Uzaktan eğitimin avantajları
Bugün bir
milyondan fazla öğretmen yüz yüze seminer için bir araya geliyor. Kronik
rahatsızlığı olan öğretmenler seminerler de dahil olmak üzere 21 Eylül’e kadar
idari izinli sayılacaklar.
MEB uzun
zamandır okullarda gerekli tedbirleri alıyor. Buna rağmen seminerlerin bir
önceki dönemde olduğu gibi online yapılması daha yerinde olurdu. Ben böyle
kritik dönemlerde risk alınmaması taraftarıyım.
Bilindiği
gibi pandemi sürecinde ülkedeki tüm öğrenciler EBA üzerinden uzaktan eğitim gördü.
Uzaktan
eğitim yüz yüze eğitime kıyasla her ne kadar eksik bulunsa da ben bu konuda
biraz farklı düşünüyorum. Uzaktan eğitimin tarihi 1700’lü yıllara kadar uzanır.
1728 tarihinde Boston Gazetesi’nde ‘Steno Dersleri’nin verileceği bu derslerin
de uzaktan eğitim aracılığıyla(mektup) gerçekleştirileceği açıklanmıştır.
Türkiye’de
ise yine mektup aracılığıyla ilk defa 1927 yılında yapıldığı biliniyor.
1960’lı
yıllarda kurulan YAYKUR’u bilirsiniz. Temelinde uzaktan eğitim vardır. Yüksek
Öğretmen Okulu, Açık Öğretim Fakültesi, Açık Öğretim Lisesi, Açık İlköğretim ve
Yayın Yükseköğretim Kurumu olarak faaliyet göstermiştir.
Türkiye
özellikle son yıllarda bu alanda büyük bir aşama kaydetti. Pandemi süreciyle
birlikte bu konuda ne kadar hazır olduğunu dünyada iki ülkeden biri olarak
göstermiştir.
Türkiye, 184
ülkede 1,5 milyarın üzerinde öğrencinin yüz yüze eğitimden mahrum kalmasına yol
açan salgın nedeniyle milyonlarca öğrenciye ulusal çapta uzaktan eğitim
başlatan Çin'den sonraki ikinci ülke oldu.
Üç ayrı televizyon
kanalından başaralı yayınlar yapıldı öyle ki EBA üzerinden evde yapılacak 40
deney videosu hazırlandı. 1600’den fazla ders ve 20 binin üzerinde etkileşimli
içerik sunuldu. GSM operatörleri 8 GB ücretsiz internet hizmeti sundu.
Üniversiteye
hazırlık sürecindeki 11 ve 12 sınıfların kullanımı için bir süre önce hizmete
alınan EBA Akademik Destek Modülü uzaktan eğitimde öğrenciler tarafından yoğun
kullanılıyor.
MEB
hakikaten bu alanda büyük işler başardı. Ve bu alanda kendini geliştirmeye
devam ediyor. Esasında uzaktan eğitim, alternatif eğitim modeli olarak
karşımızda bir fırsat olarak durmaktadır. Bilindiği gibi klasik, geleneksel
eğitim anlayışı bireylere kendi yetenek ve ilgilerini keşfetme imkânı tanımak
yerine belirli kurallar silsilesiyle onları otoriteye itaat etme eğilimi
kazandırmaya çalışır. Dolayısıyla öğrenme yaklaşımları, modelleri, sınıf
ortamları ve programlar vs. bireyin merakını tetiklemek yerine onları belirli
bir kalıba sokmak uğruna tasarlanır.
Marmara
İletişim Dergisi’nde Ali Murat Kınık tarafından kaleme alınan bir çalışmada
uzaktan eğitimin aslında geleneksel eğitime göre avantajları işlenmiştir.
Buna göre;
Uzaktan eğitim uygulamaları aracılığıyla öğretim elemanları ve öğrenciler
farklı zaman mekânlarda bir araya gelebilmektedirler.
Uzaktan
eğitim kaynak ya da kaynaklar arasında bağlantı sağlanmasını
gerçekleştirmektedir.
Böylelikle
daha kolay bir şekilde bütçe, tasarım, iletim planlaması meydana
getirilebilmektedir. Uzaktan eğitimde zaman ve mekân sınırlaması olmadan her
ortamda ve zamanda eğitim hizmeti sunulabiliyor.
En önemlisi
de uygun zaman diliminde eğitimin alınabilmesi sağlanmaktadır. Uzaktan eğitimde
öğrencinin durum değerlendirilmesi ve kıyaslanması daha kolay bir şekilde
gerçekleşmektedir.
Uzaktan
eğitimde psikolojik faktörler devreden çıkmakta ve öğrenci eğitmenin baskısı
altında
kalmaksızın
kendi özgür iradesi ile öğrenme faaliyetini gerçekleştirmektedir. Uzaktan
eğitim sistemi, kişilik özelliklerinden dolayı toplu halde ders almayı sevmeyen
öğrencilerin verimini yükseltmektedir.
Uzaktan
eğitim aracılığıyla eğitimde yaş sorunu ortadan kalkmakta; yetişkinler de bu
hizmetten faydalanabilmektedir. Zamanla geleneksel eğitim modelinin ortadan
kalkıp çok farklı alternatif esnek eğitim modellerinin devreye gireceğini
düşünüyorum.