Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Ekim 2019

Vail neden intihar etti?

Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde 9 yaşında Suriyeli bir çocuğun intiharı büyük üzüntüye yol açtı. Neredeyse tüm ajanslar, Suriyeli Vail’in intihar nedenini; okulda dışlanması ve öğretmeni tarafından azarlanması şeklinde duyurdu.

MEB ise yaptığı açıklamada; “Suriyeli olduğu için öğretmeni tarafından azarlandığı ve arkadaşlarınca dışlandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını” ifade etti.

Peki, Vail neden intihar etti? Ya da öldürüldü mü? Tüm bu soruların cevabı yapılacak incelemelerden sonra açığa kavuşacaktır. Nereden bakarsanız bakın trajik bir hadise bu.

Şu bir gerçek ki imparatorluk bakiyesi olduğunu ifade ettiğimiz Türkiye’de, bize 400 yıl vilayetlik yapmış Suriye’nin, savaştan kaçıp gelmiş vatandaşları istenmiyor.

Arap düşmanı faşist bir kesimin her fırsatta Suriyeleri aşağıladığını görebiliyoruz. Ben bu duygunun biraz da eğitim sisteminin ruhunda yattığını iddia ediyorum.

Şöyle ki;

Bilindiği gibi çocuklarda sınıf bilinci yoktur. Onlar için oyun arkadaşlarının bir Kürt, Türk, Arap, Çingene, Ermeni, Suriyeli olmasının önemi yoktur. Çünkü henüz fıtratları bozulmamıştır. Bunu okullarda öğreniyorlar.

Katı milliyetçi anlayışla yoğrulan eğitim modellerinde, ders kitaplarından ve bu doğrultuda vazifelendirilmiş faşist öğretmenlerinden öğreniyorlar.

Milli eğitim camiasında çok sayıda kaliteli, vicdanlı, ahlak sahibi, samimi, vatansever öğretmenler, okul yöneticileri ve bürokratlar var. Allah sayılarını arttırsın.

Maalesef son zamanlarda bazı okullardan “Okul artık mülteci kampına döndü” diyerek rahatsızlığını dile getiren öğretmenlerden tutun, “bunları sınıfta bırakırsak belki önünü alabiliriz” diyen öğretmenlere varana kadar ciddi rahatsızlık haberleri de geliyor.

Ehli- vicdan sahibi kaliteli öğretmenlerimizi tenzih ederim ancak faşist öğretmenlerin bu türden ötekileştirici, dışlayıcı tavırları da söz konusu.

Esasen eğitim sisteminin zihniyet olarak sorunu da tam olarak budur.

Bilindiği gibi, her öğretim yılına Kemalist, laik, katı milliyetçi bir eğitim anlayışıyla giren Türkiye, eğitim alanında ne yazık ki istenen seviyeye bir türlü ulaşamıyor. Çünkü Türkiye’de “milli eğitime” Kemalist CHP ideolojisi yön vermiştir/vermektedir.

Eğitim, bu ülkede, bir sistem olarak, batı aklına(laik, çağdaş, ilerici, pozitivizm) hizmet etmesi için kurgulanmıştır. Bu yüzdendir ki uzun yıllar bir yapı bozumuna uğratılmadan varlığını devam ettirmektedir.

Bu bakımdan Türkiye’de eğitimin tek bir hedefi vardır, o da; ülke insanında medeniyet bilincinin, birlikte yaşama kültürünün gelişmesini engellemektir. Sistem, bütünüyle bunun üzerine inşa edilmiştir. Bu yüzden eğitim milliyetçilikten, Kemalizm’den ve pozitivist düşünceden asla taviz vermez.

Bu anlayış, farklı kesimleri dışlayan, çoğulculuğu, özgürlüğü, üretkenliği körelten insanlar arasında huzuru ve barışı bozan bir düşüncenin yaygınlaşması demektir.

Eğitimle yeni bir dilin inşa edilmesinin ve siyasi bir ufkun gelişmesinin neredeyse tüm yolları tıkanmıştır. Ülke insanı eğitimle esir alınmış, zihni melekeleri dumura uğratılmış, medeniyet tasavvurundan yoksun bırakılmış, yeni fikirler, icatlar geliştirme potansiyellerine ket vurulmuştur.

Türkiye’de öğretmenlere biçilen temel rol; laikliği, inkılâpları, ilericiliği ve çağdaşlığı topluma kazandırmaktan öteye geçemedi.

Bu vazifeyi hakkıyla yerine getirdikleri için de tuhaf bir kutsallık atfedildi kendilerine. Bu yüzden onlar da bir türlü zincirlerini kıramadılar ve kendilerini geliştiremediler. Tekçi ideolojinin tesiriyle ne öğretmenliğin ne de öğrencilerinin doğasını keşfedebildiler.

Pedagojiden yoksun, katı, otoriter, ideolojik öğretmen tipinin artık Türkiye’de yeri olmamalıdır. Okul anlayışı da bu minvalde yeniden ele alınmalıdır. Artık içinde yaşadığı toplumun geçmişi ve bugünü ile barışık, farklılıklara hoşgörülü, ilgi ve yetenekleri ön planda tutan, ahlaki değerleri benimsemiş önce “insan” yetiştirmeye özen gösteren bir öğretmen zihniyetini de etkin kılmalıyız.

Aklıselim, kalbiselim, ilim, irfan ve ahlak sahibi kaliteli bireyler yetiştirmek istiyorsak eğer, pozitivist, dar, katı, ideolojik eğitim sistemini değiştirmemiz gerekiyor. Bunlar lafla olacak işler değil.

Dikkat! Okul binaları artık sallanmaya başladı.