Uzak tutun böyle muhalifleri
Bilgi ve
ahlak, insan ve insanlık için büyük bir kurtarıcıdır. İktidar da olsan
muhalefet de olsan bu böyledir. Beyaz ırktan da olsan siyah ırktan da olsan bu
yine böyledir.
Bilgi
sahibi olmadan meslek sahibi olunamıyor, ahlak sahibi olmadan meslek iyi icra
edilemiyor. Bilgi sahibi olmadan, ahlak sahibi olmadan meslek icra edilirken
can alınabiliyor, din iman gönülden kovulabiliyor, şefkat, merhamet ve adalet
duyguları elden çıkarılabiliyor.
Şu
iğreti dünya hayatında fiziki olarak yaşadığımız ve kahir ekseriyeti çok can
yakıcı tecrübeler, en fazla ibret aldığımız bilgilerdir. Yolda yürümek için
adım attığımızda ayağımız takılır, düşeriz. Ya dizimiz kanar ya gözümüz şişer. Alçak
bir kapı eşiğinden geçerken başımızı öyle bir çarparız ki birden yıldızları sayarız.
Tehlike ister yoldaki taştan ister eşikteki
kapıdan gelsin hiç fark etmez. Biz bu acıyı bilemedin bir, bilemedin iki kere
yaşarız. Üçüncüsünü yaşamak pek mümkün değildir.
Ne yazık ki bazı konularda hiç mi ibret
almayız, hiç mi tecrübe kazanmayız?!
Bir
sanatçı dinler, bir akademisyenle konuşur, bir din-fikir adamına soru sorar,
bir siyasetçiye gönül veririz ki bilgisizlik ve ahlaksızlıklarıyla “al silahı eline çık dağa, al başını git
ıssız çöle yaşanmaz bu ülkede” durumuna getirirler. Gönüllerdeki imanı,
kalplerdeki sevgi ve merhameti, akıllardaki azim ve cesareti iki kelimeyle iki
dakikada iğdiş ederler.
İnsan ve
insanlığı, toplum ve toplumsal nefsi, güçlü devlet ve büyük ülkeyi hizaya
getirecek, büyük hedeflere koşturacak başlıca güç olan bu meslek erbapları bir
yaptığı kötülükle, bir söylediği ahlaksızlıkla hepimizin hayatını anında
cehenneme çevirebilir. Ancak bunu fark ettiğimizde dereden çok su, aradan çok
yıl geçmiştir.
Akademisyen artık sorumsuz bir öncü, sanatçı
artık ahlaksız bir ideolog, din-fikir adamı artık gönül ve kalp katili,
siyasetçi artık sorumsuz bir sorunlu oluverir. Toplum da bunların ürettiği
sorunların cenderesinde zamanından önce çökmüş, yakın gelecekten umutsuz kalır.
Nasıl ki
insanın fiziki yapısı, bir sistem bütünlüğü içerisinde her bir parçanın birbirini
bilmesi, birbirini desteklemesi ve birbirini tamamlaması ise toplumun, ülkenin
bilgi ve ahlak yapısının da tıpkı insan vücudu gibi olması en doğal olanıdır.
Vücudun
bir organı kanı temizlerken, bir başka organı temiz kanı bütün vücuda yayar. Bu
esnada sindirim sistemi olmazsa alınan gıdalar yeterince proteine, vitamine
dönüşemeyip vücudu tam çalıştıramıyorsa ecel pek yakın demektir.
Toplum ve
ülke vücudunun parçaları olan akademisyen, sanatçı, din-fikir adamı ve
siyasetçiler; bilgili, ahlaklı yaşamalı-söylemeli ve toplum-ülkedeki insan ve
insanlığı diri tutmalı, bilgi ve ahlakı yüceltmelidir. Bu meslek erbapları bunu
başaramazsa ya da başarmak istemezlerse toplum ve ülke büyük bedel ödeyecektir.
Bu
meslek erbapları yüzünden toplumun bilgi ve ahlakı azalıyorsa cehennem
yakınlaşmış ve vatan sevgisi, insan ve insanlık şefkati, ülkenin güç ve
kudreti, gönüllerdeki iman ve merhameti azalmış, ecel vakti gelip çatmış
demektir.
Toplum ve ülkenin eceli uzak tutulmak
isteniyorsa özellikle bu meslek erbaplarının bilgili ve ahlaklı olması
sağlanmalıdır. Toplum ve ülkenin hayırlı işlerine de ben aykırıyım, ben
muhalifim değil ben bilginin ve ahlakın peşindeyim demek bu meslek erbapları için
en evlâ olanıdır. Bilgi ve ahlak hâkim olsun isterseniz.. eğer etrafta varsa böyleleri..
uzak durun böyle aykırılardan, uzak tutun böyle muhalifleri.