Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2964.47
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2022

Uzaktan bakmak

UZAK; yokluğa yakın olan, bize kapılarını kapamış ve bizi geride bırakmış olandır. Uzağın yüzü başkalarına dönüktür. Uzağın kalbi başkaları için atar. Uzağın içi yakın olduklarıyla doludur ve orada bize yer yoktur. Uzak etiyle kemiğiyle, bedeniyle ve ruhuyla çekip gitmiş olan veya hiç gelmemiş olandır. Uzak bilinmeyendir, bilinmeyi istemeyendir, bilinmeye gücü yetmeyendir. Uzak yabancıdır, ötekidir, anlaşılamayan ve anlaşılamayacak olandır. Kelimenin gerçek anlamıyla yaşamak; yakın olmak, yakınında bulunmak, uzağı, uzağa gitmeyi reddetmektir. Uzak tarih, uzak ülkeler, uzak inançlar, uzak insanlar, uzak algılar, uzak renkler, uzak değerler en basit anlamıyla içi boşaltılmış hiçlik duygusu yaratır. Uzak önce hissizliğin, sonra yabancılaşmanın, düşmanlığın, sonra da ölümcül bir çatışmanın habercisidir.

İlahi bütünden başlayarak en küçük yapı taşına kadar uzakta kalış mahrumiyeti, uzaktan bakış çözülmeyi haber verir. Uzaktan bakış eritir, dağıtır, çözer, birbirine karıştırır ve girift hale getirir. Uzaktan bakış çirkinlik yaratır, belirsizliğin güvensizlikle kurduğu ilişki uzaklıktan kaynaklanır. Uzak durmak, uzakta durmak, uzaktan bakmak en basit anlamıyla bir yanılgıyı haber verir. Uzaktan bakışın hiçbir biçimi anlamaya uygun değildir. İnsandaki anlam arayışı, pek çok bakımdan uzağına düştüğü şeyi yakınlaştırmak, onu görüş mesafesine çekmek, onunla temas kurmak ve onu kendinden addetmektir. İnsanın hikâyesi biraz da yakınına aldıklarıyla uzaklaştırmaya çalıştıkları arasındaki mücadeleye dayanır. Dünya ne kadar büyük olursa olsun kendimizle getirdiğimiz, içimizde taşıdığımız mekânlardan ibarettir. Ömür ne kadar uzun olursa olsun hafızaya takılan zamanlar hayata dâhil edilir.

Uzaklaşmanın nihai sağlaması ölümle yapılır. Ölüm hayattan uzaklaşmanın en keskin çizgisidir ve ondan korkulmasının sebebi uzaklaşmanın bütün türevlerini potansiyel olarak kendinde toplamış olmasıdır. Hastalık görüş mesafesindeki uzaklaşma, ölüm görüş mesafesinden kaybolan uzaklaşmadır. Hayat; yaklaşmayla, yakınlaşmayla mümkün kılınır. Güneş sistemi dışındaki hiçbir şey bize hitap etmez, bizi etkilemez, bizim için var denemez. İlahi hakikat insanı hem içeriden hem dışarıdan kuşatarak uzağa savrulmayı engellemektedir. Öz ile biçim ilişkisi bir uzaklık-yakınlık ilişkisidir. Özün uzağına düşen biçim amorf yapılara duçar olur. Hatların birbirinden uzaklığıyla ilgili olan şekilsizlik çirkinlik demektir. Bu haliyle çirkinlik uzaktan bakışa özgü perspektif yanılgılarının ürünüdür. İnsandan uzaklaşan insanlıktan çıkar ve insanlığı göremez. Değerlerden uzaklaşan değersizleşir ve değer insana ait bir haslettir. İyilikten uzaklaşanı kötülük etkisi altına alır. Uzak durmak uzaklaşmanın önsözüdür ve son cümle bir yolunu bulur, ilk cümleyi teyit eder.

Düşüncenin yolunu kaybeden ve düşünmekten uzaklaşan akıl cehalet vadilerine sapar. Cehalet zihnin hakikate uzaklığıdır. Hakikate uzaktan bakan göz en hafifiyle onu birbirine karıştırır. Uzaktan bakışın türevlerinden biri olan karmaşa sınırların kaybıyla, ögelerin sistem yitimiyle ilgilidir. Uzaklık sınırları kaldırır, öğeleri sınır ötesine savurur. Mekânlar uzaklaştıkça önce belirsizliğe sonra büsbütün soyut imgelerle örülü kimliksiz topografyaya dönüşür. Mekânsal uzaklaşma mekânsal boşluklara, mekânsal boşluklar mekânsal uçurumlara yol açar. En uzaktaki mekân en az dokunan olarak en az var olan alan demektir. Fatihlerin fetih coşkusu buradan, uzakta olanı yakınlaştırarak varlık alanını genişletme içgüdüsünden kaynaklanır.

Sınırları genişleyen her şey zorunlu olarak uzaklaşmaya vurgu yapar. Sınırları genişleyen ülkenin hatları arasındaki bağ gevşer. Sınırlar genişledikçe uzaklar yakına yaklaşırken yakınlar uzağa savrulur. Sınırları genişleyen aile üyeleri birbirinin görüş mesafesinden çıkar. Sınırları genişleyen evrenin yapı taşları birbirinden uzaklaşır. Çoğalma uzaklaşma demektir. Sayısı artan şeyin değerinin azalması onu oluşturan öğelerin birbirinin görüş mesafesinden çıkarak birbirinden uzaklaşmasıyla ilgilidir.

Neredeyse bütün perspektif yanılgıları uzaktan bakmaya dairdir. Uzaktan bakılan hiçbir şeye gerçek değeri verilemez. Uzaktan bakış bir mahrumiyet ve mahkûmiyet olduğu için uzaklaştırma bir ceza sistemi olarak kurgulanmış ve uygulanmıştır. Dünyaya uzaktan bakmak, bir futbol topuna bakmaktan farksızdır ve aslında o bir futbol topunun çok ötesindedir. Dünyaya sadece oradan, uzaktan, aydan bakan ve onu yakından görme fırsatını elde edememiş biri için devasa okyanuslar neyi ifade eder, nasıl anlatılır? Bir futbol topunun içine çağıl çağıl akan ırmakların, başı göğe değen yüce dağların sığacağını kim söyleyebilir? Bir futbol topunun içine bir hayatın, hayatların… Ve yakından bakınca evet, öyle, o küçük top güneş sistemini kavrama kudreti gösteren canlıların yaşadığı tek cisimdir. Uzaktan baktığımız her insan yüzü uzaktan bakılan dünyadan farksızdır. İçindeki okyanusları, ırmakları, dağları, ormanları, vadileri göremediğimiz bir yüzün bize söyleyebileceği ne olabilir?

Değerlerinden uzaklaşan insan, sevdiklerinden uzaklaşan birey, vatandaşından uzaklaşan devlet, seçmeninden uzaklaşan iktidar bozulur. Uzaklık tahrip edicidir ve uzaktan bakma bozar. Bozulma bir hastalıktır ve hastalık ölümün kardeşi. En kederli gözler, hayatını uzaktan bakışa adamış insanların ölmeden hemen önceki yakın bakışlarında görülür. Uzaktan bakış çünkü en fazla insanın kendi kendini inkârıdır.