Vah İstanbul vah!
Meteoroloji olmasa,
Hava
raporları alınmasa,
Radyo,
televizyon olmasa,
Sadece geçmiş
yıllara bakılsa
Ya da;
Bir şehirde ortaokul
düzeyinde coğrafya bilgisi olan bir belediye başkanı olsa,
Eğer aymazlık,
sorumsuzluk, vicdansızlık o şehrin başkanını çepeçevre kuşatmamış ise,
O şehirde kış
nasıl geçerse geçsin geçici ve orta ölçekli sorun dışında karla mücadelede
ciddi manada sorun yaşanmaz.
Ha,
Bir de eğer
başkan 7/24 sarhoş değilse!..
Şu güzelim İstanbul’un
düştüğü ağlanası hale bir bakın.
Bir de
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aymazlığına,
şaklabanlığına bakın,
İmamoğlu’nun
külyutmaz görünüp İstanbul’un uyurgezerlerini aratmayan tavrına bakın.
İstanbul’da
oturan arkadaşımın ortaokul birinci sınıf öğrencisi kızı Hazal, “Babacığım,
İstanbul’un batısındaki ülkelerin hava durumuna bakınca İstanbul’a böyle kar
yağacağı belliydi. Neden hazırlık yapmamışlar?” diye sormuş.
Sordum
arkadaşıma:
Hazal
yeğenime ne cevap verdin?
Arkadaşım, “Kızım
haklısın ama ne diyeceğimi bilemiyorum” demiş.
Sevgili
Hazal’ım,
Ben neden
hazırlık yapmadıklarını biliyorum:
İstanbul’u
yöneten Büyükşehir Belediye Başkanı’nın idraki Trakya’nın ötesini görmeye
yetmemiş olacak ki İstanbul’un durumu böyle. Başka izahı yok Hazal’ım, maalesef
durum bu.
Amerika’sı
karla mücadele ediyor,
Batı Avrupa
öyle, orta Avrupa öyle, Balkanlar günlerdir karın tipiye dönüşmesinden dolayı
karla mücadele ediyor. Sevgili Hazal’ın dediği gibi İBB ve başkanı İstanbul’un
batısındaki ülkelerin haberlerine baksaydı bile İstanbul bu halde olmazdı.
Üstelik
okullar tatil,
Üniversiteler
kapalı,
Memurlar tam
kadro çalışmaktan muaf…
Ve üstelik batı
ülkelerinin günlerce önceden bilinen hava durumu büyük avantaj iken,
Fındık kadar
beyni olanların bu duruma önlem alması gerekiyordu. Ama almadı, almıyor
İmamoğlu.
Siz
İstanbullular adamların umurunda değilsiniz.
Adamların tek
derdi İstanbul üzerinden elde edecekleri ranttır,
Bir de;
Ekrem
İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olma sevdası.
Tut ki kuş
taşa değdi ve İmamoğlu Cumhurbaşkanı aday oldu.
İstanbullu:
Yahu bizi
yönetemedin,
Son 28 yılda
ilk kez cenazelerimizi taşımakla görevli araçlarınız cenazelerimizi yolda
bıraktı, şoförleriniz kontağı kapatıp gitti.
İstanbul’u
seller aldı yoktun,
Deprem oldu
yoktun,
Kar yağdı,
yollarımız kapandı ortalıkta yoktun…
Yok olduğun
günlerde bazen tatilde, bazen kayakta, bazen balıkçıda göründün ama İstanbul
diye bir şehir bir türlü hafızanda yer almadı.
Hangi yüzle
cumhurbaşkanlığı gibi ülkemin, milletimin, yabancı ülkelerde yaşayan
milyonlarca mağdurun umut bağladığı bu makama aday oldun, demeyecek mi?
Sahi siz bu
milletin değerlerine küfretmekten başka ne işe yarıyorsunuz?
Sahi siz bu
vatanı ateşe atmak isteyen güruhlarla birlikte hangi işleri çeviriyorsunuz ki
İstanbul sizi ilgilendirmiyor?
Yazıklar
olsun!
CHP’ye de,
ona destek veren diğer partilere de, İmamoğlu’na da, onun genel başkanına da
İstanbullu bir çift laf etmeli.
En azından
gidin başımızdan! diyebilmeli İstanbullu…
İstanbullu
bir çift söz eder mi bilmem ama benim CHP’nin TV kanallarına bir çift sözüm
var:
Yolcusuyla,
hastası, yaşlısı, çocuğuyla 20 milyon İstanbullu 24 saat karda mahsur kalırken
bu hayati haberler sizin ekranlarınızda kaç saniye yer aldı?
Bütün
kanallarınız Sedef Kabaş’ı gösteriyordu. Bütün kanallarınız ters kelepçenin
takılmadığı Kabaş’ın arkada bağladığı o sahtekar ellerini gösteriyordu.
Demek öyle
ha!
Demek 20
milyon İstanbullu 1 Sedef’iniz etmez öyle mi?
Hepinizi aziz
İstanbul’un maneviyatına havale ediyoruz!