Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Şubat 2022

Var olarak yaşamak

İnsan için en değerli olan şey, hayatıdır. Yeryüzündeki sınırlı yaşam süremizde sahip olduğumuz hayatı dolu dolu yaşamak, bizim için en önemli ve öncelikli konudur. Hayatın dolu dolu nasıl yaşanacağı sorusu, insanın önünde duran en önemli soru ve meydan okumadır. Kişinin, günün sonunda hayatımı yaşadım diyebilmesi büyük önem taşımaktadır. Hayatının ilerleyen yıllarında kişi, geriye dönüp baktığında boşa geçirilmiş yıllar gördüğünde büyük sarsıntılar ve travmalar geçirmektedir. Kişi, her güne hayatı gerçekten yaşadım bilinciyle başlamalıdır.

Yaşamak, gelişi güzel yaşamak demek değildir. Hayat, hiçbir serseriliği kaldıramayacak kadar önemli bir iştir. Hayatın serserisi olmak, hayatı boşa harcamak demektir. Serserice yaşamak yerine hayatı sanat olarak yaşamak lazımdır. Kişi, bir yaşam stiline ve sanatına uygun olarak hayatını yaşarsa, kendini verimli, yaratıcı ve yapıcı bir şekilde var edebilir. Yaşama sanatının temelinde kişinin kendisini var ederek yaşaması sorunu vardır. Yaşama sanatı, ben kendimi var kılarak nasıl yaşayabilirim sorusuna verdiğimiz cevaptır.

Hayatın sanat olarak nasıl yaşanacağı sorusunun, net bir cevabı yoktur. Herkes hayatı kendisine göre yaşar. Tek bir yaşama sanatı yoktur, yaşama sanatları vardır. Kendimize uygun yaşama sanatını keşfetmek, bulmak ve oluşturmak şeklinde temel bir sorumluluğumuz vardır. Yaşama sanatı, bize özgü olmalıdır. Başkalarına bağımlı olarak veya başkalarının hayatlarını taklit ederek kendimize uygun bir yaşama stili ve sanatı oluşturamayız.

İnsanlar, çoğu zaman hayatın özgün bir sanat ve stil içinde yaşanması gerçeğinin ve gerekliliğinin farkında değildirler. Rousseau, insanların yaşama cehaleti konusundaki gafletlerini şöyle ifade etmektedir: “Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların birçoğunda da beceri sahibidir. Fakat Çoğu insan yaşamı yöneten yasalarla, yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir. Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir. Fakat nasıl mutlu, başarılı ve memnun olunacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir. Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutmamalıyız. ” Yaşama stili ve sanatı konusundaki derin gaflet hali, insanları, başkaları gibi yaşamaya ve onları taklit etmeye yöneltmektedir. Başkaları gibi yaşayanlar ve günlerini başkalarını taklit etmekle geçirenler, aslında yaşamamaktadırlar, sadece başkaları gibi olmak için kendilerini harcamaktadırlar.

Biz bu dünyaya başkaları gibi yaşamak için gelmedik. Bu dünyadaki asıl sorumluluğumuz, kendimiz olarak yaşamaktır. Kendileri olmak yerine başkalarının taklidi olarak yaşamayı seçenler, cansız, verimsiz ve donuk varlıklar olarak gelip geçerler. Kendimiz olarak yaşamak için kendimizi var ederek yaşamalıyız. Başkaları gibi yaşamaya çalışmak, aslında kişinin kendisini yok ederek yaşaması anlamına gelmektedir. Bütün mesele, kendimizi var kılma veya yok etme şeklindeki seçeneklerinden hangisini tercih ettiğimizle ilgilidir. Hayatı özgün bir sanat ve stil olarak yaşamak, kendimizi var kılarak yaşamayı tercih etme anlamına gelmektedir.

Yaşama sanatımızı ve stilimizi oluştururken, çaresiz, cahil ve aciz bir durumda değiliz. Önümüzde insanlığın geniş, zengin ve sınırsız tecrübesi bulunmaktadır. İnsanlığın yaşanmış tecrübelerinden yararlanmayı öğrenmeliyiz. İnsanlık tecrübesi içinde kendimize özgü yaşam stili ve sanatı oluşturmak için bize gerekli olan bilgeliği, ilhamı ve birikimi bulabiliriz. İnsan, insanlığın öğrencisi olmalıdır. İnsanlığımızın doğrularından, yanlışlarından, yanılgılarından, umutlarından, inançlarından, iyiliklerinden, kötülüklerinden, güzelliklerinden ve çirkinliklerinden öğrenerek kendimizi kendi hayatımızda var edebiliriz. İnsan, insandan öğrenerek yaşamalıdır, ancak insan, insanı taklit ederek yaşamamalıdır.

İnsanın, yaşama sanatıyla üreteceği en değerli eser kendisidir. Dış dünyada bıraktıklarımız, evlerimiz, arabalarımız, arsalarımız, şöhretimiz, iktidarımız, makamımız, mallarımız, yaşama sanatının ürünü değildirler. Yaşama sanatı insanlık içinde kendimizi insan olarak var etme çabasıdır. Kişinin insanlığa bırakacağı en değerli eser, kendini var kılarak yaşadığı hayatı ve kendisidir.