Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2969.16
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Haziran 2023

​Vah vah Kemal

“Seçimden önce Bay Bay Kemal, seçimden sonra vah vah Kemal” diyeceksiniz demişti, öyle de oldu. Vah ki ne vah! Şimdi de birbirlerine düştüler. Peki, bu durum 21 yıldır istisnasız seçim kazanan Erdoğan’ın umurunda mı? Elbette hayır. O çoktan önündeki yerel seçimlere odaklandı bile.

Böyledir bu işler. Çalışan kazanır.

Yönünü, yörüngesini, istikametini, politikasını milletten yana belirleyen ve bu toprağın değerlerine, köklerine sahip çıkan bir siyasetçi bu ülkede kazanır.

Kılıçdaroğlu ise 12’nci mağlubiyetini yaşadı. Bu durumda normal bir siyasetçinin istifa etmesi beklenir değil mi? Ne gezer? O zafer konuşması yapmayı tercih etti.

Bu ülkede istikametini Amerika’nın belirlediği, bu toprakların değerlerine, kültürüne yabancı, insanına uzak siyasi partilerin de tutunma imkanı yoktur.

Türk milleti yirmi yıldır işte bunu anlatmaya çalışıyor. Son seçimde de bu meseleyi daha anlaşılır bir tavırla, net bir biçimde ortaya koydu. Hem de fethin 570. Yıldönümünde verdi bu mesajı.

Zira bundan 570 yıl önce Bizans’ı tarihten kazıyarak yeni bir çağın açılmasını sağlamıştık.Batı o günden beri bu büyük korkuyu ve nefreti üzerinden atamadığı için sürekli olarak bize yönelik operasyonlar düzenledi.

Türkiye’yi emperyalizmin güdümüne sokmak ve milleti esir almak için yapıldı bu operasyonlar.

Şimdi siz, 15 Temmuz’u yaşamış bir ülkede FETÖ’cüleri heyecanlandıracak vaatlerde bulunursanız, Kandil’e bağlı bir parti ile özerklik anlaşmaları yaparsanız, Demirtaş gibi birçok insanın ölümüne neden olan birisini çıkarmak isterseniz elbette kaybedersiniz.

Şimdi siz, samimi Atatürkçüleri partiden uzaklaştırıp, ırkçı birine içişleri bakanlığı verecek olursanız ardından hepsini toplasan yüzde bir bile etmeyecek partilere de 40 vekil hediye ederseniz yenilmenizden daha doğal ne olabilir?

Taraftarlarınız, kanallarında, sosyal medya ortamlarında halkı aşağılamaya ve hakir görmeye devam ederse, depremzedelere en aşağılık ifadelerle hakaret ederse dahası önüne gelen herkesi yargılama ve hesap sorma tehdidinde bulunursa kaybedersiniz.

Beni asıl şaşırtan böyle bir ittifakın adayının aldığı oy miktarıdır. Hakikaten çok yüksek bir miktar. Bu insanlar FETÖ’nün ve PKK’nın nasıl birer örgüt olduğunu bilmiyorlar mı? Demirtaş’ı çıkarmak isteyen birine nasıl oy verebilirler?

Amerika’nın politikalarına uygun bir rota çizen bu partilerin nihai amacını hiç mi düşünmediler? Bizde bunları sorar, sorgularız.

Ne var ki Kılıçdaroğlu’na oy verenler bunları sorgulamadı. Ekonominin bozuk olmasını ve deprem felaketini tarihi bir fırsat olarak gördüler. Boş tencerenin muhakkak hükümeti yıkacağını düşündüler.

O yüzdendir ki seçimden mutlak galibiyetle çıkacaklarını inanarak, ülkenin menfaatine yönelik iş tutmayan ne kadar adam varsa toplayıp “gün bu gündür” dediler.

Hep derim, Amerikan zihniyeti çok ince hesap yapar ancak Anadolu insanının ferasetini, basiretini, vatan sevgisini bir türlü hesap edemez. Etse de, bu hesap bir türlü tutmaz.

Şimdi millet ittifakı kendi içinde hesaplaşır, hesaplaşmaz bilemeyiz. Aylardır “değişim” diye diye kulaklarımızı kurutan bu insanlar önce kendi içinde bir “değişim” yaşamayı denemeliler.

Bu evvela bir anlayış ve zihin değişikliği olmalıdır. Zira ülkeyi Amerika’ya teslim etmenin adını değişim koymuşlardı.

Ben bu ülkede gerçekten, ayakları yere sağlam basan, dürüst, samimi ve buranın ürünü bir muhalefet arzu ediyorum.

Yeri geldiğinde ülke lehine hükümeti uyaracak, temel insan hakları ve özgürlükler konusunda ayar verecek, milli hedefler noktasında destekleyecek, icraatlarını toplum lehine olması için de baskı yapacak ve tek sesliliğe engel olacak bir muhalefete ihtiyaç var.

Ama bu olmuyor. Onlar hala suçu seçmende aramaya devam ediyor. Etsinler bakalım!