Vakkasname
Hepimizin hayatında, gönüllerde taht kurmuş mümtaz yazarlarımız vardır. Benim için onlardan biri Vehbi Vakkasoğlu’dur. Henüz delikanlılık yıllarımda eserlerini okumaya başladım. Sonra İstanbul’a geldim, Hoca’yı tanıdım, çok sevdim. Araştırma inceleme kitaplarını, biyografilerini okudum. Ufkumu genişleten, düşüncelerimi derinleştiren eserlerdi. Hepsinden istifade ettim.
Beni
basın dünyasında ilk büyük ustam olan merhum Ergun Göze ile tanıştıran Vehbi
Hocamdır. Bu tanışıklığın ardından 40 yıl önce Ergun ağabeyin başında olduğu İslam Ansiklopedisi’nde çalışmaya
başladım. Oradan Tercüman’a geçtim. Gazetede
Vehbi Bey’in dizi yazıları yayımlanıyordu. Onlardan biri Cumhuriyet devri İslam
âlimleri ve mutasavvıfları hakkındaydı. Bu yazılarda milleti ve ümmeti
kucaklayan geniş bakış açısı vardı. “İslam kardeşliği” vurgulanıyordu. Farklı
cemaat ve tarikat büyüklerinin efsaneleşen hayat hikâyeleri ve hizmetleri
anlatılıyordu. Aralarında şimdi hatırlayabildiğim isimler: Bediüzzaman Said
Nursi, Abdülhakim Arvasi, Süleyman Hilmi Tunahan, Ali Haydar Efendi, Abdülaziz
Bekkine, Kenan Rîfâî, Muzaffer Ozak, MahmudSâmi Ramazanoğlu, Mehmed Zahid Kotku,
Mahmud Efendi, Alvarlı Efe, Muhammed Raşid Erolgibi şahsiyetler de vardı. Yazılarda
maneviyat iklimimizin öncüleri, ayırım yapılmadan üstün hizmetleriyle dile
getiriliyordu. Tercüman okuyucuları,
diziye büyük ilgi göstermiş, gazetenin tirajı artmıştı.
Vehbi
Hoca’nın yayımlanmış çok kıymetli 67 eseri vardır. Şimdi bu kitapların
isimlerini versem köşem dolacak. Meraklısı bunları arar, bulur, okur. Hocamız
seçkin eserlere imza attığı gibi heyecanla dinlenen sohbetlerde de bulunuyor. Sadece
İstanbul’da değil, Anadolu’da ve yurt dışındaki toplantıları datakip ediliyor. Yıllarca
Moral FM’de “Kalp Sevmekten Yorulmaz” adlı bir programda konuştu. Bu programın
bereketi olarak “Sevgi Ailesi” meydana geldi. Her yazarın bir ailesi var,
Hoca’mızın iki. Doğrusu bunu hak ediyor.
Muhtelif
yerlerde düzenlenen kitap fuarlarında, en çok ziyaret edilen ve kendisine kitap
imzalatılan yazarlarımızdandır. Ruh akrabalarından merhum Yavuz Bahadıroğlu ile
bir imza günü çekilmiş fotoğraflarını hatırlıyorum. Nesil Yayınları standında omuz
omuza vermişler, okuyucularına aşk ve şevkle kitap imzalıyorlardı. O fotoğraf
karesini unutamıyorum. Mademki fuarlardan bahsediyorum. Bu güzel mekânlarla
ilgili hoş bir hatırayı da paylaşayım. Vehbi Hoca bir sohbet meclisinde
anlatmıştı: “Kitap fuarlarına eskiden gençler geliyor ve bize ‘Hocam bize hangi
yazarı ve eseri tavsiye ediyorsunuz?’ diye soruyorlardı. Ben de cevap
veriyordum. Aradan yıllar geçti. Şimdi fuar alanına gelen gençler, bu sefer
bana şu soruyu yöneltmeye başladı: ‘Hocam bir kitap yazdım, yayımlatmak
istiyorum. Hangi yayınevini öneriyorsunuz?’ Bunu tebessüm ederek anlatınca ben
de şöyle demiştim: ‘Ne güzel Vehbi Hocam, genç okuyucularınız kitaplarınızı
okudular, yetiştiler. Onlar da kitap yazıp yazar oldular. Şimdi de haklı olarak
neşretmek istiyorlar. Bunlar hep sizin eseriniz.” Engin gönüllü, aziz Hocamız,
bu sözlerime hak vermiş ve şükretmişti.
Bugünlerde
yazarımızın Merhaba Dediler ve Gelip
Gittiler Vakkasname-I isimli yeni eserini okudum. Çok feyizli, bereketli ve
hakikaten faydalandığım bir kitap. Birçok sayfada satırların altını çizdim,
derkenarlar çıkardım. Hocanın üslûbu malum; nehir gibi akıyor. Samimiyeti ise bütünüyle
eserlerine aksediyor. Vakkasname I
hatıralar demeti. Kimler var peki? Kimler yok ki? Şimdi isim vereyim: Arif
Nihat Asya, Bandırmalı Ali Efendi, Celal Bayar, Emine Bağrıaçık, Mahir İz,
Necip Fazıl Kısakürek, Nur Vergin, Nurettin Topçu, Osman Yüksel Serdengeçti,
Said Şamil, Yunanlı Anna, Ali Vakkasoğlu, Annemaria Schimmel, Ali Ulvi Kurucu.
Anadolu irfanının kahraman temsilcisi Hilmi Vakkasoğlu ise apayrı bir derya; sağlam
inancı ve ruhu esere yansıyor.
Her bölümde
duymadığımız, işitmediğimiz, bilmediğimiz taze bilgiler, faydalı malumat. Merak
uyandıran dipnotlar, haşiyeler, ekler. Hatırlı insanlardan sürpriz hatıralar. Sadece
“Baba dostu” Necip Fazıl bölümü için dahi olsa kitap alınır, okunur. Zira bu
sayede, “Şairler Sultanı” namuhabbetiniz katmerleniyor.
Boşuna heveslenmeyin,
fazla teferruata girmeyeceğim. Zira Yazı Kursu’nda öğrencilerime, tanıtım
yazılarında ayrıntıya girmemelerini söylüyorum. Benim de buna uymam gerekiyor
değil mi? Kitap gerçekten bir hazine! Cevher, mücevhere dönüşmüş demem kâfi.Peki
kitabı okurken aldığım bunca not boşa mı gitti? Hayır, inşallah onları da sosyal
medyada dostlarımla paylaşacağım. Bazı kitapları okurken bitsin istemezsiniz Vakkasnamede öyledir. 268 sayfalık eseri
bitirince teselliyi kapakta buldum. Zira “1” yazılı. Yani arkasının geleceği müjdelenmiş.
Yeni kurulan “Cezve Kitap” markasıyla okuyucunun önüne konulan eser,‘kahve’
içmeden okunmaz elbette. Birkaç güzel haber daha vereyim: Ağabeyimizin Gençler İçin Hatıralarla Necip Fazıl
kitabı Kahramanmaraş Belediyesi Yayınları’ndan çıktı. Nesil Yayınları ise Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’nin 39.,Yûnus Emre’nin 21. ve Mehmed Âkif’in de 21. baskısını yaptı. Raflarımızda
yer açalım: Vakkasoğlu Külliyatı geliyor!