Var olarak yaşamak
İnsan için en değerli olan şey, hayatıdır. Yeryüzündeki sınırlı yaşam süremizde sahip olduğumuz hayatı dolu dolu yaşamak, bizim için en önemli ve öncelikli konudur. Hayatın dolu dolu nasıl yaşanacağı sorusu, insanın önünde duran en önemli soru ve meydan okumadır. Kişinin, günün sonunda hayatımı yaşadım diyebilmesi büyük önem taşımaktadır. Hayatının ilerleyen yıllarında kişi, geriye dönüp baktığında boşa geçirilmiş yıllar gördüğünde büyük sarsıntılar ve travmalar geçirmektedir. Kişi, her güne hayatı gerçekten yaşadım bilinciyle başlamalıdır.
Yaşamak, gelişi güzel yaşamak demek değildir. Hayat,
hiçbir serseriliği kaldıramayacak kadar
önemli bir iştir. Hayatın serserisi olmak, hayatı boşa harcamak demektir. Serserice yaşamak
yerine hayatı sanat olarak yaşamak lazımdır. Kişi, bir yaşam stiline ve
sanatına uygun olarak hayatını yaşarsa, kendini verimli, yaratıcı ve yapıcı bir
şekilde var edebilir. Yaşama sanatının
temelinde kişinin kendisini var ederek yaşaması sorunu vardır. Yaşama sanatı,
ben kendimi var kılarak nasıl yaşayabilirim sorusuna verdiğimiz cevaptır.
Hayatın sanat olarak nasıl yaşanacağı sorusunun, net
bir cevabı yoktur. Herkes hayatı kendisine göre yaşar. Tek bir yaşama sanatı
yoktur, yaşama sanatları vardır.
Kendimize uygun yaşama sanatını
keşfetmek, bulmak ve oluşturmak şeklinde temel bir sorumluluğumuz
vardır. Yaşama sanatı, bize özgü olmalıdır. Başkalarına bağımlı olarak veya
başkalarının hayatlarını taklit ederek kendimize uygun bir yaşama stili ve
sanatı oluşturamayız.
İnsanlar, çoğu zaman hayatın özgün bir sanat ve stil
içinde yaşanması gerçeğinin ve
gerekliliğinin farkında değildirler. Rousseau, insanların yaşama cehaleti konusundaki gafletlerini şöyle ifade
etmektedir: “Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların
birçoğunda da beceri sahibidir. Fakat Çoğu insan yaşamı yöneten yasalarla,
yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir. Bir insan bir uçak
yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir. Fakat nasıl mutlu,
başarılı ve memnun olunacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir.
Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutmamalıyız.
” Yaşama stili ve sanatı konusundaki derin gaflet hali, insanları, başkaları
gibi yaşamaya ve onları taklit etmeye yöneltmektedir. Başkaları gibi yaşayanlar
ve günlerini başkalarını taklit etmekle geçirenler, aslında yaşamamaktadırlar, sadece başkaları gibi
olmak için kendilerini harcamaktadırlar.
Biz bu dünyaya başkaları gibi yaşamak için gelmedik.
Bu dünyadaki asıl sorumluluğumuz, kendimiz olarak yaşamaktır. Kendileri olmak
yerine başkalarının taklidi olarak yaşamayı seçenler, cansız, verimsiz ve donuk
varlıklar olarak gelip geçerler. Kendimiz olarak yaşamak için kendimizi var
ederek yaşamalıyız. Başkaları gibi yaşamaya çalışmak, aslında kişinin kendisini
yok ederek yaşaması anlamına
gelmektedir. Bütün mesele, kendimizi var
kılma veya yok etme şeklindeki
seçeneklerinden hangisini tercih ettiğimizle ilgilidir. Hayatı özgün bir sanat
ve stil olarak yaşamak, kendimizi var kılarak
yaşamayı tercih etme anlamına gelmektedir.
Yaşama sanatımızı ve stilimizi oluştururken, çaresiz,
cahil ve aciz bir durumda değiliz. Önümüzde insanlığın geniş, zengin ve
sınırsız tecrübesi bulunmaktadır. İnsanlığın yaşanmış tecrübelerinden
yararlanmayı öğrenmeliyiz. İnsanlık tecrübesi içinde kendimize özgü yaşam stili
ve sanatı oluşturmak için bize gerekli
olan bilgeliği, ilhamı ve birikimi bulabiliriz. İnsan, insanlığın öğrencisi
olmalıdır. İnsanlığımızın doğrularından, yanlışlarından, yanılgılarından,
umutlarından, inançlarından, iyiliklerinden, kötülüklerinden, güzelliklerinden
ve çirkinliklerinden öğrenerek kendimizi
kendi hayatımızda var edebiliriz. İnsan, insandan öğrenerek yaşamalıdır, ancak
insan, insanı taklit ederek yaşamamalıdır.
İnsanın, yaşama
sanatıyla üreteceği en değerli eser kendisidir. Dış dünyada bıraktıklarımız,
evlerimiz, arabalarımız, arsalarımız, şöhretimiz, iktidarımız, makamımız, mallarımız, yaşama sanatının ürünü
değildirler. Yaşama sanatı insanlık içinde kendimizi insan olarak var etme
çabasıdır. Kişinin insanlığa bırakacağı en değerli eser, kendini var kılarak yaşadığı hayatı ve
kendisidir.