Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.36
Gram Altın
2919.99
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Eylül 2014

VALİLER KARARNAMESİ VE KARARLILIK

Prof. Ahmet Davutoğlu hükümeti görmeyenlere, anlamayanlara, gerekli hassasiyeti göstermeyenlere kırmızıçizgisini daha da kalınlaştırarak gösterdi. Bu, paralelci bürokrasi ile mücadele daha ileri boyutta olacak demektir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan 30 Mart seçimlerinde asıl rakipleri olan CHP-MHP ile değil, daha çok paralel yapı ile mücadele etti. Paralel yapının ihanetini ve bu ihanet şebekesiyle mücadele edeceğine dair sözleri her mitinge damgasını vurdu.

Paralel yapıyla mücadele ciddi bir iştir. Türkiye 90 yıldır böyle bir ihanet görmedi. Türkiye düşmanı ülke ve yapıların "Türkiye size verilecek" şehvet ve hezeyanına kapılan paralel ihanet çetesi ihanette sınır tanımadı. Öyle ki paralelciler ülkenin menfaatlerini, milletin hiçbir değerini "kendilerine va'd edilen sahte gelecek"ten daha değerli görmediler.

Bilhassa 1990 sonrası ve "JİTEM-PKK çatışmaları" sürecinde kimse bunlara dönüp "nereye bu gidiş" demedi. Halk arasında "Fetullahçı" olarak bilinen bu yapı çok organize, çok planlı ve gelecek siyasetine yön vereceğine inanan çok sinsi bir akıl tarafından sevk ve idare ediliyordu. Bu sinsi ve devasa güç öyle Fetullah Gülen'in burnunu çekip ağlamasıyla elde edilebilecek iş değildi. Daha ilkokul-ortaokul çağındaki öğrencilerin gelecekte hangi meslekte olacaklarını belirliyorlardı. 17-25 Aralık 2013'teki paralel baskınla bu "seçme elemanlar" devlet bürokrasisinde milletin geleceğine kastederek İsrailsevici imamlarının talimatıyla harekete geçtiler. Hükümetin de artık bu yapıyla mücadelesinde geri adım atması mümkün değil. Zira milletin, ümmetin gelecek yüzyılları söz konusu.

Valiler kararnamesini gördüğümde tanıdığım valiler de vardı. İstanbul valisi, Diyarbakır valisi, yeni-eski Malatya valileri, Kırıkkale Valisi gibi yakinen tanıdığım valilerin son kararnamedeki durumu bariz bir şekilde paralelcilerle olan ilişkilerinin etkili olduğunu gördüm. Elbette ki tek neden bu değildi. Hatta bazılarının görevden alınma nedenleri farklı da olabilir. Mesela İstanbul Valisi H. Avni Mutlu. Sayın Mutlu paralelci olmadığı gibi onları görmezden gelen bir vali de değildi. Farklı sebepler var, belki de daha iyi bir göreve getirilecek.

Valiler arasında Malatya'ya atanan Süleyman Kamçı ve tabi ki Merkeze alınan Diyarbakır valisi M. Cahit Kıraç, daha iyi görevlerin kendisini beklediğinden emin olduğum Kırklareli Valisi Mustafa Yaman yakinen tanıma fırsatı bulduğum değerli şahsiyetlerdir.

Burada özellikle şunu vurgulamakta yarar var:

Bu süreçte paralelci olmayan, ama paralel yapının ihanetini kavramayan, kavrayıp gerektiği gibi davranmayan, paralelcileri yakınında tutan ya da "bu kavga geçicidir, aman ikisine de taraf olmayayım" basitliğine kaçan bakan, milletvekili, bürokratı bu ülke, bu millet hak etmiyor.

Hala illerde, ilçelerde en hayati görevleri valilik oluruyla paralelcilere emanet eden Valiler var. Hala bir paralelci müdürü gizleyen ve "imama bağlı" bu müdürleri ülkeye değişmeyen idareciler var. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenli Bakanlığı, Defterdarlık-Maliye-Milli Emlak'tan tutun, DUİK'e, Basın İlan Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'ndan, Karayolları ve TRT'de açık-gizli "imamın emriyle hareket eden" üst düzey paralelciler biliriz. Valiler bunların amire değil, kendi yapılarının "emirine/imamına" uyarak çalıştıklarını bildikleri halde hiçbir şey olmamış gibi valilik yapamazlar artık. "ortada duralım, cemaat mi hükümet mi kazanır ona göre taraf olalım" basitliğini gösteren valiler, kaymakamlar ülkeye ihanet edenlere taraf olmuşlar demektir.

Son valiler kararnamesiyle gösterdi ki bundan böyle hükümet ülkemiz için hayati önem taşıyan 'paralel yapıyla mücadele' ve 'çözüm süreci' ile ilgili yeni süreçte atacağı adımlara uygun vali ve üst düzey bürokratlarla çalışacak. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan, başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan defaatle duyduğumuz gibi paralel yapı 'milli güvenliğe karşı tehdit' olarak konumlandırılmış olup, hükümet, bu konuda daha etkin mücadele için Paralel yapının tehdit olduğuna inanan ekiple mücadeleye devam edecek.

Paralel yapıyla mücadele neden bu kadar önemli?

Dünya kurulalı beri tarihin kaydetmediği böyle bir ihaneti görmezden gelmek, bu yapıyı hoş görmek, bu yapıya şirin görünmek asla avf edilemez. Daha dün NYT'ın İŞİD haberini, Today's Zaman'ın Hacı Bayram Camii'ni İŞİD kampı gösteren manşet ve iftira haberi yeryüzünde en ağır ihaneti gerçekleştirenlerin bile yaptıkları bir ihanet değil.

Bunların vurmak istedikleri milletin ve ümmetin yarınlarına güvenle bakmalarını sağlayacak olan Çözüm ve Büyük Türkiye Sürecidir. Okul yakan derin PKK militanları ile ülkeyi ateşe veren bu ihanet çetesi aynı kumandaya göre hareket ediyor. Bölge halkı okul yakan derin PKK için "bunlar Öcalan'ı değil, derin güçleri dinliyor, yoksa süreç devam ederken bu ateş, yol kesme neyin nesi?" diyor.

Paralel yapı bu derin PKK ile işbirliği halinde.

Nasıl mı?

Güvenlik güçleri içine sızan paralelcilerin bu derin PKK militanları ile temasa geçip (bayrak indirme eyleminde olduğu gibi) olaylara teşviki var, olayları büyütme çabası var, olayları yukarıya doğru bildirmeme ihaneti varu2026

İşte Sayın vali ve bürokratların görmek istemediği bu paralel ihanet çetesi Türkiye'ye ihanet eden kökü dışarıda unsurlardır.

Köylü Memet Emminin KAVRADIĞI bu ihanet çetesini Vali veya diğer üst düzey bürokratlar ANLAMAMIŞ ise, bu, onların oturduğu makamlarından alınmaları için yeterli gerekçedir. Artık herkes ülkesinin tarafında olup olmadığına son bir kez bakmalı ki "vay ben duymadım, yok ben bilmedim" demesin, çünkü bu millete ihanet edenlerle mücadelenin şakası yok.

@ahmetay_