Vandallar yaptıklarının bedelini ödemeli
HDP'nin çağrısı üzerine başlayan sokak olaylarının, bilançosu çok ağır oldu. Geride bıraktığımız şu üç beş güne bakarak, ülke olarak verilmiş sadakamız varmış diyorum. Eğer milletimizin sağduyusu galip gelmeseydi, son olaylardan daha vahim sonuçlar çıkabilirdi.
Değerli Dostlar, gerçekten verilmiş sadakamız varmış. Çünkü içimizdeki bazı hainler, kirli oyunlarını Kobani protestosunun içine saklayıp, kaos çıkarmak için her türlü ensturmanı kullandılar. Biz bu kirli oyunun bir benzerini, Gezi Olayları sırasında da görmüştük. O sıralarda üç beş ağaç bahane edilip, sokaklar yakılıp yıkılmış, çıkan olaylarda insanlar hayatını kaybetmiş, Kamu ve şahıs malları zarar görmüştü.
Gezi ve Kobani Olayları gösterdiki, ülkemizde sokak olaylarına karşı yeni tedbirlerin alınması gerekiyor. Alınacak ilk tedbir: Bu tür olaylara katılan vandallara, en ağır cezaları verecek yasaların çıkarılmasıdır. Bir de, olaylarda Kamu ve şahıs mallarına zarar verenlerden, verdikleri zararın tazmin edilmesidir. Diyelimki, bir vandalın uğrattığı zararı karşılamaya gücü yetmiyor. Böyle durumlarda, verilen zararın karşılığı vandalları sokaklara dökenlerden tazmin edilmelidir.
Artık ülkemizde yapan yaptığıyla başbaşa bırakılmamalıdır. Birileri ya adam gibi protesto etmesini öğrenecek, ya da verdiği zararın karşılığını çekecek. Yook, birileri hala protesto etmeyi eşkiyalık olarak görüyorsa, devlette güvenlik güçleri marifetiyle onların önüne geçecek. Ben, Kamu mallarına verdikleri zarardan ötürü, kendi payıma düşen hakkımı vandallara helal etmiyorum.
Kobani Olayları sırasında, uğranılan maddi manevi zararlardan HDP'ye de pay düşüyor. Bu arkadaşlara, Kandilin etkisinden çıkıp, siyaset zemininde görevlerini yapmaları için çok çağrı yapıldı. Ne hikmetse, bu çağrılara hep olumsuz karşılık verildi. Milletin vekilliği yerine, Kandilin temsilciliği tercih edildi. Büyük ihtimalle, milletin vekili gibi davranmamakta ısrarcı olan bu arkadaşların durumları, TBMM'de gözden geçirilecektir.
Halk arasında, "bin düşün bir söyle" denir. Normal insanların böyle davranması gerektiği yerde, siyasetçilerin beş bin düşünmesi lazımdır. Aklınıza gelen her sözü lap diye söyleyiverirseniz, Selahattin Demirtaş gibi şıpır şıpır terlersiniz. Sadece terlemekle kalsanız, öpün öpünde başınıza koyun. Çünkü ağzınızdan çıkan yanlış bir söz, temsil ettiğiniz kesimlere zarar verebiliyor.
Aynen Selahattin Demirtaş'ın yanlış sözünün Kürtlere verdiği zarar gibi... PKK yandaşlarını sokağa çağıran Demirtaş, şu manzaraya yol açmadı mı? IŞİD teröristleri Kobani Kürtlerini öldürürken, HDP'nin çağrısıyla sokaklara dökülen PKK teröristleride ülkemizdeki Kürtleri öldürdüler. Sözüm ona, bu olaylar Kobani Kürtleri için çıkarıldı. Demekki olaylarda hayatını kaybeden yirmiden fazla Kürt vatandaşımız Kobani'ye kurban edildi.