Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Nisan 2024

​Var olmak için önce yâr olmak gerekir

Türkiye, nihayet Pazar günü 31 Mart yerel seçimleri için sandık başına gitti ve büyük bir olgunluk içinde seçimini yaptı. Öncelikle seçim sonuçlarının memleketimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Seçim sonuçları arzu ettiğimiz gibi sonuçlanmasa da bana göre milletimiz için ciddi bir kazanç olmuştur.

Çünkü siyasi partiler, fertlerin siyasi taleplerini yerine getiren ve bu talepleri yönetime taşıyan ve beklentilerinin gerçekleşmesi için faaliyet gösteren örgütlerdir. Siyasi partiler, milli iradenin oluşmasını sağlayan ve siyasi gücün teşekkülünde en önde gelen kurumlardır. Köklü ve güçlü siyasi partiler bir ülkedeki demokratik siyasi hayatın devamlılığını sağladığı gibi ülkenin siyasi gücüne de güç katarlar.

Bilindiği gibi Türkiye, 1946’da çok partili siyasi düzene geçmişti. Ancak o tarihten sonra demokratik hayat, darbelerle sık sık kesintiye uğratıldı. Siyasetin yasaklanması, Türkiye’de hem güçlü siyasi partilerin hayat bulmasını hem de tecrübeli siyasetçilerin yetişmesini engelledi.

2002’de Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iktidara gelen Ak Parti, tüm darbe girişimlerini savuşturdu ve Türkiye’de darbeleri tarihe gömdü. Geçmişte devamlı darbelerden medet uman CHP, artık darbecilerden değil, milletten medet umma durumuna geldi. Bu hem CHP’nin hem de ülkemizin geleceği için çok önemli bir kazanımdır ve bunu sağlayan da Tayyip Erdoğan’dır.

31 Mart seçim sonuçları, genel seçimler ile yerel seçim dinamiklerinin farklı olduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu. İktidara geldiği 2002’den bugüne kadar girdiği bütün seçimlerde başarılı çıkan Ak Parti, ilk defa bir yenilgi aldı. Ancak bazen yenilgiler, yenilenmek için iyi bir fırsat olabilir.

Eğer yenilginin sebepleri doğru tespit edilir ve doğru çözümler geliştirilirse, kaybedilen seçimler tekrar kazanılır. Bunun için inşa edici bir dile, heyecan ve umut veren fikirlere ihtiyaç vardır. Zira yönetici kadrolar, zihinsel yapılarını toplumdaki gelişmelere paralel olarak yenilendikleri ölçüde başarı sağlarlar.

Bu bakımdan bazen zahmet gibi görünen bir şeyden, büyük bir rahmet çıkabilir. İstisnai durumlar hariç, hayatta sahip olunan başarıların, insanoğlunun çabasına bağlı olduğuna hem inanıyor hem de tecrübe ile biliyoruz.

Ak Parti açısından yapılan değerlendirmelerde genelde hayat pahalılığına dikkat çekiliyor. Ancak meselenin fikri boyutunun da en az ekonomi kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte Ak Parti, millete umut verecek yeni fikirler üretirse başarılı olur. Bitkinin kalitesi için tohumun önemi ne ise, siyasi bir hareketin kalitesi ve ikna ediciliği için fikrin önemi aynıdır.

Fikir: Siyasi bir hareketin kadrolarının sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarır. Fikir: Harekette anlam katar, yön verir, heyecan verir. Seçmen, siyasetçiye güvendiği zaman destekler. Güveni zedeleyen ise kuşkudur. Kuşku, zihnin üstünü örter, kavrayışı zedeler, dostları yabancılaştırır. Bu nedenle herhangi bir konuda kuşku oluştuğu zaman, anlık tepki yerine güven verici fikirler geliştirmek gerekir.

Fikir: Ufuk ötesini görebilmeyi, toplumun hissiyatını anlamayı, ihtiyaçlarını, önceden tahmin edebilmeyi ve ona göre tedbirler geliştirmeyi kolaylaştırır. Söz, gücünü fikirden, gelecek, aydınlığını ümitten, hayat, heyecanını anlamdan, yol güzelliğini çabadan alır. O hâlde var olmak için önce yâr olmak gerekir.