Valilerimiz
Çocukluğumu yaşadığım 1970'li yıllarda Vali benim gözümde en tepede bir yerde dururdu ve adeta ulaşılmaz, insanüstü bir konumdaydı. O küçücük şehirde, 'beyaz kent' Siirt'te Vali'yi sadece resmu00ee bayramlarda, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim günlerinde şehrin ana caddesinde veya stadyumda düzenlenen bayram törenlerinde görebilirdik. O da çok uzaktan. Bir güneş gibi oturduğu yerden veya askeru00ee jeple sahayı dolaşırken fark ederdik. Sadece Vali'nin kendisi değil evi de muhteşemdi, "Vali Konağı" diye bahsedilirdi. Kartal yuvası gibi bir yerdeydi. Hep içini merak etmiştim çocukken. Nasıl bir evdi, kaç odası vardı? Acaba masallarda okuduğumuz gibi 40 odası vardı mıydı?
Merhum babam ve annem, rahmetli Adnan Menderes zamanında refaha kavuştuklarını, hatta Valilerin halka yaklaştıklarını söylemişlerdi. Turgut Özal dönemini ise yaşadım. Demokrat kişiliğiyle Türkiye'de sivilleşmeye ciddi katkıları olan Özal, halk tarafından çok sevildi. Çünkü afrası tafrası yoktu. Vatandaşlarıyla gönül köprüsü kurmuştu. "Sivil", "demokrat" ve "dindar" Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefat etmesi veya öne sürüldüğü gibi zehirlenerek şehit edilmesi toplumda büyük dalgalanma meydana getirdi. Fatih Camii'nden kalkan tabutu yüzbinlerce vatandaşımızın eşliğinde Topkapı'daki Anıtmezar'a, selefi Menderes'in yanına defnedildi. Özal zamanındaki valiler de devlet-millet bütünlüğünü sağladılar.
Üçüncü sivilleşme, şimdiki hükümet zamanında oldu. Halkımız kaymakamını, valisini yakından görme, tanıma fırsatı buldu. Onları ziyaret edip sohbet edebildi. Bu durum, insanımızın bugüne kadar hasret kaldığı bir haldi. Artık yöneticileriyle bir araya gelebiliyor, meramını anlatabiliyor ve meselesi varsa bunu konuşarak çözebiliyor. Düne kadar hayal olanlar gerçekleşiyor. İki gün önce Valiler Kararnamesi yayımlandı. Doğrusu pek fazla vali tanımıyorum. İstanbul Valimiz Hüseyin Avni Mutlu, Edirne Valimiz Hasan Duruer, Siirt Valimiz Ahmet Aydın ve Bitlis Valimiz Veysel Yurdakul ile Şanlıurfa eski Valisi Nuri Okutan kısmen tanıyabildiğim değerli valilerimiz. Bu yöneticilerimizle münasebetim tamamen kültürel boyutta oldu. İsimlerini andığım beş valimiz de kitap dostu olan, kültüre ve sanata değer veren, sanatkarları teşvik eden yöneticilerimizdi.
Yeni valiler kararnamesi ile Orhan Alimoğlu Karabük Valisi oldu. Bu habere çok sevindim. Peki niçin? Çünkü sayın Alimoğlu, Türkiye'de tanıyabildiğim kadar kitaba en yakın bir idarecimiz. Göynük, Susuz, Avanos, Geyve, Elbistan ve Körfez Kaymakamı olarak görev yaptı. Trabzon Vali Yardımcılığı'ndan sonra Sakarya Vali Yardımcılığına getirildi. Bilahare Aksaray Valisi, ardından Hakkari Valisi oldu. Bir süre merkez valisi olan Alimoğlu şimdi de Karabük Valiliğimize atandı. Edebiyat çevrelerinde saygınlık uyandıran, sanat ve kültür dünyamızı çok iyi tanıyan, yeni yayınları takip eden, kanaatimce Türkiye'de en çok kitap okuyan Valimizin, yeni bir göreve getirilmesi son derece isabetli ve hayırlı olmuştur. Birikiminden istifade edilmesi gereken Orhan Alimoğlu, Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül'ün 2008 yılında başlattığı "Türkiye Okuyor!" kampanyasına en çok sahip çıkan ve bu projeyi takip eden mümtaz bir Vali olarak gönüllerde taht kurmuştur. Sakarya'da, Aksaray'da ve Hakkari'de onbinlerce öğrencimizin ücretsiz kitap okumasını sağlamış ve yavrularımızın kültür düzeyinin yükseltilmesi için elinden geleni yapmıştır. Nitekim Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) de bu hizmetlerinden ötürü 2012 "Okumaya Teşvik" Ödülü'nü Alimoğlu'na vermişti. Aynı daldaki 2013 Ödülü'nü ise, Bitlis Valimiz Sayın Veysel Yurdakul almaya hak kazandı. Veysel Yurdakul da Bitlis'te "Doğu Okuyor" kampanyasını başlatmış ve "100 Yazar 100 Bin Kitap" sloganıyla adeta şehri kitaplarla aydınlatmıştı. Her yazarın 1000 kitabını sponsor işadamlarına aldırıp öğrencilerimize hediye eden, Bitlis'le birlikte 'paydaş' altı ilçe ile 11 il'e hizmet veren Yurdakul, şehre davet edilen yazarları okullarda konuşturarak öğrencilerle tanışmalarını sağlamıştır. Ben Sayın Valimizin bu kararname ile merkeze alınmasına çok üzüldüm. İnşallah kısa zaman sonra bu durum tashih edilecek ve Veysel Yurdakul da Orhan Alimoğlu gibi hizmet verebileceği bir şehre tayin edilecektir.
Eskiden yüzlerini hiç görmediğimiz valiler vardı ve onlar halkla pek içli dışlı olmazdı. Evleri bile farklı ve şa'şaalıydı. u00c2deta masal dünyasındaki gibi tanınmaz, bilinmezlerdi. Bugün öğrencilerle sınıfta oturup ders takip eden, halkın arasına karışıp çarşı pazarda esnafın derdini dinleyen, kitap okuyan ve okutan, sanatı seven ve sevdiren, üstün medeniyetimizin zarafetine ve ihtişamına inanmış valilerimiz var. Onları çok seviyorum. Uğur Derman Hocamızın o güzel tabiriyle hepsinin "ömrüne bereket!" Edebali, Osman Gazi'ye, Osmanlı'yı 6 asır ayakta tutan şu sırrı emanet etmiyor muydu: "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın!"
