç ve dava adamı aziz Ezel Erverdi Beyefendiye müteşekkiriz. Allah kendisinden razı olsun. Doğruya erişmek isteyenler için bir sığınak olan Dergâh’ı kuran ve yaşatan büyüğümüze sağlıklı ve bereketli bir ömür diliyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı, hayatını Anadolu insanına adayan Remzi Oğuz Arık’ın bu seçkin eserlerini Türkiye’deki bütün kütüphanelere aldırmalı, ‘yerli ve millî’ bir ruhla yetişmesini dilediğimiz gençliğimizle buluşturmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ve belediyeler de ‘coğrafya’yı ‘vatan’ yapma idealini yaşatan mütefekkirimizin eserlerine sahip çıkmalıdır. Vatanına ve milletine aşk derecesinde bağlı olan Remzi Oğuz Arık’a Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun.