'Vahşi Müslümanlar(!)'
Önceki gün 11 Eylül'ün yıldönümüydü. Daha önce 11 Eylül'le ilgili beni etkileyen "Loose Change" belgeselini izlemiş ve "Dehşetengiz hile" kitabını okumuştum.
Olayın teknik detaylarıyla anlatıldığı ve görsel bir yapımla karşı karşıya olduğumuzu iddia eden "September Clues" (Eylül ipuçları) belgeselini de yeni izledim. 11 Eylül'de kulelere çarpan uçak görüntülerinin tek merkezden yapılmış bir stüdyo yapımı olduğu öne sürülüyor.
***
İlginç olan şey, her 11 Eylül yıldönümünde Batı'daki İslamofobia'yı perçinleyecek bir gündem İslam dünyasına servis ediliyor.
Bu yıldönümünde dünya, Kaddafi görüntülerinden aşina olduğu yine Libya merkezli bir görüntüyle şok oldu. Bu seferki görüntülerde Kaddafi'nin yerinde ABD'nin Libya Büyükelçi'si vardı. Bu da Batı bilinçaltındaki "Vahşi Müslümanlar" imgesini yeniden hortlatmaya yetti.
***
Konu şu: ABD'de bayağı, provokatif, alçakça, sinematografik hiçbir kalibresi olmayan ve Peygamberimize hakaretler içeren "Müslümanların Masumiyeti" adlı bir "film" yapılıyor.
Ve bu "film" özellikle Mısır, Libya, Yemen gibi halk ayaklanmalarının baş gösterdiği yerlerde gündeme sokularak kitleler harekete geçiriliyor. "Vahşi Müslümanlar" imgesi güçlendirildikten sonra da ABD donanmasına ait gemiler Libya'ya doğru yola çıkıyor.
***
ABD'de seçimler yaklaştıkça 4 puan önde giden Obama'ya karşı Cumhuriyetçileri destekleyen Musevi lobisinin senaryolara ağırlık veriyor. Her seçim döneminde sansasyonel bir operasyon muhakkak devreye girer.
Kendilerini "Hıristiyan Siyonist" olarak tanımlayan Evangelistler, iğrenç "film"in ardından gösterilen tepkilere işaret ederek "Vahşi Müslümanlar" diye ürümeye başladı. Obama'nın "Kripto Müslüman" olduğu tezini işleyerek ABD kamuoyunu Cumhuriyetçilerin (Derin ABD) etrafında toplamaya çalışıyorlar.
***
Batı, şu anda ekonomik ve siyasi krizlerle fasit ve faşist bir dairede dolap beygiri gibi dönmeye başladı. Batı, ekonomik olarak yoksullaştıkça faşistleşir.
Emperyalist sömürgecilik, merkantilist stoklamasını ve ulusal aydınlanmasını yüz binlerce kara ve kızıl derilinin kanını içerek yaptı.
Şimdi de Yunanistan, İspanya, İtalya, Almanya'da görüldüğü gibi finansal krize yaklaşınca faşizm yükselişe geçiyor. Irkçı partiler ummadıkları oy potansiyeli yakalıyorlar bir çok AB ülkesinde.
Çağdaşlık, özgürlük ve demokrasinin beşiği sayılan birçok AB ülkesinde şu aralar Çingeneleri, Asyalıları ve Müslüman unsurları ötekileştiren dışlayıcı politikalar üretiliyor.
***
Soykırımları, ırkçılığı, Hiroşima ve Nagasaki'ye Atom bombası atmayı, Berlin'i yerle bir etmeyi, sömürgeleri iliğine kadar sömürmeyi, Afganistan ve Irak işgallerini ve Gazze'deki vahşeti Müslümanlar yapmış gibi şimdi yine "Vahşi" biz oluyoruz.
***
Karikatür krizinin ardından protesto gösterilerinde yüzlerce Müslüman hayatını kaybetti. Hakeza gösterime giren son "film"in finalinde de en çok Müslümanlar zarar görecek.
Batı dünyası, siyasal, sosyal ve ekonomik krizlerde çırpınıp "medeniyet krizi" yaşadıkça, Avrupa'nın birçok ülkesinde nüfusa oranla ikinci din olan İslam'ın yükselişine benzer "filmlerle" çelme takmaya çalışıyor.
***
Enteresan olan, "film"in senaristi, yapımcısı, yönetmeni, başrol oyuncusu belli olmasına rağmen, bazı Müslümanlar neden her zaman "Figüranlığa" razı oluyor?
"Film"in sonunun çok kanlı biteceği bilinmesine rağmenu2026