Üzerine kan damlayan ayet
Birkaç yıl kadar önce Yalova’da bir düğündeydim. Düğün yemeği öncesi Merkez Camii önünde bir ağaç gölgesinde çay yudumlayıp hadis inkârcılarının ekranlara çıkıp izleyicilerin aklını çelme taktiklerini konuşuyorduk. Bir kitap kurdu olan Bülent isimli kardeşimiz defalarca okumasına rağmen ayetin vermiş olduğu mesajı görememesinden şikâyet ederek Kur’an’ın mucizeliğine dikkat çekiyordu.
İstanbul’a döner dönmez ilgili ayetin tefsirlerine baktığımda neredeyse tamamı sahabe hayatının öneminin altını çiziyordu. Önce ayet mealini sizinle paylaşayım daha sonra da tefsirlere müracaat edelim;
“Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.” (Bakara-137)
Bu ayette geçen ‘siz’den kasıt kimlerdir? Bu, ‘sizler’ her kimlerse onların itikat ve ibadetleri bizler için hayati önem taşır… Çünkü bu ayette doğru yolda olmaya giden yolun bizim anlayışımızdan geçmediği uyarısı var… Herkes kendi kafasına göre bir inanç şekli belirleyemez…
Büyük müfessir İbn-i Kesir tefsirine bir bakalım;
İbn-i Kesir şöyle der;
“Allah (c.c) buyuruyor ki: “Eğer onlar da” yani ehl-i kitaptan ve başkalarından
Kâfirler “sizin inandığınız gibi inanırlarsa” yani siz müminler gibi Allah’ın bütün kitaplarına ve peygamberlerine iman eder, onlar arasında hiçbir ayrım yapmazlarsa “hidayete ermiş olurlar.” Hakikate ulaşmış ve doğru yolu bulmuş olurlar.
“Ama” aleyhlerinde bunca delil bulunduktan sonra, haktan batıla “dönerlerse mutlaka ayrılığa düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter.” Allah (c.c) sana yardım edecek ve onlara karşı galip ve muzaffer kılacaktır. “O işitendir, bilendir.”
İbn Ebî Hâtim, Ziyad b. Yunus’tan şöyle nakleder: Nâfi’ b. Ebû Nuaym bize anlatırken “Halifelerden biri bana Osman b. Affan -radıyallâhu anh-’ın mushaf’ını gönderdi.” deyince ben: İnsanlar, Osman öldürülürken mushafının kucağında olduğunu ve kanın “Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.” âyeti üzerine aktığını söylüyorlar? Dedim. Nâfi’: Ben ayet üzerindeki kanı üzerinden uzun bir süre sonra gözlerimle gördüm, dedi.
Kanın herhangi bir ayet üzerine akması ya da damlaması ilahi bir mesaj-delil- olmaz elbetteki ama sahabeler arasında böyle bir diyalog yaşanmışsa kayda değer olarak görebiliriz…
Okuduğumuz ayeti kerime sahabe inancını referans olarak göstermesi inancımızı tekrardan gözden geçirmemizi ve sahabilerin inancıyla kıyas yapmamızı bizlere öğütler…