Uzaktan Eğitim gelecekte nasıl uygulanmalı?
Birçok dünya ülkesini etkisi altında bırakan ve dolayısıyla Türkiye’yi de etkileyen salgının olduğu şu günlerde eğitim üzerine daha da fazla kafa yorma imkanına sahibiz. Eğitim ile ilgili daha fazla kitap okumak, daha fazla film izlemek gibi geleneksel yaklaşımlardan öte gerçekçi ve rasyonel bir yaklaşımla, profesyonel anlamda süreci iyi analiz etmek, derinlemesine ele almak gerekiyor. Okul-öğrenci-veli paydaşları olmak üzere eğitim süreci içerisinde doğrudan veya dolaylı olarak müdahil olan etmenleri, unsurları iyi bir sosyolojik ve psikolojik yaklaşımlarla analiz ettiğimizde uzaktan eğitim sürecini hem daha verimli ve keyifli hale dönüştürmüş hem de ideal hedeflere ulaşımı kolaylaştırmış oluruz.
Yaklaşık bir aylık yakın tarih sahnesini geriye dönüp incelediğimizde ilerleyen günlerde, hatta ilerleyen haftalar/aylar/yıllarda uzaktan eğitim modelinin ülkemizde yaygın bir şekilde devam edebileceğine yönelik çıkarımlarda bulunmak zor olmasa gerek. Yalnız şu an devam edegelen şekliyle süreceğini düşünmüyor, daha profesyonel, daha sistematik ve başka paydaşları işin içine katarak daha da etkili olabilecek bir verimlilikle yapılacağını öngörüyorum.
Salgının ortaya çıkmadan önce normal olarak eğitimin verildiği okullardaki eğitim süreci ile şu an verilmekte olan uzaktan eğitim süreci arasında var olan bazı ortak noktalar, olaylar örgüsünü daha iyi analiz etmemizi, daha sağlıklı kararlar almamızı ve uygulamada nelere daha çok dikkat etmemiz gerekeceği hususunda bizlere yol gösterici olabilir. Okullarda akademik anlamdaki başarıyı, çocuğun huzur ve mutluluğunu, eğitime yönelmesindeki istek ve arzusunu arttırıcı unsurlar uzaktan eğitim sürecine kesinlikle dahil edilmelidir. Çocuğa iyi gelebilecek her parametre göz önünde bulundurulmalı ve gerek bizzat gerekirse de format değişikliği ile sürece uyarlanarak uzaktan eğitime dahil edilmelidir. Elbette okulda yapamadığımız, başaramadığımız veya eksik bıraktığımız noktaları da tespit ederek, uzaktan eğitime dahil edilebilecek bir formatla sürece dahil etmemiz gerekiyor. Mesela okulda öğrencinin istediği haliyle yapılamayan ve tüm sınıflarda eş zamanlı sürdürülen “eğitim süreci”, evde, çocuğun isteği doğrultusunda “esnek bir zamanlama” ile uygulanabilir hale getirilebilir mi? Okulda çocuk istediği zaman ders çalışma, istediği zaman teneffüs, istediği zaman sportif faaliyetler gibi esnek bir sistemin işleyişi söz konusu değil. Kararları ve kuralları önceden belirlenmiş planlı bir sistemin işleyişi söz konusu… Peki okul eğitimi ile uzaktan eğitim arasında var olan ya da minimal düzeyde de olsa var olması gereken ortak noktalar nelerdir? Hepsini yazmak isterdim ama yer sıkıntısı nedeni ile bir iki tanesine bir göz atalım:
BİR: Okullarda işletilen “ödül ve ceza” sistemi uzaktan eğitim aşmasında ebeveynler tarafından da işletilmeli. Süreci takip eden, gereklilikleri yerine getiren, başarı yolunda ilerleyen öğrenciler, kendi anne ve babaları tarafından ev/aile ortamı içerisinde küçük de olsa ödüllendirilmeli. Okullarda yanlış bir sistematik ile işletildiği gibi daha çok ceza yöntemi işletilmemeli. Çizgi film izlemesine, faydalı oyunlar oynamasına, istediği yemekleri yemesine müsaade edilmesi gibi ödüller verilebilir. Uzaktan eğitim sürecinin gerekliliğini yerine getirmeyen çocuklara ise asla şiddet uygulamak, izole etmek, dışlamak, ağır cezalar uygulamak gibi yaptırımlar yapılmamalı. Daha önce günlük 3 çizgi filim izleniyor ise 2’ye düşürülebileceği, 2 saat oyun oynanıyor ise 1 saate düşürülebileceği gibi mahrum ettirilmeden azaltılan bir yöntem ile ceza sistemi uygulanmalı. Aksi takdirde çocuğun kişiliğine zarar verileceği asla unutulmamalı.
İKİ: Neyi söylediğimizden çok nasıl söylediğimiz çok önemli. Bu açıdan uzaktan eğitim sürecinde çocukların ders çalışması, soru çözmesi ve varsa interaktif bir sürece dahil edilmesi gerektiği zamanlarda isteksiz davranan çocuklara incitici, yaralayıcı, üstenci bir dil kullanılmamalı. Sevgi içerikli, ikna etmeye yönelik, sürecin önemini anlatan cümleler kullanılmalı. Uzaktan eğitimin, çocuğun geleceği için ne kadar önemli olduğu ve neden bunları yapması gerektiği doğru bir üslup ile anlatılmalı. Çocuk, isteksizliğinde direnç gösteriyor ya da fevri çıkışlar sergiliyorsa yukarıdaki “BİR” nolu maddede yazdığım ödül ve ceza sistemi devreye sokulmalı.
ÜÇ: Okullarda var olan teneffüsler gibi çocuğun mola zamanları da olmalı. Aldığımız duyumlara göre çocuğunu tamamen boşa verip ilgilenmeyen veliler olduğu gibi, çocuğun ensesinden ayrılmadan geceli gündüzlü ders çalışmasını isteyen ve hayatı çocuklarına zindana dönüştüren veliler de var. Denge kurulmalı. Mola hakları göz ardı edilip gasp edilmemeli...